İlk Yıllar ve Eğitim Hayatı
Recaizade Mahmut Ekrem, 1 Mart 1847’de İstanbul’da doğdu. Babası, dönemin tanınmış bürokratlarından Hacı Recai Efendi’ydi. Eğitimine medrese ile başlayan Ekrem, daha sonra Harbiye Mektebi’ne kaydoldu. Ancak buradaki öğrenimini tamamlayamadan ayrıldı ve kendini edebiyata adadı. Genç yaşta memuriyete adım atarak hem devlet hizmetinde bulundu hem de edebi çalışmalarını sürdürdü.
Edebiyat Dünyasındaki Yükselişi
Tanzimat edebiyatının ikinci kuşağında yer alan Recaizade Mahmut Ekrem, özellikle “Araba Sevdası” romanıyla ün kazandı. Türk edebiyatında ilk realist romanlardan biri sayılan bu eser, Batılılaşma hevesindeki gençlerin komik ve hüzünlü hikayesini anlatır. Şiirde ise romantizmin etkisiyle duygusal bir üslup benimseyen Ekrem, “Nağme-i Seher” ve “Yadigâr-ı Şebab” gibi eserlerle şiir severlerin beğenisini topladı.
Eleştirmen ve Eğitimci Kimliği
Recaizade, yalnızca yazarlıkla yetinmedi; “Talim-i Edebiyat” adlı eseriyle edebiyat teorisine önemli katkılar sundu. Bu eser, genç yazarlara rehberlik etmeyi amaçlıyordu. Ayrıca Mekteb-i Mülkiye ve Galatasaray Sultanisi’nde öğretmenlik yaparak çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Namık Kemal ile yenilikçi fikirleri savundu, ancak zamanla “Sanat için sanat” anlayışını benimseyerek Edebiyat-ı Cedide’nin temellerini atan isimlerden biri oldu.
Tartışmalar ve Özel Hayatı
Dönemin edebiyat ortamında Muallim Naci ile yaşadığı polemikler, eski-yeni çatışmasının simgesi haline geldi. Recaizade’nin hayatı, edebi başarılarının yanı sıra kişisel trajedilerle de doluydu. Oğlu Nijad’ın genç yaşta ölümü, onun eserlerinde derin bir melankoli izi bıraktı ve bu duygu, yazılarında sıkça hissedildi.
Mirası ve Vefatı
Recaizade Mahmut Ekrem, 31 Ocak 1914’te hayata veda etti. Geride bıraktığı eserler ve fikirler, Türk edebiyatında modernleşmenin önünü açtı. Bugün hâlâ okunan eserleriyle, edebiyat tarihindeki yerini koruyor.