Programın ilk konuşmacısı, Maltepe Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bergen Coşkun Özüaydın oldu. “Kosmosun İnsandaki Yeri: Scheler’e Antropolojik Bir Bakış” başlıklı sunumunda Özüaydın, 20. yüzyılın önemli düşünürlerinden Max Scheler'in insan anlayışını ele aldı. Scheler’e göre insan, ne evrenin rastlantısal bir ürünü ne de onun hükmeden efendisidir. Aksine, insan; evrenin bilinçli bir taşıyıcısı, kozmosun duyumsayan, düşünen ve anlam arayan sesi olarak öne çıkar. Doç. Dr. Özüaydın, “İnsan doğayı aşar ama doğada kök salmıştır. Gökyüzüne bakan bir insan yalnızca yıldızları değil, kendi içindeki sonsuzluğu da görür.” diyerek sunumunu şiirsel bir dokunuşla noktaladı.
TRANSHÜMANİZMDEN POSTHÜMANİZME…
Etkinliğin ikinci bölümünde Nişantaşı Üniversitesi, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Ayşe Çiğdem Kocaman, “Transhümanizmden Posthümanizme: İnsan Olmanın Anlamını Yeniden Düşünmek” başlıklı söyleşisiyle sahne aldı. Ayşe Çiğdem Kocaman, insanın teknolojik dönüşüm sürecinde karşılaştığı etik ve felsefi soruları tartışmaya açtı. Transhümanizmin insanı güçlendirme vaadiyle yola çıkarken onun özünü araçsallaştırma tehlikesi taşıdığını belirten Kocaman, posthümanizmin de insanı merkezin dışına iterek özgün varoluşunu gölgeleyebileceğine dikkat çekti. Kocaman konuşmasında, “Gelecekte insan bedeni dijitalleşebilir, bilinç yapay ortamlara taşınabilir, kimlik ise türler arası bir akışa dönüşebilir. Ancak tüm bu evrimsel dönüşüm içinde şu soruyu sormadan edemeyiz: İnsan kendini unutacak mı, yoksa en sonunda mı hatırlayacak?” ifadeleriyle insanın geleceğine dair derin sorular ortaya koydu.
