İstanbul doğumlu. Eğitimci, yazar, devlet insanı. Eğitim tarihimizin en önemli köylüyü yerinde eğitip kalkındırmak projesi olan Köy Enstitülerinin kurucusu.
1921'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdi. 1922'de İzmir Kuleli Askeri Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi'nde öğretmenlik yaparak edebiyat ve felsefe dersleri verdi. 1927'de Millî Eğitim Müdürü oldu. Fransız eğitim sistemini incelemek için 1930'da Paris'e gönderildi. 1932'de Gazi Eğitim Enstitüsü, 1933-1935 yılları arasında Ortaöğretim Genel Müdürlüğü yaptı. Aynı yıl içinde İzmir milletvekili seçildi ve Millî Eğitim Bakanı oldu.
Hasan Âli Yücel, ulusal eğitimi kültür ile sanatı felsefeci bir görüşle ve bakışla zenginleştirerek uygulayan bir eğitim devrimciydi. Ezberci eğitimden yana değildi. Eğitimin, öğretimin yaparak yaşayarak öğrenmeyi amaçlaması, üretkenliğe dönüşmesini, yaşamla birleşmesi gerektiğini savunuyordu.
Osmanlıdan Cumhuriyete diz boyu cehalet kalmıştı. Köylü yoksuldu, fakirdi, ürettiği ancak kendine yetebiliyordu, bazı durumlarda o da yetmiyordu. Köylü, kendi güvenliğini ağalara, şeyhlere sığınmakta buluyordu ve sürekli eziliyordu.
'Cumhuriyetin aydınlanma felsefesinin özünde yarattığı düşünce, Hasan Âli Yücel'in insan ve toplum sevgisini kamçılıyordu. Anadolu'daki feodal yapının uzantısı çıkarcı egemen güçler, köylüyü zifiri karanlığa gömmüşlerdi. Nüfusumuzun % 85'inin köylerde oturduğu o yıllarda halkın büyük çoğunluğu cehaletle boğuşmaktaydı. Bu acı tablo düşündürücüydü. Acilen çözüm bulunmalıydı. Mustafa Kemal (Atatürk) eğitimde geç kalındığını ileri sürerek halkın eğitimine öncelik verdi. Mustafa Necati ve Saffet Arıkan dönemlerinde gerçekleştirilen eğitim atılımları, aydınlanma devriminin önemli adımlarıydı.'
'Hasan Âli Yücel, Atatürk'ün uygulamak istediği çağdaş eğitimin bilincindeydi. Bakanlık yaptığı süre içinde Birinci Eğitim Şûrasını topladı; Ankara, İstanbul, İzmir'de yeni yüksekokullar ve fakülteler; Balıkesir'de, Edirne'de öğretmen okulları açtı. Dünya klasiklerini Türkçeye aktarmak için tercüme büroları kurdurdu. Devlet Resim ve Heykel Sergisi'ni açtı Türk Dili tetkik Cemiyetinin çalışmalarını gerçekleştirdi. Ders kitaplarının akıl ve bilim içerikli biçimlendirilmesini sağladı. (İbrahim Gürşen Kafkas, Türkiye'de Eğitim ve Öğretmen, s. 360-361).'
'Hasan Âli yücel, kendinden önceki birikimden de iyi yararlanarak yetişmiş bürokratlarıyla Eğitim Bakanlığına damgasını vurmuştur. O, bir yandan bakanlık örgütünü yenileyip geliştirmiş, diğer yandan da daha önce kurulmuş olan DTCF'nin, Köy Enstitülerinin, Ankara Devlet Konservatuvarının kuruluş, kadro ve örgüt yasaları ile üniversite özerkliğini getiren Üniversiteler Kanunu'nu çıkartmıştır.'
'Yücel, beden Eğitimi ve Spor Şûrası'nı toplamış, İslam Ansiklopedisi ile Türk Ansiklopedisi'nin, Güzel Sanatlar Dergisi ile birçok belgenin yayımlanmasını başlatmıştır. 1945'te kurulan UNESCO'nun kuruluşunda görev almıştır. ( Dr. Niyazi Altunya, Türkiye'de Eğitimin Son 100 Yılı, s.256).'
'Hasan Âli Yücel'in, eğitimimize en büyük katkısı, İsmail Hakkı Tonguç ile birlikte kurdukları Köy Enstitüleridir. Yücel, ezberci eğitime karşıydı, eğitim ve öğretimin yaşamla birleşmesini, üretkenliğe dönüşmesini önde tutuyordu. Köy Enstitülerinde 1946'ya kadar uygulanan yaparak, yaşayarak, iş içinde eğitim ile köylerde tarım, küçük el sanatları, hayvancılık, arıcılık, balıkçılık gelişti. Köy çocuklarının okuması, gelişmesi sağlandı. Köy Enstitülerinin öğretmenleri, usta öğreticileri, öğrencileri gereksinmelerini kendileri üretiyordu. Öğrenciler, derslerin ve bedensel çalışmaların yanında özgür okuma alışkanlığını da kazanıyordu. Enstitüyü bitiren öğretmenlere 150 kitap veriliyordu.'
'Yücel, kültür, sanat ve üreteci düşünce konularında 24 yapıt, 5 şiir kitabı ve 4 ders kitabı yazmış; şiirlerinde önceleri arız, sonraları hece ölçüsünü kullanmıştır, bunlardan bazılarını kendisi besteledi. Bir felsefe öğretmeni olarak aydınlanma felsefesinin izleyicisiydi. Ondaki insan ve toplum sevgisinin özünde yaratıcı düşünce vardı (İbrahim Gürşen Kafkas, age. s. 367-368).'
Hasan Âli Yücel'in eserlerinden bazılarının adları: Goethe, Bir Dehanın Romanı (1932), Türk Edebiyatına Toplu Bakış (1932), Pazartesi konuşmaları ( 1937), İçten Dışa (1938), Türkiye'de Orta Öğretim (1938), Davalar ve Neticeleri (1950), Hürriyete Doğru (1955), İyi vatandaş, İyi İnsan (1956, 1971), Edebiyat Tarihimizden (1957), İngiltere Mektupları, Kıbrıs Mektupları (1958), Türkiye'de Maarif (1959), Hürriyet Gene Hürriyet (1960-62; iki cilt).
Hasan Âli Yücel, çocuklar için yazdığı şiirleri daha çok öğretici, yönlendirici, sevdirici, uyarıcı özellikler taşır. Söz gelimi AĞAÇ ve SİZİN İÇİN şiirlerinde gençlere ve çocuklara öğütler veriyor. Onların çok çok okuması, çalışması, silgiyi arayıp bulmaları, gözlerinin daima yükseklerde olması, en iyi ve en güzeli için çaba harcamaları gerektiğini vurgulamaktadır. Çocuklar, gençler gelecektir. Kendilerini gelecek için yetiştirmelidir, ancak böyle yapılırsa vatan, ulus korunur, kalkınıp gelişir.
AĞAÇ VE SEN
'Bir ağaç altındasın, her dalı bin bir çiçek,
Gün gelip bu çiçekler sana yemiş verecek.
En yüksek dallarında bunların olgunları,
Gözünü onlara dik, alçaklarından el çek.
İstiyorsan erişmek yüksekteki dalları,
Vücutça kuvvetli ol, zekaca büyüyerek.
Yavrum, bunun çaresi okuyup öğrenmektir,
Yoksa hep boşa gider, çektiğin bunca emek.
Bilgi en büyük kuvvet, yaşayıp yaşatmakta,
Fakat faydasız kalır, temiz olmazsa yürek.'
'Sevmeye başla yavrum, ananın kucağında,
Ana sevgin, bağın her şeyden üstün gerek.
Kafanda bilgi dolu, yürekte sevgilerin,
Yürü, engel tanıma yolundan döndürecek.
Gözün yukarıda olsun, gönlün yücelikte,
Başın dimdik, yüzün ak, alnın açık, gözün pek.
Her ülküye emekle, çalışmakla erilir,
Bahtiyarlık istersen ömür sür, didinerek.
Yücel yavrum, Türklüğün her ümidi sendedir,
Vatan demek, sen demek, sen demek vatan demek!'
***
SİZİN İÇİN
'….
Yok edin karanlığı,
Ay yıldızın ışığı sizin için.
Sizi bekler, Türk yurdu,
Bu donanma, bu ordu sizin için.
Milletin ümidi siz;
En yüce dileğim sizin için.'
'Ey Sevgili çocuklar!
Yapılacak bir şey var sizin için.
Yüksek bir insan olmak;
Bu, hem ödev hem de hak sizin için.
….'
23 Nisan şiirinde çocukların kendilerine güvenmelerini, çok çalışıp ulusuna güven veren, üstün nitelikli yurttaş olmalarını öğütlemektedir.
'Yirmi üç nisan,
Yurdu koruyan,
Yarını kuran
Sen ol çocuğum!
Eskiyi unut,
Yeni yolu tut,
Türklüğe umut
Sen ol çocuğum!'
'…
Çalışıp öğreten,
Her şeyi bilen,
Yurduna güven
Sen ol çocuğum!'
Cumhuriyet şiirinde ise ulusal egemenliğin ve cumhuriyetin ne demek olduğunu açıklamaktadır.
CUMHURİYET
'Ne saltanat, ne sultan,
Ne hakanlık, ne hakan
Biz ki Türk'üz, Türk'e baş,
Kendi seçtiği yurttaş.
Hükmeden ancak millet,
Milletle birdir Devlet.
Onun dediği olur,
Onun sözü tutulur.'
'Millet güvendiğini,
Övüp beğendiğini
Yerine mebus seçer,
Yurdu sen bakacaksın der.
Bu seçilen vekiller,
Bir yerde birleşirler.
….
Mebuslar kadın erkek,
Vatan düşünerek,
Kanun yaparlar orda.
Düzen verirler yurda.
İşler yürür bunlarla
Eldeki kanunlarla
Yurt idare edilir.
Buna hükûmet denir,
Durumu böyle olan,
Bu şekilde kurulan
Devlet cumhuriyettir.
….'
Bayrağa saygı, vatana saygıdır. Bayrağa saygı ulusa saygıdır. Bayrağa saygı orduya saygıdır. Bayrağa saygı, özgürlüğe, bağımsızlığa saygıdır. Bayrağa saygı, bize özgür bir yurt bırakan, şehitlerimize, gazilerimize saygıdır. Bayrağa saygı, kendimize, Cumhuriyetimize, demokrasimize saygıdır. Bayrak vatanın şapkasıdır. Bayrak düşerse ne özgürlük kalır ne de bağımsızlık. Onun için bayrak kutsaldır.
'Atalarım gökten yere indirmişler ayyıldızı,
Bir buluta sarmışlar ki rengi şafaktan kırmızı.
Onun ateş kırmızısı, ne gelincik, ne de gülden.
Türk oğlunun öz kanıdır, ona bu rengi veren.'
Hasan Âli Yücel, Kurtuluş Savaşı'nın yönetildiği, Başkent Ankara'yı, Türk ulusunun yok olmaktan kurtaran bir kale, Türk ulusunun yeniden doğduğu bahtı açık, temiz bir merkez olarak nitelemektedir.
ANKARA
Ankara'da doğdu gün,
Öğün, Türkoğlu öğün,
Tan yeridir Türklüğün.
Bahtı ak, taşı kara
Adı büyük Ankara.
Ordu orda kuruldu,
Düşman orda vuruldu,
Türk'e bir kale oldu.
Bahtı ak, taşı kara,
Yurdun kalbi, Ankara.
Harp meydanı ovası,
Başkumandan obası,
Yüce kartal yuvası.
Bahtı ak, taşı kara,
Can evimiz Ankara.
Yücel, yurdumuzu ve ulusumuzu yok olmaktan kurtaran, yeniden bir yurt ve cumhuriyet kuran yüce Atatürk'ü çocuklara anlatan ATATÜRK şiirinde şöyle diyor:
'Türk'ü ölümden,
Odur kurtaran.
Odur yeniden
Türklüğü kuran.
Yaptığı ordu,
Düşmanı kovdu,
Ulusu, yurdu
Odur yaratan.
….
Bu memleketi,
Cumhuriyeti,
Canıyle eti
Bize armağan etti.'
….'
Devrimci bir eğitimci olan Hasan Âli Yücel, OKUL TÜRKÜSÜ adlı şiiriyle çocukları çalışmaya, kendilerine güvenmeyi ve yararlı birey olmaya özendirmektedir.
'Çok severiz biz okulu,
Kitabımız bilgi dolu,
Okur, yazar her Türkoğlu
Yükselmenin budur yolu.
Biz okullu çocuklarız,
Hem çalışır hem oynarız.
Kağıt, kalem, kitap defter,
Bizi bunlar adam eder.
Öğretmeni candan dinler,
Öğreniriz pek çok şeyler.
Biz okullu çocuklarız,
Hem çalışır hem oynarız.'
Yücel, çocuklar için yazdığı BAHAR ve KODRA şiirlerinde çevre konusuna parmak basmaktadır.
Öğretmen dostu, eğitim devrimcisi, Tonguç ile birlikte Köy Enstitülerinin kurucusu Hasan Âli Yücel, 26 Şubat 1961'de 64 yaşında Ankara'da yaşama veda etti. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.