Hepimiz zaman içerisinde karşılaşmışızdır... Her hangi bir ünlü, sporcu, politikacı veya iş insanının yaptığı açıklamada inandırıcı veya özgün olmayan bir içeriğin kokusunu burnumuz hemen alır. Açıklama yapan bir şirket yöneticisinin, gerçek olmayan, hayatın doğal akışına uymayan mesajlarındaki abartıyı veya sahteliği sen, ben, şirket çalışanları, gazeteciler veya müşterileri rahatlıkla anlayabilirler.
Yapılan araştırmalar gerçek liderlerin, güven, taahhütlerini yerine getirme ve verimlilik konularını sağlayabilen, iletişim becerisi güçlü ve karşısındakileri ikna edebilen kişiler olduğunu ortaya koyuyor. Çalışanlar, iş yerlerine sadakat duyabilmek ve örgütsel hedefleri ve öncelikleri takip edebilmek için, liderlerinin ve iş akışlarının şeffaf olduğu kuruluşlarda çalışmak istiyorlar.
Bunu sağlamak için de iş, liderlerin verdiği mesajlara düşüyor. İşte kurumsal mesajların özgünlüğünü ve güvenilirliğini arttırmak için birkaç basit yol:
- Stratejik olun: Tüm mesajlar kurumun stratejisini, amaçlarını ve hedeflerini desteklemelidir.
- Kanıtlayın: "Bizim markamız en iyidir" ya da "Bizim en büyük önceliğimiz, çalışanlarımızdır' gibi, içi doldurulmamış ve desteği olmadan söylenen genel ifadeler hayal kırıklığı ve güvensizlik yaratır. Eğer inandırıcı mesajlar vermek isteniyorsa, geçerli kanıtlarla desteklenmesi gerekir.
- Basit tutun: Bir arkadaşınızla konuşur gibi içten ve bir çocuğa anlatır gibi basit bir üslup ile konuşun. TV'de gece haberlerini okuyan spiker gibi kusursuz bir aksanla dahi olsa, samimiyetsiz, uykulu ve heyecansız bir ses tonu ile konuşmayın. Gereksiz jargonlardan kaçının.
- Tutarlı olun: İnandırıcı olmak demek, mesajların kurumun tüm kanallarından ve tüm yöneticileri tarafından, aynı şekilde tekrarlanması ve tutarlı olması demektir.
- Orijinal ses: CEO, ya da diğer yöneticiler için mesajlar, onların kendilerine özgü ses ve stilleri göz önünde bulundurularak oluşturulmalıdır. Kurumların iç ve dış paydaşları, gelen mesajların özgün tarzına bakarak, mesajların liderlerinden gelip gelmediğini anlayabilmelidirler.
Unutulmamalıdır ki; mesajların ne olduğundan daha önemli olan, mesajların özgünlüğü ve veriliş biçimidir.
Ve elbette bir de; mesaj özgün olduğu kadar da anlaşılır olmalıdır.
Çok zengin biri olan Temel, karısıyla birlikte İngiltere'de lüks bir otelde kalıyormuş. Oda servisini arayıp İngilizce olarak şu mesajı vermiş: - 'TU Tİ TU TU TU TU'.
Otel için çok önemli bir müşteri olan Temel'in bu özgün mesajını çözmek için, çalışanlar epeyce uğraşmışlar. Beceremeyince de oraya buraya haber salmışlar.
Sonunda konsolosluktan bir çevirmen bulmuşlar ve Temel'in ne dediği anlaşılmış:
- '2 tea to 222' (222'ye 2 çay)