Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, elektronik spor ve video oyunu odaklı canlı görüntü akışı platformu Twitch'te Pqueen'in (Pelin Baynazoğlu) konuğu oldu. Yaklaşık 362 bin kişinin canlı izlediği yayında, Türkiye rekoru kırıldı.
Canlı yayından elde edilen yaklaşık 20 bin liralık gelir, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı ''Yeşilin Başkenti'' projesine bağışlanacak.
Z kuşağının son birkaç senedir siyasi partiler ve politikacıların radarına girdiğini görüyoruz. 31 Mart seçimleri öncesi Binali Yıldırım'ın ''kankalar'' söylemi ve gençlere internet vaadi somut örneklerden biriydi. Lakin Kovid-19 önlemleri dolayısıyla üniversite sınavlarının önce ertelenip ardından tekrar olağan tarihine çekilmesi gençlerde tepkiye neden olmuştu. Öyle ki, sınavdan hemen önce Erdoğan'ın gençlerle buluştuğu YouTube yayınına gelen anlık tepkiler sebebiyle önce videonun beğenme-beğenmeme özelliği, ardından da yorumları kapatıldı.
Doğruluk Payı'nın yaptığı araştırmaya göre, Haziran 2023'te yapılması planlanan seçimde, oy kullanacak ''Z kuşağı'' seçmen oranı yüzde 16 olacak. Erken seçim olursa ve 2021 yılının sonlarına doğru sandığa gidersek, oy kullanacak Z kuşağı seçmen sayısı yaklaşık 9,1 milyon.
Bu perspektiften incelediğimizde, ''gençler'' seçimin istikametini oldukça etkileyecek. Lakin siyasi parti, başkan ve liderlerin henüz bu potansiyele ulaştığı söylenemez. Yine bunun için somut adımlar atılmadığı ve üzerine çalışılmadığı da görülüyor.
Genelde 1997 yılından sonra doğanlar için kullanılan Z kuşağının özellikleri incelendiğinde yalnızca Türkiye nezdinde konuşmak hatalı. Zira global köyün en genç üyeleri olan bu kuşağı mercek altına alırken belli parametrelere göre hareket etmek yanlış olacaktır. Tüketim alışkanlıkları, hayat görüşleri, (a)politik duruşları, bireysellikleri ve yeniliğe duydukları özlem, uluslararası araştırmalar neticesinde de tescilleniyor.
Bu benzerliğin en büyük sebebi kuşkusuz içerisine doğdukları dünyanın çok değil 10 yıl öncesine göre dahi çok daha küçük olması. Henüz destek almadan yürüyemeyen çocukların ellerine verilen tablet ve telefonları kullanması ileriki yaşlarda da dünyadaki akranlarıyla benzer alışkanlıklara sahip olmalarına neden oluyor.
Geçmiş, gelenek, kutsal, mit…
Zannediyorum siyasilerin gençleri kavramaya yönelik çabalarındaki en büyük problemlerden biri, gençlerin geçmişi değil de yarını değerlendirdiklerini fark edememeleri. Geçmişte yaşanan adaletsizlikler, ekonomik problemler, krizler, insan hakları ihlalleri ve nicesi gençler için pek de kıymetli değil. Onlar bugüne, bugün yaşanan sorunlara ve yarın olacaklara ehemmiyet gösteriyor. Nitekim Z kuşağından oy talep ederken verilen 20-50 yıl önceki hadiseler onlar için bir anlam ifade etmiyor. Yarın ne olacağı ve yaşanacakların bireyin hayatını direkt olarak nasıl etkileyeceği birincil öneme sahip.
Bilmedikleri eski bir hayatın zorluklarını duymak yerine, günün getirdiği ekonomik refahtan en az Batılı akranları kadar faydalanmak istiyorlar. Saatlik çalışma ücreti başına kazandıkları parayla neler alabildikleri, söylenmiş masalların yanında gerçek bir realite sunuyor.
Z kuşağı almak istediği bir oyun konsolu için kaç ay çalışması gerektiğini hesaplarken, oyun konsolunun vergisi için de ayriyetten kaç ay çalışması gerektiğini hesaplıyor.
Z kuşağı, demode olmuş siyasi söylemlerin ve kutuplaştırıcı tavrın global dünyada ilerlemeyeceğinin farkında. Kendileri adına, kendi gelecekleri için karar veren siyasetçilere güvenmiyorlar.
Z kuşağı 2013'te 12,490 dolar olan kişi başına düşen milli gelirin 2020 sonunda 7,720 dolara düşmesini birçok siyasi çatışmadan daha fazla önemsiyor.
Z kuşağı dijital olarak onlara ulaşılmasını, fikirlerinin sorulmasını ve söz haklarının olmasını istiyor.
Yine yapılan araştırmalara bakıldığında, Z kuşağının siyasi partilere bağlı olmadığını görüyoruz. İdeolojik olarak kendilerini tanımlamıyorlar. Siyasi parti liderlerine biat etmiyorlar. Aksine, uygulanan politikaları ve liderleri eleştirmekte geri kalmıyorlar.
Z kuşağının pragmatist yapısı, kendisine fayda sağlayan politika ve reform üretmeyen herhangi bir partiye yakınlaşmamalarına neden oluyor.
Z kuşağı, yıllarca kendisine söylenen iyi okullarda tahsil görmenin refah getireceği sözlerinin boş çıkmasından da oldukça rahatsız.
Z kuşağı için maddi imkanlarının kısıtlanması, arzuladıkları materyalleri satın alamamaları, Wikipedia ve Twitter gibi internet sitelerine erişimin engellenmesi büyük bir öfkeye yol açıyor.
Bireyselliğe ve özgürlüğe son derece düşkün olan Z kuşağı için, kişisel özgürlüklerin otoriteler tarafından kısıtlanmaya çalışılması kabul edilebilir bir şey gibi gözükmüyor.
Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık iş birliği ile gerçekleştirilen en kapsamlı 'Gençlik Araştırması'nın sonuçlarına göre, 18-29 yaş grubundaki gençlerin yüzde 76'sı Türkiye'den gitmek istiyor. Aynı araştırmaya göre, gençlerin yüzde 50.5'i mutlu olmadıklarını söylüyor.
Dolayısıyla, şayet siyasi partiler Z kuşağının ve gençlerin oylarına talipse, evvela onların dünyayı nasıl algıladığını kavramak zorundalar.