Ülkemizin önde gelen holdinglerinden birinin ocak 2018 sonu itibari ile bankalara borcu olan 6 milyarlık dolar krediyi yapılandırma talebi istediğinde dolar kuru 3.7852-TL idi. Bu talep finansal piyasalarda yankı bulurken acaba bu holding batıyor mu diye yorumlar yapılmaya başlandı. Bunu borcu 23.5 milyar TL olan diğer büyük bir holding takip ettiğinde dolar kuru 4,06 –TL olmuştu. Peki yeniden yapılandırma ne anlama geliyordu? Bu şirketlerin yeniden yapılandırma talepleri borçlarını vadesinde ödeyemeyeceklerini önceden beyan edip, yeni ödeme planı üzerinden devam edelim manasına geliyordu. Bu iki holdingin borçları ciddi rakamlar tuttuğu için bankalar uzlaşma yolunu tercih ettiler. Bankalar kısa vadeli topladıkları mevduatları, uzun vadeli olarak kredi verdikleri için vade uyuşmazlığı riski ile karşı karşıya kaldılar. . Aslında bu talepler ekonomide daralma olacağının sinyallerini veriyordu
2016 yılının sonunda kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Türkiye'nin yatırım yapılabilir olan notunu düşürdü. Bunu 2017 yılı başında Fitch takip etti. Üstelik bu açıklamalar yapılırken ülkemizin 2017 yılı büyüme rakamı %7,4 olarak gerçekleşti. Bu rakam ile G-20 ülkeleri arasında birinci sırayı alırken Çin ve Hindistan gibi ülkelerin büyümelerinin bile üstünde yer alarak gözlerin tekrar Türkiye'ye çevrilmesine neden oldu. Kredi kuruluşları yaptıkları açıklamalar ile not indirimini özel sektör karlılık oranlarının düşük olduğu, sabit sermaye yatırımlarının artmadığı, dövizin sürekli değer kazandığı ve reel sektör finansman giderlerinin öngörülenin üzerinde arttığını gibi gerekçelere dayandırdıkları görülüyor.
Bu tablonun erkene alınan seçimlerden hemen önce belirmesi ekonomimize karşı bir operasyon mu yapılıyor? Sorusunu akıllara getirdi. Yılladır başta Avrupa olmak üzere Dünya genelinde bir kriz ve durgunluk yaşanırken Türkiye'nin parmak ısırtan büyüme hızı ve Marmaray, Osmangazi Köprüsü, 3. Havalimanı ve 1915 Çanakkale Köprüsü gibi yapılan yüksek bütçeli projeler ile değer ülkelerden ayrışmaktaydı.
Dövizde meydana gelen yüksek volatiliteye Merkez Bankası mayıs ayında % 13,5 olan politika faizini 300 baz puanlık faiz artış ile %16,5 puana, geçtiğimiz günlerde ise 125 puanlık bir artışla % 17,75 puana çıkardı. Piyasa rahatladı dövizin artışı duruldu. Dolarda 4,630'lara kadar gerileme olabileceğini beklentisi bulunmakta.24.06.2018 tarihinde gerçekleşecek olan seçimlerden istikrar kararı çıkması halinde ekonomide taşların yerine oturacağı görülmektedir.