Köy Enstitüleri Neden Kapatıldı?

0

Halk ozanlarımızdan Âşık Veysel, der ki:

'Enstitü, bir kovana misaldir,

Her türlü çiçekten alır, bal yapar.

Yurdumuz için de doğru bir yoldur,

Memlekete kanat takar, kol yapar.

Uyarın köylüyü, varsın ayılsın,

Enstitü kuvveti yurda yayılsın.

Herkes kazancının yolunu bilsin,

Öğretmenler iz gösterir, yol yapar.'

Köy Enstitüleri Nasıl Bir Eğitim Kurumuydu?

Köy Enstitüleri, köyün ve köylünün kalkınmasını, aydınlanmasını sağlayacak devrimci bir eğitim, öğretim kurumuydu. Köy Enstitüleri, bugüne kadar aşılamayan bir Cumhuriyet projesi idi. Köy Enstitüleri, eğitim öğretim alanında, dünyanın en iddialı projesiydi.

Köy Enstitüleri neden devrimci bir eğitim kurumuydu? Köy Enstitülerinin amacı ne idi?

Köy Enstitülerinin amacı, köylüyü yerinde eğiterek, bilgilendirerek bilinçlendirmek; köylüyü ve köyü kalkındırmak; köylünün toprak ağalarınca, büyük toprak sahiplerince sömürülmesini engellemek; köylüye köle ve uşak gözüyle bakılmasını önlemek amacıyla donanımlı köy öğretmeni, sağlık memuru, tarım uzmanları yetiştirmekti. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının yaşamını bilim, özgürlük ve demokrasi yönünde değiştirmekti. Çünkü Köy Enstitülerine Toprak Reformu ve kooperatifçilik eşlik edecekti.

Köy Enstitülerinde yetişecek öğretmenler dışında 150-200 bin kişilik tarım uzmanları da burada eğitilecek ve Toprak Reformu bu kadro ile uygulanacaktı. Böylece topraksız köylü, toprak sahibi olacak hem de köylü kendisi üretecek, ürünlerini kooperatifler yoluyla değerlendirecekti. Toplum, çağdaşlaşarak demokrasiyi aşağıdan yukarıya doğru kuracaktı. Bu açıdan bakıldığında Köy Enstitüleri gerçekten devrimci bir kurumdur.

Köy Enstitüleri, neden bugüne kadar aşılamamıştı?

Çünkü bu eğitim öğretim kurumlarında 'öğrenciler, işe dayalı eğitim, tarım, hayvancılık, yapı becerilerini geliştiriyorlardı. Eğitim öğretim, uygulamalı yapılıyordu. Ayrıca burada sanat eğitimi veriliyor, okuma alışkanlığı kazandırılıyor, Batılı yazarların eserleri inceleniyordu. Köy Enstitülerinin zengin kitaplıkları vardı: Eflatun, Aristo, Plautus, Sophokles, Cervantes, Shakespere gibi dünya klasikleri, kitaplıklarda yer alıyordu. En az kitap okuyan öğrencinin incelediği kitap sayısı 29 idi.

'Köy Enstitülerinde sanat ve spor eğitimine de büyük önem veriliyordu: Müzik, tiyatro, halkoyunları, resim, yontuculuk ve çeşitli spor etkinlikleri yapılıyordu.(Şevket Çizmeli, Menderes, Demokrasi Yıldızı? s.467).' Köy Enstitülerinde öğrenci merkezli eğitim öğretim yapılıyordu.

Oysa günümüz okullarının kitaplıkları yeterli değildir. Çok okulda kitaplık bile yoktur. Kültür, sanat, spor etkinliklerinin yer aldığı okul sayısı yok denecek kadar azdır. Öğrencilerin büyük çoğunluğu kitap okuyamamaktadır. Yurdumuzda düzenli kitap okuyan on binde birdir. Köy Enstitülerinden yetişen yazar, müzisyen, sporcu ve diğer sanat insanlarımızı göz önüne alırsak Köy Enstitülerinin bugüne kadar neden aşılamadığını kolay anlarız.

Köy Enstitüleri, neden dünyanın en iddialı eğitim kurumuydu?

Çünkü yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin iki temel ülküsü vardı: Birincisi sonsuza kadar varlığını sürdürmek, ikincisi çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak ve çağı yakalamak. İkinci ülkü, birincinin ön koşuludur. Çağı yakalamak için modern bir devlete; sosyal, ekonomik ve kültürel bakımdan gelişmiş bir topluma sahip olmak zorunluydu. Bunun için de iyi eğitilmiş, nitelikli nüfusa gerek vardı. Oysa Cumhuriyet'in ilk yıllarında nüfusun üçte ikisi kırsal kesimde yaşamaktaydı. Köylü yokluktan, yoksulluktan, bilgisizlikten kıvranıyordu.

Köylüyü en kısa sürede bilgisizlikten, yokluk ve yoksulluktan kurtarmak; eğitmek, kalkındırmak gerekiyordu. Bunun için Atatürk'ün 'Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fen girişimlerinin çalışma merkezi okuldur.' sözüne uygun olarak, köylüyü yerinde eğitmek, bilinçlendirmek, köylüyü ve köyü kalkındırmak temel görevdi. Köy Enstitüleri, bu görevi üstlenen dünyanın eğitim alanındaki en iddialı ve devrimci bir Cumhuriyet projesi olmuştur. Bu projeyi aşan başka bir iddialı eğitim projesi de şimdiye dek ortaya konamamıştır.

Dünyada tek örneği olan Cumhuriyet'in bu eğitim, kalkınma, çağdaşlık ve demokrasi projesi neden kapatıldı?

Köy Enstitüleri, verdiği eğitimle öğrencilerine insanlık ruhu, kültür ruhu, hizmet ruhu, çalışma ve üretme ruhu, yurt ve insan sevgisi ruhu aşılamaktaydı. Köy Enstitülerinden çıkan öğretmenler, aldıkları bu ruhla köy ve köylü yararına çalışmaktaydı; köylüye ve köye yeni kazanımlar sağlamaktaydı. Bu durum, kimilerinin çıkarına dokundu. Bunlar da Köy Enstitülerini karalamaya başladılar.

'Türkiye'de çok partili hayatta derebeyleri, şeyhler, toprak ağaları, kapitalist çiftçiler ile birlikte büyük toprak sahipleri ön plana çıkmıştır. Siyasi partilerin politikaları, bu çıkarlara göre ayarlanmıştır. Bunların çıkarları, özgürlük, insan hakları gibi sloganların altına gizlenmiştir. Bu slogan, tüm devrimcileri etkisizleştirmek, Toprak Reformu'nu ve Köy Enstitülerini komünistlik diye gösterip yıkmak için başarıyla kullanılmıştır(Doğan Avcıoğlu, Türkiye'nin Düzeni, s.250).' Komünistlik propagandası, pek çok yayın organı tarafından yürütülmüş, Köy Enstitüleri iyice gözden düşürülmeye, halk komünistlikle korkutulmaya çalışılmıştır.

'Köy Enstitüleri hareketi, başından beri, eşrafın ve bürokrasinin dar ve tutucu kurallarına sığmamış, bürokrat çoğunluğunun düşmanlığını kazanmıştır. Bu güçler, toprak Reformu'nu felce uğratmışlar, Köy Enstitülerini de etkisizleştirmekte gecikmemişlerdir. Toprak Reformu ve Köy Enstitüleri gibi iki devrimci hareketi dejenere eden demokrasi değildir. Tam aksine tefecisi, tüccarı, toprak ağaları, şeyhleri, kompradorları ve tutucu bürokratları ile kurulu düzenin kudretli güçlerinin demokrasinin gerçekten işleyişini engellemeleri; ulusalcı, devrimci kadronun ülkücü çırpınışlarını sonuçsuz bırakmıştır. (D. Avcıoğlu, age. s 239).'

Sözü edilen güçlerin çabasıyla Köy Enstitülerinin orası burası budanmış, Nasrettin Hoca'nın kuşuna çevrilmiş, sonra da Öğretmen Okulu durumuna getirilmiştir. Öğretmen Okulları da günümüzde liseleşmiş durumdadır. Köy Enstitülerinin kapatılması ile köyler, kadınlar, kızlar bilgisizliğe, gericiliğe, çağ dışı akımlara terk edilmiştir. ' Köy Enstitülerinin kapatılması ile en büyük darbeyi köy kızları yemiştir. Onlar, bir zaman daha anaları, ablaları, halaları, teyzeleri gibi köylerde eriyip gideceklerdir(Talip Apaydın, Karanlığın Kuvveti, s.100).'

Köy Enstitülerinin kapatılmasının ne gibi sonuçları olmuştur?

'Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, köylülerimiz bugün hala muskayla, hocayla, ulemayla, ağaca bez bağlama ve ondan medet umma ile uğraşmayacaktı; çağdaş bir ülkede Atatürk'ün yolundan gidecekti (İbrahim Gürşen Kafkas, Yeniden Köy Enstitüleri, s.65).' Köy Enstitüleri kapatılmasaydı, yurttaşlarımızın tümü okuryazar olacak, kadınıyla, kızıyla, erkeğiyle kültür düzeyi, ekonomik yapısı çok yüksek bir toplum durumuna gelecekti. Türkiye, Avrupa Birliği kapısında yıllarca beklemeyecek, tam tersine Avrupalılar, bizim kapımıza gelecekti.

Kırsal kesim insanımızın aydınlanması ve kalkınması, Köy Enstitüsü benzeri eğitim kurumlarının ele alınmasına bağlıdır. Çünkü eğitilmemiş, kültürsüz nüfus yığınları, yaşam alanında yetecek varlığı gösteremezler.