Ülkemizde, vergi hukuku ile ilgili olarak güncelliğini sürdüren önemli sorunlardan biri de, mükelleflerle idare arasında doğan vergi uyuşmazlıklarının çözümüdür([1]) .
Uyuşmazlık konusu tarhiyatın, mahkemelerde dava açmak suretiyle çözümlenmek istenmesinin, hem idare hem de mükellefler yönünden çeşitli sorunları ve maliyetleri vardır.
Mükellef ile idare yargı aşamasından önce karşı karşıya gelerek, vergi uyuşmazlığını çözümlemesi, doğabilecek çeşitli sorunları ve dava ile ilgili maliyetleri ortadan kaldırabilecektir.
Bu ise genellikle, idarenin almak istediği vergi ve cezanın bir kısmından vazgeçmesi, mükellefin ise, uyuşmazlığı bir an önce çözüme ulaştırması yönünden, belirli bir miktar ödemede bulunmaya yanaşmasıyla gerçekleşebilir.
İşte bu uygulamaya, yani idarenin mükellefle kuracağı iyi bir diyalogla uyuşmazlıkları karşılıklı anlaşma yolu ile kısa sürede ve az masrafla sonuçlandırmasına, “vergi uyuşmazlıklarının idari aşamada çözümlenmesi” denmektedir.
Uyuşmazlığın idari aşamada çözümlenmesi, bazen tarhiyatın tamamının ortadan kalkması şeklinde de sonuçlanabilmektedir. İdarenin, vergilendirme işleminde açık bir şekilde hata bulunması durumunda, hatanın düzeltilmesi yoluyla, alınmak istenen vergi ve cezanın tamamı da kaldırılabilmektedir([2]).
Vergi Uyuşmazlıklarının İdari Aşamada Çözümlenmesini Gerektiren Nedenler
Vergi uyuşmazlıklarının idari aşamada çözümlenmesini gerektiren nedenler, hem mükellefler hem de vergi idaresi yönünden söz konusudur.
Uyuşmazlığın idari aşamada çözümlenmesinin doğurduğu en önemli sonuç, uyuşmazlığın sona ermesidir. Bu durum mükellef ya da vergi sorumlusu üzerinde psikolojik yönden olumlu bir etki yapmakta, uyuşmazlık konusu vergi ve cezayla ilgili sorunu çözümlemekte, buna ilişkin huzursuzluktan da kurtulmaktadır. İdare de, uyuşmazlığın sona ermesiyle, olayı kısa yoldan çözüme kavuşturmuş olmaktadır.
Uyuşmazlığın idari aşamada çözümlenmesini gerektiren nedenlerden biri de mükelleflerin vergi ve cezayı ödeme yönünden, idarenin de vergi ve cezayı tahsil etme yönünden sağladıkları avantajdır.
[1] Şükrü KIZILOT, “Vergi Uyuşmazlıklarını Çözümleyen Kuruluşlar”, Hürses, 14.12.2002, s. 5; Vural ARIKAN, “Mali Kaza Sorunu”, Yeni İş Dünyası, Mart 1980, Sayı: 5, s. 21.
[2] İsmail BARINIR, “Vergisel Uyuşmazlıkların İdari Yollarla Çözümü”, Yaklaşım, Sayı: 237, Eylül, 2012.