Gündem

Şehit Şeyda Yılmaz’ın ardından: Suç makinelerine dönüşmeden önce ne yapılmalı?

İstanbul Ümraniye’de motosiklet hırsızlığı suçundan yakalanan ve daha sonra karakoldan firar eden 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti’nin polis ekiplerine düzenlediği silahlı saldırı, 27 yaşındaki Polis Memuru Şeyda Yılmaz’ın şehit olmasıyla sonuçlandı. Türkiye’yi yasa boğan bu acı olay aynı zamanda Geçti’nin 26 farklı suç kaydı bulunması ve henüz çok genç yaşta bir suç makinesine dönüşmesiyle dikkat çekti.  Suçun köklerini çocukluk ve gençlik dönemlerine dayandıran uzmanlar, bu tür trajedilerin önlenebilmesi için bireylerin sosyal ve duygusal gelişimlerine çocukluktan itibaren yatırım yapılması gerektiğini vurguladı.
 

Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümü ve APAM (Psikolojik Uygulama ve Araştırma Merkezi) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen de yaşanan bu trajik olayın ardından, çocukların ve gençlerin kişilik gelişimine yön verilmesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, bu tür suçların temelinde bireylerin sosyal ve duygusal yoksunluklarının yattığını ifade ederek, okullarda empati, nezaket ve iş birliği gibi değerlerin öğretilmesinin önemine dikkat çekti. Suça yönelmiş bireylerin kökeninde sosyal ve duygusal eksikliklerin yattığını hatırlatan Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, okullarda ve ailelerde empati ve nezaketin büyütülmesi gerektiği konusuna dikkat çekti.
 

 “Toplumun temel taşı, nezaket ve empati”

Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, gençlerin suç dünyasına adım atmadan önce onlara sağlıklı ve destekleyici sosyal beceriler kazandırmanın önemini vurguladı. Okullarda akademik başarıya odaklanmanın yanı sıra, sosyal ve duygusal gelişime yönelik programların da devreye alınmasının gerektiğini belirten Özen, şunları söyledi: 
 

“Akademik başarı elbette önemlidir, ancak öğrencilerin aynı zamanda nezaket, empati ve iş birliği gibi değerleri de öğrenmesi hayati önemdedir. Okullarda bu becerilerin kazandırılması, toplumda daha güçlü ve dayanışma içinde bireylerin yetişmesine katkı sağlar. Ne yazık ki, birçok birey çocukluk döneminde bu temel değerleri öğrenemediği için suç makinesine dönüşüyor.”
 

 “Suçun önlenmesi için eğitim sistemine müdahale”

Geçti’nin çocukluk döneminde gerekli sosyal ve duygusal desteği almamış olmasının trajik sonuçlarını işaret eden Prof. Dr. Özen, bu tür vakaların önlenmesi için okullarda akran nezaketini artırma programlarının uygulanması gerektiğini dile getirdi: 
 

“Okullarda, öğrencilerin sosyal beceriler kazanmasını sağlayacak programlar devreye alınmalı. Empati, nezaket ve hoşgörü gibi değerler, bireylerin toplumda daha sağlıklı bir şekilde var olmalarına yardımcı olur. Çocukken bu tür bir ortamda yetişmiş olması da sağlıklı bir toplum sağlıklı bir nesil demektir”
 

 “Nezaket ile güçlü toplumlar inşa edelim”

Altınbaş Üniversitesinden Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen aynı zamanda bireylerin çocukluk dönemlerinde sosyal becerileri geliştirecek atölye çalışmaları, grup projeleri ve problem çözme becerilerini artırıcı etkinliklerle desteklenmesi gerektiği vurguladı. Bu tür programların, bireyleri suça iten zayıf sosyal bağları onarabileceğini belirten Özen, şu sözlerle konuşmasını noktaladı: 
 

“Bir toplumun temelini oluşturan nezaket, empati ve iş birliği gibi değerler sadece bireyleri değil, toplumu da güçlendirir. Bu değerler, bireylerin suç yerine sağlıklı bir gelişim süreci geçirmelerine olanak tanır. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimize, zorbalığı değil, nezaketi öğreterek daha güçlü ve sağlıklı toplumlar inşa edebiliriz.”