Yolsuzlukları sorgulamaktan vazgeçmeyenler...


CHP. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü yazarı Çiğdem Toker'e 'yolsuzlukları sorgulamaktan asla vazgeçmedik' demiş.

Konuşma organlarındaki tembellikleri kırmak veya oyun oynamak içintekerlemelerkullanılır.

Kılıçdaroğlu'nun sözünü duyunca aklıma şöyle bir tekerleme geldi: Demiş ile Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemeleşmiş mi gelmiş, yoksa mahkemeleşememiş de mi gelmiş?

Kılıçdaroğlu, yolsuzlukları nasıl sorgulamış da gelmiş, yoksa ele geçen fırsatları kaçırarak mı gelmiş? ona bakalım.

Haziran 2015 seçimlerindehiçbir siyasi parti tek başına hükümeti kurmak için yeterli milletvekiline sahip olamadı.

CHP, MHP ve HDP genel başkanları, seçim meydanlarında yolsuzlukların hesabını soracaklarına söz vermişlerdi.

Basın organlarında, soruşturma önergelerinin hazırlanmakta olduğu ve Meclisin toplandığı gün Başkanlığa sunulacağı haberleri yer almıştı.

TBMM İçtüzüğünde, sadece reddedilmiş olan kanun tasarı ve teklifleri ile ilgili olarak, ret tarihinden itibaren bir tam yıl geçmedikçe yeniden verilemeyeceğine ilişkin bir hüküm vardır.Ancak, reddedilen tasarı veya teklif üzerinde basit değişiklikler yapmak suretiyle belirtilen süre bekletilmeden Başkanlığa yeniden sunulabilmektedir. Ayrıca, yine İçtüzük gereği Bakanlar Kurulu güvenoyu alıncaya kadar, Anayasa ve İçtüzük değişiklikleri hariç, kanun tasarı ve tekliflerinin komisyonlarda ve Genel Kurulda görüşülmesi yapılamamaktadır.

Soruşturma önergelerinin Başkanlığa verilebilmesi için belirli bir zamana ihtiyaç yoktu. Bakanlar Kurulu oluşmadan geçen dönem reddedilen soruşturma önergelerinin, daha önceki uygulamalar ışığında yeni bir formatla Başkanlığa verilmesinde ve görüşülmesinde bir sakınca yoktu.

O tarihlerde geçici TBMM Başkanı Deniz Baykal'dı. Geçici Başkan, Danışma Kurulunu, ilk turda Başkanın seçilememesi halinde diğer turların hangi günlerde yapılacağını belirlemek amacıyla toplantıya çağırdı.

Soruşturma önergesi verilmiş olsaydı Danışma Kurulunun bu ilk toplantısında, herhangi bir siyasi parti grubunun talebi üzerine, önergenin Genel Kurulda görüşülme tarihi saptanabilirdi. Danışma Kurulunun bu önerisi veya anlaşmazlık halinde ilgili grubun teklifi, Genel Kurulda CHP, MHP ve HDP 'nin oylarıyla kabul edilecekti.

İçtüzüğün 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre mevcut geçici katipler yenileri seçilinceye kadar görev yapabilmektedirler. Dolayısıyla, yeni seçilecek Meclis Başkanı ile birlikte Genel Kurulda iki geçici katip görev yapmış olacaktı.

Hükümet programları üzerindeki görüşmeler, güven oylamaları, gündem dışı konuşmalar ve benzeri pek çok konu geçici katiplerin görev aldığı genel kurul Başkanlık divanında yapılabilmiştir.

Önerge görüşülüp kabul edilseydi iddiaları soruşturacak olan 15 üyeden kurulu soruşturma komisyonunda AKP: 7, CHP: 4, MHP:2 ve HDP 2 üye ile temsil edilecekti. Üyelerin tamamının katıldığı bir toplantıda komisyonun karar alabilmesi için 8 üyenin oyu yeterli olacaktı.

Seçimlerin yenilenmesine karar verilse bile, bu önergelerin TBMM'de görüşülmesine ve karara bağlanmasına yetecek kadar (5 -6 ay) bir zaman mevcuttu.

Bu fırsat nasıl kaçtı? Cumhurbaşkanı Erdoğan çok güzel bir taktik uyguladı. Ortamın yumuşaması için önce Deniz Baykal ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bu toplantıdan sonra Baykal'ın, CHP Genel Başkanına herhangi bir tavsiyede bulunup bulunmadığını bilemiyoruz.

Erdoğan, o günlerde kamuoyuna, yeni bir koalisyon hükümetinin kurulması için egolarımızdan kurtulmalıyız şeklinde olumlu mesajlar verdi. Erken seçim kararı alabilmek için 45 günlük sürenin geçmesi için istikşafi görüşmeler yapıldı.

İstikşafi kelimesi, keşif, tanıma amaçlı görüşme anlamına geliyor zaten. Birbirlerini o güne kadar tanımıyorlarmış meğer.

Dolayısıyla, Kılıçdaroğlu için ele geçen fırsatları kaçırmış da gelmiş diyebiliriz.

Rahmetli Erbakan, aynı konuları seçmenlerine tekrarlar dururdu. Bunun bir nedeni olmalı.

Yarı arapça yarı Türkçe bir söz vardır. 'Et tekraru ahsen velev kane yüz seksen' Tekrar güzel şeydir. İsterse yüz sekseninci olsun.

Bu taktikten bi haber olanlar ve kullanamayanlar başarılı olamazlar.

KAMU İHALE PİYASASI:

İhaleler, yolsuzluk ve usulsüzlerin kaynağıdır.

Kamu İhale Kurumu, 2020 yılına ilişkin kamu alımı istatistiklerini henüz yayımlamadı.

2019 yılında gerçekleştirilen toplam kamu alımları tutarı 142.727.054.000 TL'dir. Bu tutarın 116.987.865.000 TL'si Kamu İhale Kanununda belirtilen ihale usulleri kapsamında, 18.069.010.000 TL'si istisna kapsamında, 7.670.179.000 TL'si doğrudan temin yoluyla gerçekleştirilen alımlardır.

İhale Kanunumuzun bir tarafında yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini ve kaynakların verimli kullanımını öngören temel ilkeler içeriyor; diğer tarafında da Kanunun ve dolayısıyla bu ilkelerin uygulanmayacağına ilişkin opak hükümler mevcut. Bunlar da istisna hükümleridir.

İstisna hükümleri (a) bendi ile başlamış (z) harfine kadar gelinmiş, sonra harf bulunamamış (aa) ve ek bentler şeklinde devam etmiştir. Harf bulunsa daha fazla istisna hükmü getirilecek.

Bir kanun düşünün bir kısmı kural içeriyor, diğer kısmı kuralsızlık.

Sonra da diyoruz ki niye yolsuzluklar oluyor? Olacak tabi.

NOT:Batman ilimizde hemen hemen her ailenin bir veya birden çok ferdi koronadan muzdarip. Batman Bölge Devlet Hastanesinde görevli sağlık personeli hizmette zorlanıyor. Yoğun bakım ünitesi yeterli değil. Sağlık Bakanlığımızdan destek gerekiyor.

Sevgili kardeşim Şeyhmus Araç da bu hastalığa yakalandı ve hastanede yatıyor. Daha önce hastanede yöneticilik yapmış olan Uzman Dr.İdris Yıldırım'ın hastalarına çok yakın ilgi ve alaka gösterdiğini haber alıyorum. Kuşkusuz bu muamele hasta yakınlarını sevindirmektedir. Kendisine teşekkürü bir borç bilirim. Hastalığı ağır geçiren kardeşim için herkesten dua bekliyoruz.