Yapay Zekâ: Toplumların Maliyetini Düşürmeyecek, Yükseltecek

Yapay zekânın gelişmesi, insanların işlerini yapay zekânın alacağına dâir bir öngörü ve beraberinde endişeleri meydana getiriyor.
 

Yapay zekâya iş devretmek, yüzeyde verimlilik ve maliyet avantajı gibi görünse de, derinlikli bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, sistemin insana olan yükünü ortadan kaldırmadığı; sadece başka bir yere taşıdığı görülür.
 

Bir iş yerinde yüzlerce kişinin görevini birkaç yapay zekâ sistemiyle yürütmek, geride kalan insanların temel ihtiyaçlarını —barınma, beslenme, sağlık, aidiyet— ortadan kaldırmaz. Aksine, bu ihtiyaçların karşılanma sorumluluğu sistem dışına itilen bireylerden alınarak topluma, devlete ve dolaylı biçimde hepimize devrolur.
 

Peki bu ne anlama gelir?
 

  • İnsanlar işsiz kalırlar, temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelir. Yani işsizlik artar, yoksulluk derinleşir.
     
  • Sosyal yardım sistemlerine duyulan ihtiyaç büyür.
     
  • Barınma sorunları ve işsizlikle birlikte evsizlik başta olmak üzere, ruh sağlığı sorunları ve bağımlılık gibi kronik problemler yaygınlaşır. Sağlık sistemi şişer ve kilitlenir.
     
  • Toplumsal huzursuzluk ve güvenlik açıkları görünür hale gelir.
     
  • Yeni bir sınıf doğar: sisteme erişemeyen, üretime dahil olamayan, dışlanmış insanlar sınıfı.
     

Kâğıt üzerinde maliyeti düşürdüğünü zanneden sistem, aslında daha büyük ve daha görünmez bir maliyet üretmektedir: Toplumun insani yükünü büyütmek.
 

Yapay zekâyı yalnızca teknolojik bir araç olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumlulukla birlikte düşünmek zorundayız. Aksi hâlde “verimlilik” adına insanı gözden çıkaran bir sistemin, günün sonunda hepimizi içeriden çürüteceğini göremeyiz.
 

Peki hangi alanda kullansak bunu tersine çevirebiliriz?
 

  • Sosyal sorunların tespit ve giderilmesinde.
     
  • İşgücünün desteklenmesi ve insanların yetersizliklerinin giderilmesinde.
     
  • Karar alma süreçlerinde sürdürülebilir ve toplum odaklı karar almak için.
     
  • İnsanların kendine ve ailesine vakit ayırabilmesi, üretkenlik için iyi olma haline bir köprü olma konusunda.
     
  • Zarar verici üretilen mal ve hizmetlerin tespit edilmesinde.
     
  • Sosyal medyada toplumda barış yaratacak, toplumu bilinçlendirerek gelişimine katkı sağlayacak görevlendirmeler yapıldığında.