Öteki ve Ben

'Ben' ve ben'in anlamını onsuz oluşturamayacağımız 'öteki' üzerine yeni fikirler, başka bakış açıları ve daha önce aklımıza gelmeyen kimi yanıtlar bulabileceğimiz bir kitap.

Yalın Alpay'ın yazdığı, Karakarga Yayınları'ndan çıkan Öteki ve Ben'i okurken günlük sohbetlerimizde ya da kendi kendimize kalıp düşündüğümüzde aklımızdan geçenler konusunda yalnız olmadığımızı anladığımız gibi bulduğumuz ya da bulduğumuzu sandığımız yanıtlar dışındakileri ve diğer yanıtlara ulaşmak için alternatif yolları da görüyoruz.

Bu kitap yaşama, ilişkilere, doğaya, insana, sanata bakış konusunun giderek daha çetrefilli hale geldiği post-truth çağında insan olmakla ilgili her türlü soruna dair yeni bir düşünce üretebilmek, var oluşla ilgili sorulara eklenen yeni sorulara kafa yormak ve tüm bunların anlamı üzerine düşünmek için eşsiz bir durak.

Kitabın arka kapak yazısında şöyle yazıyor: 'Ben' doğuştan belli olan bir öz çerçevesinde, kendi doğası neyse, ona sadık kalarak gelişecek bir varlık değildir. O bir özden çok, bir potansiyeller manzumesidir ve olasılıklardan hangisinin ne zaman baskın çıkacağı dışsal şartlara göre sürekli değişir.

'Ben' bir uzlaşımcıdır. 'Öteki' ile her daim pazarlık halindedir ve bu pazarlık yaşamın her günü yeniden başlar. Dinmez bir ilişki içerisinde 'ben' 'öteki'leri, 'öteki'ler 'ben'i etkiler. Fakat 'öteki'lerden ve 'ben'den oluşan toplumda 'ben' tek, 'ötekiler' sayısızdır. Bu asimetrik ilişkide 'ben'in 'öteki'ler ve kendisi üzerindeki etkisi geride kalır. O, doğuşundan itibaren 'öteki'nin gözetiminde, denetiminde ve danışmanlığında serpilir. Her gün yeniden inşa edilen bir kurgu olan 'ben', büyük oranda 'öteki' tarafından belirlenir.

Rimbaud'nun söylediği gibi, 'ben, bir ötekidir'.