Seçim yapıldı, millet iradesini ortaya koydu. Bu iradenin sonucu olarak Bakanlar Kurulu üyelerinin görevine son verildi. Ancak, bu hükümet hala iş başındadır ve ne zamana kadar bu görevi sürdüreceği bilinmemektedir.
Şimdiye kadar kamuoyuna yansıyan haberlere göre, Cumhurbaşkanınca yeni hükümetin kurulması için görevlendirmenin Meclis Başkanının seçiminden ya da Meclis Başkanlık Divanının kurulmasından sonra veya önümüzdeki Salı günü yapılacağı yönündedir.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi görevlendirmeler millet iradesine saygı gereği genel olarak milletvekillerinin yemin töreninden sonraki bir veya iki gün içinde yapılmıştır. Bu uygulamaların bir istisnası vardır. O da 1983 seçimlerinde tek başına iktidara gelen Anavatan Partisi Genel Başkanı rahmetli Turgut Özal'a yapılmıştır.
Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 1983 seçimlerinde Milliyetçi Demokrasi Partisinin iktidara geleceğini tahmin ediyordu. O da meydanlarda bu partiyi desteklemiş ancak, Anavatan Partisi iktidar olmuştu. Rahmetli Özal sabırsızlıkla görevlendirilmeyi bekledi. Kamuoyu da o günün kudretli cumhurbaşkanının görevlendirmeyi yapıp yapmayacağı endişesini taşıyordu.
1983 milletvekili genel seçimlerinden sonra 24 Kasım 1983 tarihinde Meclis toplanarak milletvekilleri yemin etmiştir. 4 Aralık 1983'te Necmettin Karaduman Meclis Başkanı seçilmiş, 6 Aralık 1983'te de Başkanlık Divanı kurulmuştur. 7 Aralık 1983 tarihinde de Kenan Evren Mecliste yasama yılı açış konuşmasını yapmış ve Turgut Özal'a hükümeti kurma görevi vermiştir. 13 Aralık 1983'te de hükümet kurulmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, benzer bir yol izleyip izlemeyeceği ve yasama yılı açış konuşmasını yapıp yapmayacağı henüz bilinmemektedir.
Anayasa'da, Cumhurbaşkanının yeni hükümeti kurmak için bir milletvekilini ne zamana kadar görevlendirmesi gerektiği ile ilgili olarak açık bir hüküm bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanı bu görevlendirmeyi yapmadığı sürece yeni bir hükümet kurulamayacak ve mevcut hükümet görevine devam edecektir.
Teamüllerin önemi burada devreye giriyor. Her şeyi anayasalara ve kanunlara yazamazsınız. Teamülleri görmemezlikten gelirseniz bu hükümet elbette görevine devam eder.
Görevlendirme konusunu, önemi nedeni ile daha önceki yazılarımda belirttim
Cumhurbaşkanının yeni bir seçim kararı verebilmesi için Anayasanın 116. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi gerekir. Bu koşullardan biri Meclis Başkanlık Divanının oluşmasından itibaren 45 gün içinde hükümetin kurulamaması halidir. Görevlendirme, hiç beklemeden genel uygulamalara göre hemen yapılsaydı Meclise güvenoyuna başvuruncaya kadar 45 günlük süre başlamayacaktı. Dolayısıyla, seçim baskısından uzak, daha rahat bir koalisyon pazarlığı söz konusu olacaktı.
Meclis Başkanlık Divanının oluşumunu geciktirmek siyasi partilerin elindedir. Oluşmadığı sürece de 45 günlük süre başlamayacaktır.
MHP'nin ileri sürdüğü cumhurbaşkanının anayasal sınırlara çekilmesi, 17-25 Aralık yolsuzluklarının üzerine gidilmesi gibi konuların, hükümet protokolüne yazılması suretiyle mi yoksa sözlü olarak AKP tarafından kabulü ile mi mümkün olacaktır. Aynı şekilde CHP' nin 14 maddelik şartları kabul görecek mi?
İşte bunun için bir an önce görevlendirmenin yapılması ve resmi görüşmelerin başlaması gerekiyor.
Memleketin çıkarları açısından gönlüm bir koalisyon hükümetinin kurulmasından yanadır. Ancak, siyasi partilerin oy kaygılarından kaynaklanan tutum ve yaklaşımları devam ederse yeni bir seçimin mukadder olması muhakkaktır.
Mevcut hükümet, bu nedenlerden dolayı yeni seçim kararı alınıncaya kadar milletin iradesine rağmen görevine devam edecektir.