Sanat ve Müzik

Sanat, içi boş olan bir bardağı doldurmaya benzer...

Ödül, sanatçı için önemlidir.

Bardağa konan şeker gibi, tat verir...

Sanatçı, sadece bardağın boş kısmıyla ilgilenir, şekerini düşünmez.

Ve şeker için bir bardağı asla doldurmaz.

Sanat, şeker olmasa da bardağı dolduran en leziz içecektir...

*

Kariyer anlamda hangi mevkii de, hangi makamda olursanız olun,

Dünyayı asla bir sanatçının gördüğü gözüyle göremezsiniz.

Bu nedenle sanata, sanatçıya saygı duymak zorundasınız.

Evet, zorundasınız...

Çünkü gecenin ortasında yıldızları göğe çakabilen tek kişi sanatçılardır.

Sanatçınız yoksa yıldızınızda yok demektir.

Gördükleriniz başkalarının yıldızı, sizde hırsızın birisiniz demektir.

*

Dünyayı sanatçı insanlar yönetmiş olsaydı mutluluk daha çok olacaktı.

Ama olmadı, insanlık bunu başaramadı.

Daha güçlü olmak için her şey yapıldı korkak insanların yüzünden...

Daha fazla kazanmak için çok şey icat edildi,

Ama insanın mutluluğu, sağlığı için o kadar uğraş verilmedi.

Hep kısır döngüler içinde insanoğlu hayatını tamamladı.

Çıkmaz, yarı aydınlık sokaklarda geçti ömürler.

Ve bir türlü bitmedi acı, hüzün.

Bir türlü sona ermedi gözyaşı.

Bir türlü huzur ve mutluluk tam bizi bulmadı,

Ömür bitiyor…

Ne beklenen geliyor, ne de biz gidebiliyoruz...

Bir rüya gibi gelip geçiyor ömür…

*

Sanatsız insanların maddi yanları daha çok kuvvetlidir.

İnsanı, doğayı, çevreyi düşünmeden kendi kazancını düşünür.

Sanatçı ise manevi alanı gelişmiş insanlardır.

Sanat hep özeldir.

Çünkü hep insanla çoğalır,

Ve iyi niyetli insanların başarabildiği bir oyundur.

*

Müziğin ayrıldığı yer notadır.

Tüm müzik sözleri temelde aynıdır.

Evet, aynıdır...

Kullanılan ya da yansıması farklıdır sadece...

Türküler, şarkılar, arabesk, sanat müziği.

Hepsi birdir.

Hepsi insanı duygularla yazılmışlardır.

En çokta aşk ve ayrılıklardır konusu.

Ve tüm sanat eserleri, eser sahibinin iç dünyasının yansımasıdır

Ve sanat, insanın insanla çoğalmasıdır.

Eser, eser sahibinin hikayesini vermez bize,

Farklı esintiler dile getirir,

Şiiri yazan gözyaşıyla yazmış olabilir,

Ama o eser bir başka yerde eğlence olarak kullanılabilir.

Örnekleri çoktur..

Biz, o eserin derinliğini kendi derinliğimize göre algılarız,

Sanatçının anlatmak istediğini değil..

*

Bir türküyü, bir şarkıyı en çok kimler dinler ya da sever?

İnsan dinlediği eserde geçmiş yaşamından bir kesit bulursa sever.

Bu hep böyledir.

Hiç değişmez.

Bunun farkında bile değilizdir aslında.

Bizim geçmişimizden izler taşımayan bir eser ne kadar iyi olursa olsun,

Ne kadar mükemmel olursa olsun, bizi bağlamaz.

Biz sevemeyiz...

Eserin sahibi kendi acısıyla yazmıştır,

Biz dinlerken eser sahibinin acısını değil,

Kendi acımızı duyarız.

Yazarın acısı umurumuzda bile değildir...

Bizi hiç ilgilendirmez.

Yanan yanmıştır zaten.

Bizde kendi acımızla yanarız.

Biz kendi dünyamıza bakarız.

*

Filmler de böyledir, dizilerde..

En çok tutan, en çok izlenen dizilere bir bakın...

Toplumun genel durumunu göreceksiniz...

Aşk, ihanet, terk etme, ızdırap konularıyla dolu hepsi.

Kitaplarda öyledir.

İzlediğiniz dizilere, okuduğunuz kitaplara bir bakın.

Aynada yansıyan kendi fotoğrafınızdır.

Aşklarda, hikayeler de, yaşamlarda hep birbirine benzer insanoğlunun.

Çünkü gözyaşının rengi yoktur.

Ve hepimizin gölgesi siyah beyazdır...

İnsanın değişimi çok zordur,

Ateşi bulmak yüzyıllar almıştır...