Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ?ler)

0

Dünyada ve ülkemizde sanayinin önemli bir kısmı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerden (KOBİ) oluşmaktadır. KOBİ'ler genellikle şu üç ölçüte göre sınıflandırılmaktadır: Personel sayısı, aktif toplamı ve satışların tutarı.

Bu ölçütlere göre KOBİ'ler çok küçük (mikro) işletmeler, küçük işletmeler ve orta boy işletmeler olmak üzere üç başlık altında gruplanmaktadır. Bu gruplama personel açısından şu ölçütlere göre belirlenecektir:

  • Mikro işletmeler; 10'dan az çalışan istihdam eden işletmeler,

  • Küçük işletmeler; 50'den az çalışan istihdam eden işletmeler,

  • Orta boy işletmeler 250'den az çalışan istihdam eden işletmeler.

Personel sayısına göre belirlenen bu gruplama çerçevesinde aktif toplamı ve satışlar toplamı zaman aralığına göre çeşitli kurumlar açısından faklı değerlere sahip olup bu durum bağlamında farklılık göstermektedir.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de KOBİ'lerin ekonomide önemli fonksiyonları vardır. KOBİ'lerin önemi; emek yoğun teknoloji ile çalışma ve kaynak kullanımında etkili olma özelliklerine bağlı olarak sahip oldukları aşağıda sıralanan şu özelliklerden kaynaklanmaktadır:

a- Ülke çapında istihdamı artırmaya ve işsizliği azaltmaya katkıda bulunmak,

b- Talep değişikliklerine kısa sürede uyum sağlamak,

c- Bölgeler arası gelişmeye ve büyümeye önemli katkılarda bulunmak,

d- Büyük sanayi işletmelerinin tamamlayıcısı durumunda olmak,

e- Büyük işletmelerin istihdam ettikleri nitelikli personelin yetiştirilmesine katkıda bulunmak,

f- Tam rekabet şartlarına çabuk uyum sağlamak,

g- Gelir yelpazesinde orta sınıf içinde yer alma ve denge unsuru olmak.


Ekonomik küreselleşme sürecinde, esnek bir yapıya sahip olan KOBİ'ler, ülke ekonomilerinin değişken koşullarına kolayca uyum sağlama niteliklere sahiptir. Yalnız bu nedenle birçok ülkede KOBİ'ler en önemli istihdam alanıdırlar. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde gelişmiş ülkelerde bile büyük işletmelerin optimum üretim ve personel ölçüleri sağlayan KOBİ'ye dönüşmek için çeşitli nedenlerle, krizlere dayanıklılığı güçlendirmek amacıyla bölünmeye gitmektedirler. Büyük işletmeler bu bağlamda küçülürken, krizlere karşı korunma dinamiğini bünyede barındıran bir değişim süreci zincir yaratırlar.

Dünya ve Türkiye ekonomisinde köklü değişimlere neden olan böylesi bir büyüme yanı sıra dışa açılma süreci, işletmelerde köklü değişime gitme ihtiyacını beraberinde getirmektedir.