Yurt dışındaki grup firması tarafından belli şartlara haiz ve belli koşulları yerine getirmiş olan personele 'Hisse Edindirme Planı' kapsamında menfaatler (hisse opsiyonları 'stock options' ve sınırlı hisseler 'resticted stocks') verileceğine ilişkin taahhütte bulunulması ve şartların (taahhüt tarihinden itibaren üç yıllık vs gibi hakediş sürelerinin dolması, ilgili personelin hakediş süresinin sonunda firmada çalışıyor olması vb.) gerçekleşmiş olması halinde söz konusu hisselerin personelin hukuki ve ekonomik tasarrufuna geçirilmesi şirketler tarafından günümüzde uygulanan yeni bir ödüllendirme sistemidir.

Bu kapsamda Personele bedelsiz olarak verilecek hisselerin bedellerinin bahsi geçen firma tarafından karşılanacağı, bu nedenle çalışanların 'Hisse Edindirme Planı' na dahil edildikleri tarihteki hisselerin bedellerinin aynı tarihte yurt dışındaki grup firması tarafından şirketlere fatura edildiği görülmektedir. Söz konusu hisse bedellerinin, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci ve 94 üncü maddeleri kapsamında, grup firması tarafından fatura edildikleri dönemde mi, hakediş süresinin sonunda hisselerin personelin hukuki ve ekonomik tasarrufuna geçeceği dönemde mi ücret olarak değerlendirilip vergi kesintisine tabi tutulacağı hususunda maliye bakanlığının özelgesi ile açıklık getirilmiştir.

Bahsi geçen özelgedeki açıklamalar şu şekildedir;

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Gelir Vergisi Kanununun 'Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti' başlıklı 38 inci maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır.

5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan anonim ve limited şirket niteliğindeki şirketlerin sermayesine iştirak eden kurumların, bu iştiraklerinden elde ettikleri iştirak kazançları, bazı şartlarla kurumlar vergisinden müstesnadır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesinde, hisse senetleri ile fon portföyünün en az yüzde 51'i Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgelerinin alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymetin borsa rayici ile değerleneceği belirtilmiştir.

Buna göre, satın alınan grup şirketinize ait hisse senetlerinin alış bedeli üzerinden aktifinize kaydedilmesi gerekmekte olup bu hisse senetlerinin; elde tutulması esnasında elde edilen kar payları ile şartları sağlayan çalışanlara verilmesinde, elden çıkarılmasından doğan kazançların kurum kazancınıza dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Elde edilen kar paylarında, şartların varlığı halinde 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmü de dikkate alınabilecektir. Ayrıca, söz konusu hisse senetlerinin grup şirketinizden alınması nedeniyle 5520 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde düzenlenen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümlerinin de dikkate alınması gerektiği tabiidir.

Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinin birinci fıkrasında, ücretin işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu, ikinci fıkrasında ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği belirtilmiş olup, 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının bir numaralı bendinde de hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre vergi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır.


Bu hükümlere göre, yurt dışındaki grup firması tarafından belli şartlara haiz personele belli koşulları yerine getirmiş olmaları şartıyla 'Hisse Edindirme Planı' kapsamında bedelsiz hisse senedi verileceğine ilişkin taahhütte bulunulmasıyla ve şartların gerçekleşmiş olması halinde hisse senetlerinin bedelsiz verilmesi nedeniyle Şirketinizce sağlanan menfaatin, çalışanın hukuki ve ekonomik tasarrufuna geçtiği (bedelsiz hisseler, taahhüt tarihinden başlayarak 3 yıllık vs gibi bir hak ediş süresinin sonunda ve şirkette çalışan personele verileceğinden hisselerin bedelsiz aldığı tarihin), dönem ücret geliri olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, söz konusu personelin şirketinizde çalışmaları ve belli koşullar karşılığı sağlanan söz konusu menfaatin şirketiniz tarafından vergi tevkifatına tabi tutulup muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, ücret olarak değerlendirilecek olan söz konusu hisselerin personelinizin hukuki ve ekonomik tasarrufuna geçtiği dönemde kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabilecektir.[1]
-------------------------

[1] https://www.gib.gov.tr/node/100037