Kayıtdışı Ekonomi

Prof. Dr. Sadık Kırbaş'a göre; vergiye karşı koymanın en etkin türü olarak bilinen kayıtdışı ekonomi, 1960'lı yıllarda ABD'de bir ekonomistin piyasadaki nakit para hacmindeki aşırı yükselmeyi dikkate almasıyla birlikte gündeme gelmiştir. Kayıtdışı ekonominin kapsamı Gayri Safi Milli Hasıla kayıtlarının dışında kalan mal ve hizmetlerdir. Kayıtdışı ekonomi kayıt altına alınmış resmi ekonomiye paralel olan ancak var olan ama kayıtların kapsamında olmayan ekonomik faaliyetlerden oluşmaktadır.

Türkiye'de bu anlamda önceleri vergi kayıplarının önlenmesi çerçevesinde konu ele alınırken, 1980'li yılların başında kara para olarak gündeme gelmiştir. 1980 öncesi kara para ve buna dayalı kayıtdışı ekonomi, ciddi birer sorun olarak görülmüş, oluşan finansal suçları engellemek için vergi yasalarında vergi güvenlik kurumları geliştirilmiş; ayrıca kara paranın aklanmasını hedef alan kısa adı MASAK olan Mali Suçları Araştırma Kurulu kurulmuştur. MASAK önemli yetkilerle donatılmış, kayıtdışı faaliyetleri ve kara parayı aklama aşamasında izleme ve tespit etmeyi sağlayan teknikler geliştirilmiştir.

İşadamlarına göre kayıtdışı sektör olarak değerlendirilen kayıtdışı ekonomi, iş dünyasının bazı yöneticilerine göre, belirli ölçüler içinde ekonomileri şoklara karşı koruyan bir faktör olarak kabul edilir. Ancak aynı işadamları yapılan tahminlere dayanarak, kayıtdışı sektörün Türk Ekonomisinin yarısına hakim olduğunu ve kontrolden çıkarak kalkınmayı engelleyen boyutlara ulaştığını söylüyorlar. Kayıtdışı sektör, bütün ülkelerde yaşanan ve 80'li yıllardan günümüze kadar hakimiyetini gösteren bir sorundur.

Kendi mekanizmalarını üreten kayıtdışı ekonominin kontrol altına alınması ve engellenmesi için önlemler alınması, hükümetler için hem vergilendirme ve makro açıdan hem mikro açıdan büyük önem taşımaktadır. Makro açıdan kayıtdışı ekonominin kapsamı, mal ve hizmet üretimine konu olmasına rağmen ulusal ekonominin geleneksel ölçme yöntemleriyle saptanamadığından; ulusal geliri hesaplayan milli muhasebe kayıtlarında yer almayan ve Gayri Safi Milli Hasıla'ya yansımayan faaliyet alanlarıdır.

.

Vergilendirme ve mikro açıdan kayıtdışı ekonomik faaliyetler, kayıtdışı ekonomive yeraltı ekonomisiolmak üzere iki başlık altında gruplandırılmaktadır. Bu bağlamda dar anlamda kayıtdışı ekonomi, ekonomiyi düzenleyen yasalara ve yönetmenliklere aykırı olarak gerçekleştirilen ve belgeye bağlanmamış, faturasız satışlar, sigortasız ve kayıtsız işçi çalıştırılması, gecekondu yapımı, işportacılık ve benzeri ekonomik faaliyetlerdir. Yeraltı ekonomisinin kapsamı ise, kamu düzenini korumak yasalara ve yönetmeliklere aykırı olarak gerçekleştirilen ve bir belgeye bağlanması adetten olmayan kaçakçılık, uyuşturucu ticareti, dolandırıcılık, yolsuzluk, yasadışı kumar ve benzeri hem kayıtdışı hem yasadışı faaliyetlerdir. Kayıtdışı ekonomi ile yer altı ekonomisinin ortak özellikleri faaliyetlerin belge ve kayıtlara bağlanmamasıdır

Kayıtdışı ekonomi, makro ekonomi içinde bir sektör olarak değerlendirilmektedir. Vergiye karşı koymada Türkiye'de beklenen vergi hasılatı kadar vergi kaybına neden olan kayıtdışı ekonomi, tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ve geçiş ekonomisi ülkelerinde de rastlanmaktadır. Dünyada kayıtlı ekonomiden kayıtdışı ekonomiye bir kayış söz konusudur. Savaşlar, ambargoları delme girişimleri kayıtdışı ekonomik faaliyetlerin artmasına neden olurken, insanların gelirlerini artırma isteği de önemli bir etkendir. Gelirlerini artırmak isteyen insanlar, gelirlerinin bir bölümünün vergi ya da benzeri kısıtlamalar sebebiyle kesintiye uğramasını istemezler; bu nedenle, faaliyetlerinin bir kısmını kayıtdışına çıkarma gereksinimi duyarlar. Böylece buradan elde edilecek gelir de kayıtdışı gelir haline gelmiş olur. Görüldüğü gibi vergiye karşı koyma aracı olarak kayıtdışı ekonomi ile vergi yasaları yanısıra diğer yasalara da karşı koyarak suç nitelendirilen faaliyetleri içeren yeraltı ekonomisi, gerçek ya da tüzel kişilerin gelirlerini artırmak ve bu gelirlerinden devlet harcamalarına katkıda bulunmak üzere vergi ve benzeri ödemelerle gelirlerinin azalmasını istememelerinden kaynaklanmaktadır.

Suç ekonomisi olarak değerlendirilen ve toplumlarda yüksek kazanç sağlayan uyuşturucu ve silah kaçakçılığı, terör, çocuk ve kadın ticareti, adam kaçırma gibi örgütlü işlenen suçlar sonucu elde edilen her türlü maddi menfaat ve değerlerden oluşan ve yer altı ekonomisi olarak değerlendirilen kara para hem insanlık suçunun ölçüsüdür hem de vergi dışı bırakılmış ve haksız servet edinmeyi sağlayan bir ekonomik olgudur.

Vergiye karşı koyma eylemi olarak kayıtdışı ekonomi hem ekonomik sistemin yozlaşmasına neden olmakta, hem de vergi tabanının yaygınlaşmasını engellemekte ve vergi gelirlerinin ülkedeki tüm ekonomik faaliyetleri kavramasını engellemektedir. Kayıtdışı faaliyetler vergi tabanını aşındırdığı gibi vergi adaletini, vergisini düzenli ödeyen mükelleflerin aleyhine bozmaktadır. Bu nedenle ısrarla üzerinde durulması gereken nokta, hukuki çerçevenin tamamlanması ve aykırı hareket halinde etkili müeyyidelerin konulması gerekliliğinin kayıt dışı ekonomi ile mücadelede önemli bir unsur olmasıdır.