1. GENEL BİLGİLER
Kurumlar Vergisi Beyannamesi verilmeye başlama süresi olan 1 Nisan sürecine girildiği bu dönem de, GEÇMİŞ YIL ZARARLARININilgili dönem matrahından mahsup edilmesi bu yazımızın konusunu oluşturmaktadır.
Kurumlar Vergi Kanununda, kurumların bütün gelirleri ve giderleri ticari faaliyet olarak kabul edilmekte, ticari faaliyet içinde bütün olarak değerlendirilmekte ve hesap dönemi sonunda kar veya zarar oluşmaktadır. Dolayısıyla tüm gelir unsurlarına ilişkin gelirler ve giderler kar veya zarar tespitinde toplama dahil edilmektedir. Tüm faaliyet sonucu oluşan kar vergilenmekte, zarar ise kanunun 9.md de belirtildiği üzere sonraki yıl gelirlerinden mahsup edilmek üzere devredilmektedir.
Konu olan kar veya zararları iki açıdan değerlendirilmesi gerekiyor. Muhasebe uygulamalarındaki tekdüzen hesap planının amaçlarından biri de işletmenin nihai kar- zararını hesaplamaktır, bu kar-zararın mali kar-zarar değil, ticari kar-zarar olduğu şüphesizdir. Kanunda yer alan ve tamamıyla vergi matrahı tespiti ile ilgili olan mali kar veya mali zarar kavramlarıdır.Oysaki işletmelerin tüm gelir ve giderleri ticari faaliyet gereği olarak ortaya çıkmakta ve kar-zarar ticariolarak oluşmaktadır. Yani kurumu ilgilendiren kar gerçek anlamda ticari kar veya ticari zarardır.
Dolayısıyla kar veya zararı; kurumlar için, tüm hasılat ve gider kalemlerinin dikkate alındığı ticari kar veya ticari zararolarak, vergi idaresi için, indirim ve istisnalar ile kabul edilmeyen giderlerin dikkate alındığı MALİ KAR VEYA ZARARolarak dikkate almak gerekir.
Kanundaki ifadesi ile kurumların ticari faaliyetlerinden doğan zararları belli şartlarla sonraki dönemlerde doğan kazançlardan indirilebilmektedir.
2. ZARAR MAHSUPLARININ DAYANAĞI
13.06.2006 tarih ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda;
ZARAR MAHSUBU
Madde 9-
Kurumlar vergisi matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek şartıyla aşağıda belirtilen zararlar indirim konusu yapılır;
a) Beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararlar.
b) Türkiye'de kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarla ilgili olmak üzere, beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla yurtdışı faaliyetlerinden doğan zararlar;
1) Faaliyette bulunulan ülkenin vergi kanunlarına göre beyan edilen vergi matrahlarının zarar dahil, her yıl o ülke mevzuatına göre denetim yetkisi verilen kuruluşlarca rapora bağlanması,
2) Bu raporun aslı ile tercüme edilmiş bir örneğinin Türkiye'deki ilgili vergi dairesine ibrazı,
Halinde indirim konusu yapılır.
Bu durumda geçmiş yıllara ait beyannamelerde yer almayan bir zararı sonraki dönem beyannamesinde mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bir hesap döneminde oluşan mali zararın, sonraki 5 hesap döneminde oluşacak mali karlardan mahsup edilememesi durumunda kalan tutarın mahsup imkanı yoktur. Zarar mahsubu bu süre içinde gerçekleştirilemediği takdirde, oluşan zarar isletme zararı olarak değerlendirilmemekte ve sermayede meydana gelen zarar olarak dikkate alınmaktadır.
Geçmişte birden fazla yılın zararlı olması halinde, zarar mahsubuna en eski yıldan başlanır. Aksi halde 5 yıllık sürenin kullanımı mümkün olmayabilir. Buradaki beş yıllık sürenin hesabında, zararın oluştuğu yıl nazara alınmayacak, izleyen beş yıl hesaplamaya dahil edilecektir. Zarar mahsubu, bir seçimlik hak değildir. Yani mükellefler, kar dağıtım politikaları veya başka sebeplerle, belli bir dönemde geçmiş zararlarını mahsup etmedikleri takdirde, bu haklarından vazgeçmiş kabul edilirler ve izleyen dönemde artık bu haklarını kullanamazlar. Benzeri olarak, zarar mahsubunda yıl atlanmaması, en eski yılın zararından başlanarak sırasıyla düşülmesi gerekmektedir. Yıl atlanması halinde de, atlanılan yıla ait zararın mahsup hakkından vazgeçildiği sonucu ortaya çıkacaktır. Geçmiş yıl zararları yıllık beyannamede düşülebileceği gibi, aynı zamanda geçici vergi beyannamelerinde de mahsup konusu yapılabilir.
3. GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ MAHSUBUNDA ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR
1) Geçmiş yıl zararları, kanunun 10/1c maddesinde belirtilen bağış ve yardımların indirilebilecek üst sınırının tespiti açısından da önem taşımaktadır. Zira üst sınırın hesabına esas kurum kazancı, giderlerin ve geçmiş yıl zararlarının düşülmesinden sonraki (iştirak kazançları hariç indirim ve istisnalar düşülmeden önceki) tutardır.
2) Yıllara yaygın inşaat ve onarım isleridir. Bu gibi islerde kar veya zarar GVK'nun 42 - 44. md. hükümlerine göre, isin bittiği yıl itibariyle saptanmakta ve isin bittiği yıl vergilendirilmektedir. Dolayısıyla, isin zararla sonuçlandığı hallerde, isin süresinin beş yıldan uzun olup olmadığına bakılmaksızın, zararın tamamı isin bittiği yıl kazancından indirilmek durumundadır. Kazancın yetersizliği nedeniyle bu zararın indirilememesi halinde ise, izleyen beş yıl içerisinde indirim konusu yapılması mümkündür. Bu süre içerisinde de indirim konusu yapılamayan zararlar, artık indirilemez.
3) Tasfiye döneminin beş yıldan uzun sürüp sürmediği önem taşımaksızın, tasfiye dönemi içerisindeki dönemlerde oluşan zararının tamamının tasfiye bitimi dolayısıyla verilecek beyannamede indirim konusu yapılması gerekir.
4) Zarar mahsubunun kullanılması, defterlerin (ve belgelerin) saklama ve ibraz sürelerini uzatabilir. VUK' da saklama ve ibraz ödevi, her ne kadar 5 yıllık tarh zamanaşımı süresi ile sınırlandırılmışsa da, zarar mahsubu bu süreyi uzatan hallerden biridir. Zira saklama ve ibraz ödevi, vergilendirmeyle ilgili işlemlerin vergi ile ilgisinin kurulduğu son tarihi izleyen yılbaşından itibaren başlamaktadır. Zararının ticari faaliyetleriyle ilgili olduğunu kanıtlayamamış durumuna düşeceğinden, bu zararın indirimi, bir inceleme sonucunda reddedilebilir.
4.SONUÇ ve DEĞERLENDİRME
Kanundaki ifadesi ile kurumların ticari faaliyetlerinden doğan zararları belli şartlarla sonraki dönemlerde doğan kazançlardan indirilebilmektedir. Bunlar kurumlar vergisibeyannamesinde; her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve 5 yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alanzararlar olarak, KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİNDE, GEÇMİŞ YIL ZARARLARININ MAHSUBUNA İMKAN VEREBİLMEKTEDİR. Bu durumda geçmiş yıllara ait beyannamelerde yer almayan bir zararı sonraki dönem beyannamesinde mahsup etmemiz mümkün bulunmamaktadır. Bir hesap döneminde oluşan mali zararın, sonraki 5 hesap döneminde oluşacak mali karlardan mahsup edilememesi durumunda kalan tutarın mahsup imkanı yoktur.
(1) 5520 sy. Kurumlar Vergisi Kanunda zarar mahsubu yenilikleri