Yaş seksen, artık trafiği seyretsen...

Birçok konuda ustalaşmak, yıllar boyunca süren, eğitimlerin pratiklerin, araştırmaların ve edinilen tecrübelerin sonucunda sahip olunacak bir durum. Yıllar geçtikçe alakalı olduğumuz konularda tecrübe kazanır ve daha becerikli hale geliriz. Taşıt kullanmak da buna bir örnek. Her gün yollarda saatlerimizi geçiriyoruz, yeni senaryolarla karşılaşıp farklı çözümler üretiyoruz. İstanbul trafiği bu senaryolar konusunda fazlasıyla zengin. Hepimiz bir şekilde taşıt kullanmayı büyüklerimizden öğreniyoruz. Bizlere tecrübelerini aktararak, daha iyi bir sürücü olmamızda büyük rol oynuyorlar.

Bir taşıt sürmemiz için en gerekli olan şey ise ehliyetimiz. Bu belge, bizim o taşıtı sürmeye bilgi, beceri ve refleks olarak uygun olduğumuz anlamına gelmekte. Ehliyete sahip olabilmek için çeşitli şartlar bulunmakta ama bugün beni ilgilendiren şart, yaş. Evet, trafikte bulunan her araç sınıfı için farklı yaş sınırlandırması bulunmakta. Fakat bu sınırlandırma kaç yaşından itibaren alınabileceği üzerine. Buradaki eksiklik ise kaç yaşına kadar kullanılabileceği... Yaşımız arttıkça eğer aktif bir şekilde araç kullanıyorsak, tecrübemiz de yıllar geçtikçe fazlalaşacaktır. Fakat belirli bir yaşı geçtikten sonra reflekslerimiz ve algılarımız zayıflamaya başlayacak. Tabi ki bu kişiden kişiye değişen bir kavram. Yine de bir üst sınırın bulunması gerektiğini düşünüyorum. Bu üst sınırı geçenler, nasıl yeni başlayacaklar bir sınava tabii ise, onlar da aynı uygulamadan geçmeli. Aksi durumda trafiği riske atacak olaylar yaşanabilir. Geçenlerde şahit olduğum bir olay: yaşlı bir amcamız bir sokağın girişine otomobilini park etti. Kapısını açtı ve uzun uğraşlar sonucu otomobilinden inebildi. Öylece bırakıp gittiği otomobili ise ara sıra sokaktan geçmeye çalışan araçlar için zorluk çıkardı. Bu amcamızın ellerinden öpüyorum, kendisine uzun ömürler diliyorum. Fakat mademki bu kadar zorlanıyoruz inip binmeye, birinin yardımı olmadan pek mümkün olmuyor veya aracımızı park ettiğimiz yerin durumunun farkında dahi değilsek, belki de araç kullanmayı bırakmalıyız? Bu amcamızın trafikte ne gibi riskler yaratacağını az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. Fren mesafesini ayarlayamamak, yoldaki muhtemel tehlikeleri fark edememek, yoldaki diğer sürücüleri fark edememek ve daha onlarcası. Nasıl yaşı tutmayan bir genç trafik için tehlikeliyse, yaşı geçmiş bir yetişkin de aynı şekilde tehlike arz etmekte. Bu durum tabi ki bir sınav ile kolayca tespit edilebilir.

Bütün teyzelerimizin, ninelerimizin, amca ve dedelerimizin ellerinden öpüyor, artık araç kullanma konusunda unu elemiş, eleği asmış olmalarını temenni ediyorum. Ne olur bana alınmasınlar. Hepimiz yaşlanacağız. Her ne kadar motosiklet kullanmayı sevsem de, bedenim bana engel, diğer insanlara tehlike arz ettiğinde ben de bırakacağım. Ben de bayrağı yeni nesle devredeceğim. Eminim ki onlar bizlerden edindikleri tecrübelerle, bizden çok daha iyi kullanıcılar olacaklar.