Kocaman bir tren hani, en karası ve en 'çuf çuflu'sundan..! Bomboş vagonları için yolcuları davete hazırlanıyor, ha kalktı ve kalkacak... Hani şairin dediği gibi, 'Sallanmaz o kalkışta, ne mendil, ne de bir kol... Çok seneler geçti, çok seneler geçti... Birçok giden memnun ki yerinden, dönen yok, dönen yok seferinden..!
Bir kitap için ilk çağrıyı, güzel bir kapak yaparmış. Ardından kapağı okumaya başladığınızda, birkaç cümlenin akıcılığıyla kendinizi, bir an kitabın son sayfasında bulursunuz...!
Ya yazdığınız kısa bir öykü, ya da gündelik bir makale ise? Buradaki tek şansınız galiba çarpıcı bir başlık olmalı... Ardından, hemen alt satırlarda yer alan birkaç çekici, sözcüklerle selamlaştığınız kişiler, sizi finale götürecek vagonların içinde çoktan yerini almıştır bile..!
Herkesin kendince kurduğu gerçek, ya da düşleri.... Belki dolu, belki sadece kendi yolcusu olduğu vagonlarda yer alırken, tiz bir sirenle başlayacak olan bu yolculuk, bilinmeyen diyarlara doğru merakla yol almaya başlar... Ola ki yolculuğun bir yerlerinde sükut-u hayal'e uğrarsanız, bulunduğunuz vagonları terk etmemek için hiçbir sebebiniz de yoktur artık..!
Peki ya o yolculuk için size davetiye çıkarmak isteyenler? Ya onlar için bu sefer nasıl bir şeydi acaba? Kendileri bu zaman tünelinde gerçekleştirdikleri bu yolculuğa sizleri de ortak etme ve bir şeylerle tanıştırma gereğini neden duymuşlardı? Acaba bir zamanlar tek başına seyahat ettikleri hayatın o vagonlarını mı özlemişlerdi? Hata ve sevaplarıyla..!Yoksa bir zamanlar oralarda unuttuğu ya da kaybettikleri bir şeyleri arayıp bulmak için birilerinin desteğiyle mi bulmaya çalışıyorlardı dersiniz?
Kim bilir öylesi yaşanılan bir şeylerin tadını zehir zemberek de olsa özlemişlerdi. Ya da son derece yavan hikayelerinin tadına tuzuna bakmadan birileriyle paylaşma gereği mi duymuşlardı..? Siz, belki tatlıyı seversiniz, o da tuzluyu, öteki acılıya bayılır. Diğeri hem acı, hem de tatlıyı özler bir diğeri hem acı, hem de tatlıyı peki ya öbürü? O hepsini sever fakat, diyabetlidir ve ona her şey yasaktır
İşte kalkışa hazırlanan bu vagonlar, tüm diyabet ve yasakları kaldırmak içindir belki..! Yasak da olsa, mahrem de olsa birileriyle paylaşmak içindir belki... Bu yüzden başlarsınız bir şeyleri çiziktirip karalamaya..Nice anlamlar yüklediğiniz hikayeniz belki, bir çuf çuf trenin rayları arasında tüm anlamını yitirirken..!
'Sallanmayacak belki o kalkışta, ne mendil, ne de bir kol... Birçok seneler geçecek, birçok seneler... her bir giden memnun olacak ki yerinden, dönen olmayacak, olmayacak ki seferinden...!