www.bensanakayyumatandım.com

Ünlü tiyatro sanatçısı Metin Akpınar, 'karşı devrim' diye nitelendirdiği Adnan Menderes ve arkadaşlarının kurduğu Demokrat Parti'nin Anadolu İhtilali yaptığını belirtir:

'Karşı devrim diye niteleyeceğim olay karşı tarafın, Mustafa Kemal'in yapmayı çok isteyip başaramadığı bir şeyi başarmasıdır. Kırsala özen gösterdi. Kalkınmada öncelikli bölgeler diye Avrupa Birliği'nin ürettiğini satmak üzerine biz de alım gücü iştira kabiliyeti yaratılmış bir popülasyon batıya sıkışmıştı. Orada kişi başına gayrisafi milli hasıla fazlaydı, Anadolu'da da sıfırdı. Onları harekete geçirerek orada gerçek bir Anadolu ihtilali gerçekleştirildi. Yeşil sermaye de birikti, ilaç mekanizması da o bağlamda argüman olarak kullanıldı. Bu karşı devrim, bugün aşağı yukarı en güçlü döneminde. Onların da sayısı 22 milyon.' (BÜYÜK DOĞU'NUN ATLILAR/ ANILAR, OLAYLAR, BELGELERLE MTTB'NİN YÜZ YILI Hoton Yayınları, Shf:49)

27 Mayıs'ın yıldönümünde şimdi 'karşı devrimi' gerçekleştiren Cumhuriyet Halk Partisi…. Dindar CHP değil, mütedeyyin adaylar ile muhafazakar kesimin önüne çıkmış, onların kabulünü değil analarının ak sütü gibi helal oylarını almış adaylar ile ortaya çıkan CHP… YSK'nin iptal gerekçesi, oyların çalınması, yanlış yazılması, kaydırılması kadar önemli hadise geçmişte RP'de il başkanlığı yapmış, Erdoğan ile yola çıkmış olanların bile 'İlle de Ekrem olsun hem de İmamoğlu olsun' sözleri yabana atılır sözler değil. CHP bir kere muhafazakar seçmenin tadını aldı. 'Bir kereden bir şey olmaz' deyip geçmeyin… Bir çok şey bir kereden başlamaz mı ?

Ak Parti tabanı delilikten, çılgınlıktan değil isteyerek gidip CHP adayına oy veriyor. CHP'ye olan rezerv adaylara yok. Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş aldıkları destek ile muhafazakar, mütedeyyin kesimin oylarıyla ipi göğüslediler. Saadet Partisi'nin İstanbul seçimlerinde adayını çekmemesine karşın İmamoğlu'na gösterdikleri ilgi bunu göstermiyor mu? Samimi tokalaşmayı (Musafahayı) Cumhurbaşkanı'nın 'Temel Ağbi' dediği Temel Karamollaoğlu ile yaptığını hiç gördünüz mü?

İmamoğlu AK Parti'ye Gitti mi, Önerildi mi ?

Beylikdüzü'nde inşaat işleriyle ilgili iken Milli Görüş geleneğinin insanları Ekrem İmamoğlu'nu Ak Parti Beylikdüzü belediye başkanı yapmak istediler. Öneriler, görüşmeler. Bana gelen bilgi o dönemin İstanbul Ak Parti İl Başkanı Aziz Babuşçu ile İmamoğlu görüşmesi olduğuna dair. Ancak İmamoğlu'nu Ak Parti'ye öneren isim 'Görüşme yok. Bizim tarafımızdan yalnızca ismi önerildi' demekle yetiniyor. Ancak İmamoğlu, adaylık teklifi götürülecekler listesine giremeyince, il başkanlığı Yusuf Uzun'u aday gösteriyor. İmamoğlu ibreyi 2009'da bu kez CHP'ye yönlendiriyor. Aday adaylığı olmakla kalıyor. Bu kez devreye sürpriz bir isim giriyor. Eyüp Aşık… İmamoğlu'nun babasıyla yakın arkadaş olan Aşık, 'yeğenim' dediği Ekrem İmamoğlu'nu 'Siyaset kumaşı var. Geleceği var' diyerek CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a emanet ediyor. Artık Ekrem İmamoğlu CHP Beylikdüzü ilçe başkanı.

Gerçekten Ekrem İmamoğlu Ak Parti'den Beylikdüzü Belediye Başkanı olsaydı o zaman Trabzon uşağının Rumluğu, Yunanlı'lığı kalır mıydı?

İstanbul seçimlerinin tüm ayrıntılarını buradaki köşemde yazdım. Devletin bakışını, Erdoğan'ın İstanbul'a kamp kurmasını, Süleyman Soylu'nun çadırını, ekibini İstanbul'a taşıdığını, Ak Parti kadrolarının 'Hattı Müdafaa Yoktur, Sathı Müdafaa Vardır' diyerek işgal altındaki İstanbul'un sadece ilçelerindeki seçimlerinde oluşturulan bir savunma hattının yeterli olmayacağını, bütün İstanbul'u içine alan bir savunma ile gerçek anlamda savunma yapılabileceğini ifade etmeleri boşuna değildir.


Babacan, Teklif Gelirse Bakanlığı Ret Edecek

İstanbul'da bunlar olurken Ankara'da ise işler karışık. Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın ister geniş isterse dar çerçevede düzenledikleri iftarlara katılan milletvekili, eski vekil, bürokrat, parti yöneticisi, STK başkanı, bürokratların isim listelerinin elde ele dolaştığı isimlerinin 'Hainler' listesine yazıldığını da belirtmek isterim. Bu dönemde Ali Babacan daha temkinli, Davutoğlu daha yalın kılıç bir hale geldi.

Söz Ali Babacan'dan açılmışken bir iftar yemeğinde kendisine yöneltilen bir soruya verdiği cevabı da yazalım:

-Sayın Cumhurbaşkanımızın sizi ekonomi yönetiminin başına getireceğinden söz ediliyor? Böyle bir teklif geldi mi?

-Gelmedi, gelse de asla kabul etmem.

Kabul etmeyeceği görev dünyada ilk defa Türkiye'de uygulanan 'hem parayı toplayanın hem de parayı harcayanın' aynı olduğu Hazine ve Maliye Bakanlığı…

Şimdi herkes 23 Haziran'ı bekliyor. Avrupa, değerler birikimi olarak kendisini gördüğü için Türkiye'nin Avrupa değerlerinden uzaklaştığı görüşünde. Erdoğan yönetiminin tekrar bu değerleri kabul etmesi bu yönde politikalar üretmesini istiyor. Bu yüzden bu durumu sağlayacak mekanizma ile politik ilişki kurma, onu yüceltme çabasında. Kimi uzmanlar 15 Temmuz'dan sonra Ak Parti iktidarına beka kaygısı ile iki kayyum olarak Sayın Bahçeli ve Perinçek'in atandığını öne sürseler de ben Erdoğan liderliğinin kayyum gerektirmeyecek önderlik olduğunu düşünenlerdenim.

Kayyum demişken Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ile ilgili kulislerde dolaşan haberler var. Sonbaharda Yargıtay kararı ile cezasının onaylanacağı ve belediye başkanlığından alınacağı yönündeki iddialara hiç kulak kabartan oldu mu ? Yerine AK Partili bir ilçe belediye başkanı büyükşehir belediyesine başkan seçilecek. Pursaklar Belediye Başkanı Ayhan Yılmaz'ın istifasını yavaş yavaş daha iyi anlar gibiyim.

Artık cin şişeden çıktı. Bu işlerin 'bensanakayyumatandım.com' sözleriyle anlatılacak bir tarafı da yok artık ?