Minimalizmin Etkileri

Şatafatı dünyaca seviyoruz nedense. Altın varaklı olmazsa koltuklar oturulmaz gibi. Lüksün de lükslerini icat ettik. O kadar ki kahvemize altın tozu dökmelere kadar varmış olabilir iş, altının nasıl elde edildiğinden habersiz. 
 

Diğer yandan da bir konu var ki şatafatımıza şapka çıkartacak türden. Adına “Minimaliz” denilen ve tanımlama olarak: Modern sanat ve müzikte, kökeni 1960'lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akım, olarak tanımlanmakta.
 

Bu akım çıktığından bu yana her zaman kendi sınırlarını korumuş ve devam ettirilmiş bir akım da olmaktadır. 
 

Öyle ki asıl modernliğin ve zarafetin temelini minimalizmin oluşturduğu düşünülebilir. Belli bir kesim özellikle bu akımı uygulamakta. Tek bir nesneyle şık salonlar elde edilebileceği gibi sadeliğin o göz yormayan sakinliği ve ferahlığı da tercih edilebiliyor.
 

Sadece nesnel düşünmezsek sanatta ve müzikte sadelik benimsenmiş durumda. 
 

Belli bir kesim derken belli bir kültür seviyesinde olan ve daha üst kesimlerin minimalizmi doruklarda yaşadığı görülebilir. 
 

Belki de sadece görgü ve dış dünyayı algılayış şekliyle de şekil değiştiriliyor olabilir. Bazı topluluklara göre eşit şartlarda ve seviyede de olunsa şatafat bir gösterge bazılarına göre de asıl gösteriş sadelikte yatmakta. 
 

Sanat ve müzik ne şekilde olursa aslında toplumun bir yansıması olarak da yansımakta. Daha gelişmiş toplumlar klasik ve ruhu besleyici müzikler tercih ederken daha az gelişmiş toplumların daha karışık ve komplike müzikler tercih etmesinin kökeninde bile bu ayrım yatıyor olabilir. 
 

Hayatın hangi alanını düşünürseniz düşünün şatafat her zaman ileri düzeyde olunduğunu göstermeyebilir aksine insanlara ve toplumlara basitlik de katıyor olabilir. Onun yerine sadelik ve zarafetin tercih edilmesi de insanların ve toplumların seviyelerinin düşüklüğüne değil aksine bu basitlikten vazgeçebilmiş, bilinç düzeyi yüksek olanlar işaret ediyordur.  
 

Minimalizmin toplumlara etkileri her zaman olumlu yönde olduğu söylenebilir.