Büyük Türk Ozanı ve düşünürü Yunus Emre. Türkçe şiirin öncüsü Yunus Emre. Tasavvuf ve halk ozanı Yunus Emre. Ozanlar ozanı Yunus Emre. İnsanlar insanı, dostlar dostu, Türkmen kocası yunus Emre. Türk ulusunun duygu birliğini, ülkü birliğini sağlamış büyük bir sanatçıdır Yunus Emre.
Bu niteliklerini anlatmaya, sayfamız yetmez. Bu nedenle Yunus'un Türkçeciliği üzerinde duracağız. Ölümünden günümüze 700 yıl geçmesine karşın, ölmemiş gibi düşünceleri, duyguları, Türkçe sevgisi ve Türkçesi dipdiri ve canlı olarak yaşamaktadır. Yunus Emre, sadece Türk ulusunun duygularını, düşüncelerini değil; insanlığın ortak duygularını ve düşüncelerini dile getiren, gönüllere teselli ve umut veren bir halk insanıdır. Bu nedenledir ki halkın sevgilisi olmuş; Türkçenin sırrını iyi bilip kullanmış; yüreğini ve düşüncelerini ezenlere karşı kullanmış; hep ezilenlerden yana olmuştur.
Yunus Emre'nin yaşadığı dönemde inşalar ekinler gibi biçilmekte, karıncalar gibi ezilmektedir. Oysa talancı kesim keyfince yaşam sürmektedir. Diğer yandan kıtlık, susuzluk, salgın ve inanç kavgaları, kardeş savaşları, Moğol yağmacıları, Anadolu'nun ve Anadolu halkının altını üstüne getirmiştir. Halk için dünya zindan olmuştur. Yunus, Anadolu'yu karış karış dolaşmış, halkı dinlemiş, onlarla söyleşmiş ve halkını çok iyi tanımış bir bilgedir.
Bu dünya dönmüş zindana,
Koydular bizi zindana
Zindanda gülmek mi olur
Yürüyeyim yana yana.
Bu ortamda halk bilgesi, halk dostu Koca Yunus Emre kara gün dostu olmuş ve kılıca, paraya, belaya karşı çıkmıştır. Yunus'un dizelerinde Yoksul Anadolu insanı şöyle seslenmektedir:
Acep dünyada varm'ola
Şöyle garip bencileyin.
Bağrı yanık, gözü yaşlı,
Şöyle garip bencileyin.
Söyler dilim, ağlar gözüm,
Gariplere göynür özüm,
Meğerki gökte yıldızım,
Ola garip bencileyin.
Bir garip ölmüş diyeler,
Üç gün sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
Şöyle garip bencileyin.
Yunus Emre, çağının mollalarına, yalancılara, yobazlara karşı savaş açmış bir bilge insandır. Onun şiirleri dünyayı sömürenleri övmez, onlara karşıdır. Çünkü o halkın içinden çıkmış bir bilgesidir. Yunus'un şu dizeleri günümüze de ışık tutmaktadır:
Haram ile hamir tuttu dünyayı
Fesat işler gören hürmetli oldu
Peygamber yerine geçen hocalar
Bu halkın başına zahmetli oldu
Gönüller yıkuben heybetli oldu.
Yunus Emre halk ile bütünleşmiş, halk onu sevmiştir. Bu nedenle Yurdumuzun pek çok yerinde yunus Emre mezarı bulunmaktadır. Gerçek mezarının Karaman'da bulunduğu söylenmektedir.
Yunus Emre, Türkçecidir, Türkçenin ozanıdır. Kullandığı dil Oğuzcadır. Yunus, Oğuzcanın hem eski biçimini hem de bugünkü biçimini kullanarak Türkçenin günümüze kadar yaşamasını sağlamıştır. Türk ulusunun, Türk köylüsünün, kısaca halkın duygularını ve düşüncelerini dile getirmek için halkın konuştuğu dili kullanmak gerekiyordu. Yunus, bu bilinçle hareket etmiş bir bilgedir. Yunus'un şiirleri uyaklı, hece ölçülü ve sanki günümüzde söylenmiş gibi taze, canlı, anlaşılır, yalın, temiz bir Türkçedir:
Benim canım uyanıktır
Hem denize karışmağa
Dost yüzüne bakan benem
Irmak olup akan benem.
Irmak gibi ben çağlarım
Nefsin, ciğerin doğrarım
Gah gülerim gah ağlarım
Kibr-ü kini yakan benem
Yunus, kimi sözcüklerin halk ağzıyla farklı söylenişini de şiirinde kullanabilmiştir. Söz gelimi 'ıldız-yıldız, ılan-yılan, ıldırım-yıldırım, benim- benem' sözcükleri gibi:
Bir karara tuttum karar
Sırrıma benim kim erer
Gözsüz beni nerde görür
Gönülde gizlenen benem.
Yıldırım olup şakıyan
Kakıyıp nefsin dokuyan
Yer karasında berkiyen
Şol ağılı yılan benim
Yunus Emre Farsça ve Arapça da bilmesine karşılık, çağdaşı Mevlana gibi Arapça ve Farsçayı tercih etmemiş ve Türkçe kullanmaktan asla vazgeçmemiştir. Yunus, Arapça sözcük kullanmak durumunda kaldığında bunun halkın söyleyiş biçimini kullanmıştır. Örneğin 'danişmend' yerine 'danışman', 'aşikar' yerine ' eşkere' biçimini kullanmaktadır:
'İsediğimi buldum eşkere can içinde,
Taşra isteyen kendi kendisi ten içinde.'
Yunus Emre, dilde, sanatta, güzellikte Türk ulusunda var olanları kullanmış ve Türk halkına anlatmıştır. Başka bir anlatımla Türk olmayandan alıp Türk'e anlatmamış, Türk'te olanı ortaya çıkarıp Türk'e bildirmiş ve anlatmıştır.
Türkçenin güzel ve doğru kullanılmasını sağlamak, Türkçeyi Atatürk'ün de belirttiği gibi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmak için; toplumun Araplaşmasını önlemek için Türkçenin özüne dönmesi için, Yunus Emre'nin şiirleri ve eserleri en temel kaynaktır.
Bu dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun
Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun.
Dilin güzelleşmesi, doğru ve kurallarına göre kullanılması için bireylerin çokça kitap okumaları gerekmektedir. Yunus Emre okumayı önermektedir. Ancak kuru kuru okumaktan yana değildir, okuduğun bilgilerden yararlanarak doğruyu, Tanrı'yı ve kendini iyi bilmeye çalışmak gerekir. Çünkü okuyarak insan ilişkilerini ve etik davranışları doğru biçimde düzenleyebiliriz.
İlim okumaktan gerek, kişi kendini bilmektir
Pes kendini bilmezsen, bir hayvandan betersin.
İlim, ilim bilmektir; ilim, kendini bilmektir
Sen kendini bilmezsen, ya nice okumaktır?
Yunus, bilgisiz insanla bilgili kimselerin anlaşmasının, bir arada bulunmasının olanaksız olduğunu da vurgulamaktadır:
Karga ile bülbülü bir kafese koysalar
Birbiri sohbetinden dayim melül değil mi
Öyle ki karga diler bülbülden ayrılmağı
Bülbülün de maksudu billahi şol değil mi
Cahil ile arifin meseli şuna benzer
Cahil katında iman malum meçhul değil mi
Gönlü insan sevgisi, doğa sevgisi, Tanrı sevgisi ile dolu olmayanlardan topluma bir yarar gelmeyeceğini, en güzel Türkçesi ile dile getirir Yunus:
İşidin ey yarenler, aşk bir güneşe benzer
Aşkı olmayan gönül misal-i taşa benzer
Taş gönülden ne biter, dilinde ağı tüter
Nice yumuşak söylese de sözü savaşa benzer
Aşkı var gönül yanar, yumşanır muma döner
Taş gönüller kararmış, sarp katı kışa benzer
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı, 2021 Yılını, Ölümünün 700. Yılında Yunus Emre'yi anma yılı olarak kabul etmiştir. Büyük Türk bilgesi, Türkçeci, Türk şiirinin kurucusu Koca Yunus Emre'yi saygıyla anıyoruz. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
-------------------
Not: Bu yazı, Cahit Öz Telli'nin Yunus Emre; Sabahattin Eyuboğlu'nun Yunus Emre adlı yapıtlarından yararlanılarak hazırlanmıştır.