Yüz felçlerinin yaklaşık yüzde 80’ini oluşturan Bell paralizisi, yüz sinirinin hızlı şekilde etkilenmesiyle ortaya çıkıyor. Felç, genellikle yüzün bir tarafında mimik kaslarının zayıflaması veya tamamen işlevini kaybetmesiyle kendini gösteriyor. Bu durum, ilk 48 saat içinde hızla ilerleyerek göz kırpma zorluğu, ağız kenarında sarkma, gülme sırasında asimetri gibi belirtilerle fark ediliyor. Tanı, klinik bulgularla konulurken; santral sinir sistemi ve kulak hastalıkları dışlanarak netleştiriliyor.

Yüz siniri karmaşık bir yapıya sahip ve hayati fonksiyonları kontrol ediyor

Yüz siniri, beynin sapından başlayarak iç kulaktan geçip yüz kaslarına kadar uzanır. Bu karmaşık yapının içinde ilerleyen sinir, mimik kaslarının yanı sıra tat alma duyusu, gözyaşı ve tükürük bezleri üzerinde de etkilidir. Bu nedenle Bell paralizisi yalnızca estetik değil, aynı zamanda işlevsel bir kayba da yol açar. Gözün kapanamaması nedeniyle göz kuruluğu ve görme problemleri gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir.

Op. Dr. Cengiz Çelikyurt, Bell paralizisinin nedeninin tam olarak bilinmediğini vurguluyor, ancak en güçlü şüphelinin herpes virüsü olduğunu belirtiyor.

Bell felcinin kesin nedeni tam olarak bilinmese de Herpes simpleks tip 1 virüsünün yeniden aktif hâle gelmesiyle ilişkili olabileceği düşünülüyor. Bu virüs sinirde şişme ve kanal içinde sıkışmaya neden olarak felci tetikleyebiliyor. Enfeksiyon, travma, otoimmün hastalıklar, tümörler ve gebelik de yüz felcinin diğer olası nedenleri arasında yer alıyor.

Kortikosteroid tedavisi başarı oranını yüzde 90’a kadar çıkarabiliyor

Op. Dr. Cengiz Çelikyurt, yüz felcinde tedavinin başarısının büyük oranda erken müdahaleye bağlı olduğunu söylüyor. Tedavinin ilk 72 saatte başlatılması öneriliyor. Yayınlanan tedavi kılavuzları, özellikle 16 yaş üstü bireylerde ilk 3 gün içerisinde başlanacak kortikosteroid tedavisinin iyileşmeyi ciddi oranda hızlandırdığını ortaya koyuyor. Antiviral ilaçların eklenmesinin etkisi tartışmalı olsa da ağır vakalarda kombine tedaviler tercih edilebiliyor.

Yüz siniri cerrahisi sınırlı ama etkili bir seçenek

Yüz felci vakalarının yüzde 70’i kendiliğinden iyileşirken, yüzde 15’lik bir grup kalıcı fonksiyon kaybı riskiyle karşı karşıya kalabiliyor. Özellikle tam felçli hastalarda, elektrodiagnostik testlerle yapılan değerlendirmede sinir dejenerasyonunun yüzde 90’ı aştığı durumlarda cerrahi dekompresyon (yüz siniri üzerindeki baskının kaldırılması) uygulanabiliyor. Bu cerrahi müdahalenin, zamanında yapıldığında yüz fonksiyonlarının geri kazanılmasına önemli katkı sağladığı bilimsel çalışmalarda bildiriliyor.

Sinkinezi en sık rastlanan geç dönem komplikasyonu

İyileşme sürecinde bazı sinir liflerinin yanlış kaslara yönelmesiyle istemsiz kasılmalar (sinkinezi) meydana gelebiliyor. Gülümserken göz kaslarının da kasılması, yemek yerken gözyaşı gelmesi gibi durumlar, hastalarda sosyal yaşamı zorlaştıracak düzeyde rahatsızlık verebiliyor. Araştırmalar, Bell felci geçiren her 5 hastadan 1’inde bu komplikasyonun geliştiğini gösteriyor.

GIDA ZEHİRLENMELERİNDE ARTIŞ: TAVUK ÜRÜNLERİNE DİKKAT! GIDA ZEHİRLENMELERİNDE ARTIŞ: TAVUK ÜRÜNLERİNE DİKKAT!

Göz sağlığını korumak tedavinin vazgeçilmez bir parçası

Op. Dr. Cengiz Çelikyurt, Bell paralizisi sırasında göz kapanmadığı için göz kuruluğu ve kornea hasarı gibi sorunlar gelişebileceğini belirtiyor. Bu nedenle tedavi sürecinde nemlendirici damlalar ve gece göz kapağını koruyucu bandaj kullanımı büyük önem taşıyor. Çelikyurt, göz bakımının ihmal edilmesi durumunda felce ek olarak görme kaybı gelişebileceğini vurguluyor.

Her yaşta görülebilir ama en sık 40-50 yaş aralığında rastlanıyor

Bell paralizisi, kadın ve erkeklerde eşit oranda görülür ve genellikle 40-50 yaş arasında daha yaygındır. Yılda 100 bin kişide 20-40 vaka arasında görülürken, hayat boyu yüz felci yaşama riski yüzde 1.5’tur. En çok birlikte görüldüğü hastalık ise diyabettir.

Erken müdahale, bilinçli takip ve doğru tedaviyle yüz felcinin önüne geçmek mümkün

Güneşli Erdem Hastanesi’nde görev yapan Op. Dr. Cengiz Çelikyurt, konuyla ilgili sözlerini şöyle sıralıyor: “Toplumda yüz felci hâlâ soğuk çarpması ya da stresle ilişkilendirilse de tıbbi açıdan altta yatan nedenlerin araştırılması ve tedavinin bilimsel yöntemlerle planlanması şart. Gözlemlere göre soğuk hava ve rüzgâra doğrudan maruz kalmak siniri hassaslaştırarak tetikleyici olabiliyor. Bu nedenle özellikle soğuk havalarda yüz bölgesini korumak, risk altındaki bireyler için önem taşıyor.”

Kaynak: Haber Merkezi