Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Çemberinin İkinci Adımı

0

Hatırlarsanız eğer, bir önceki yazıda sistemin 'Belge Serilizasyonu ve Basımı Ayağı' dediğimiz birinci aşamasında neler yapılması gerektiğini anlatmıştık.

Bu günse kayıt dışı ekonomiyle mücadelede ve vergi kayıp-kaçağının önlenmesinde etkili olabileceğini düşündüğümüz toplam üç adımdan oluşan söz konusu Mücadele Çemberinin ikinci ayağına ilişkin esasları anlatmaya çalışacağız, sevgili okuyucular.

**

  1. Adım: Belgelerin Hasılat/Gider Kalemleri Olarak Maliye'ye Beyanı Ayağı:

Daha önce de ifade ettiğimiz, Türkiye'de, belli bir işletme bünyesinde gerçekleştirilen iktisadi faaliyetleri konu alan gelir ve kurumlar vergisi ile KDV ve ÖTV gibi belli başlı vergilerde 'beyan esası' geçerlidir.

Buna göre ticari, sınai, zirai veya mesleki faaliyet icra eden vergi mükellefleri, söz konusu faaliyetlerden belli bir dönem içerisinde elde ettikleri kazancın ya da gerçekleştirdikleri vergili işlemlerin hacminin hülasasını bağlı bulundukları vergi dairesine belli periyotlarla vergi dairesine bildirirler. Mali İdarenin de, mükellef beyanlarını denetleme ve doğruluğunu sorgulama yetkisi vardır.

Ancak, son yıllarda mükelleflerin bir kısmına karşılıklı olarak verdirilen Ba-Bs bildirimlerinin karşılaştırılmasına dayanan birtakım analizler yapılmakla birlikte, hala büyük ölçüde insan unsuruna dayanan ve daha da önemlisi, geriye doğru, yani deyim yerindeyse, iş işten geçtikten sonra, söz konusu inceleme ve denetimler yeterli olmaktan çok uzaktır.

Çünkü bilindiği üzere, mal ve hizmet alıp satan herkese bu bildirimleri verdirilmiyor. Perakende aşamadaki en büyük müşteriler olan, genel bütçeli olanlarla belediyeler ve üniversiteler gibi kamu kurumları bu zorunluluğa tabi değil mesela.

Bırakın kamu kurumlarının bu bildirimleri vermekten muaf tutulmuş olmasını, bütün mükellef grupları bile bu zorunluluğun kapsamına alınmış değil. İkinci sınıf tüccarlarla kazançları basit usulde tespit edilenler ve serbest meslek erbabı da, belge düzeninin oturtulmasında otokontrol açısından son derece önemli olan bu bildirimleri vermek zorunda değiller.

Ba-Bs verenler de zaten, tüm alış ve satış faturalarını değil; en son rakamlarla, 5.000.-TL'nin üzerindeki alış ve satışlarını, o da detaylı bir biçimde değil, sadece bu belgelerin toplam tutarları ile alıp verdikleri belge adedi toplamını bildiriyorlar ki bunun, sözünü ettiğimiz otokontrolü sağlama ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğu ortadadır.

Diğer yandan, hiçbir mükellefiyet kaydı olmaksızın ekonomik faaliyet gerçekleştirenlerin yanında, vergi dairesi kaydı olmasına rağmen, gerçekleştirdikleri işlemlerin çok büyük bir kısmı için satış faturası düzenlemeyerek bu işlemeleri kayıt ve beyan dışı bırakan, satış faturası düzenlemek durumunda kaldıklarında ise, kullandıkları gerçekdışı belgelerle gider ve maliyetlerini haksız yere şişirerek vergi kaçıran kişi ve kurumların sayısı da hayli fazladır. Ülkedeki vergi inceleme oranının ise, son yıllarda sayıları hayli artırılan vergi müfettişleri ordusuna rağmen son derece düşük olduğu değerlendirilmektedir.

Bu noktada biz, öncelikle; 213 s. VUK'da öngörülen fatura ve diğer belgelere basılan seri numaralarının belli bir standarda kavuşturulmasını ve bu esasa göre bastırılacak olan söz konusu belgelerin vergi mükelleflerince elektronik ortamda teker teker beyan edilmesi zorunluluğunun getirilmesini, böylece, bu belgelerin doğru beyan edilip edilmediklerinin kontrol edilmesini sağlayacak bir sistemin kurulmasını öneriyoruz.

Böylece hem sahte belge kullanımı önlenmiş olacak, hem de, mükelleflerin ve sıradan vatandaşların, alışverişlerinde belge almalarını zorunlu kılacak ya da teşvik edecek yaygın ve güvenli tedbirlere başvurma imkanı doğacaktır.

Belgelerin 'hasılat' ve 'gider' belgesi diye teker teker beyan edilmesini ve elektronik ortamında beyan edilecek bu belgelerin Gelir İdaresi Başkanlığının merkezi bilgisayar sistemi tarafından bire bir karşıt incelemeye tabi tutulmasını öngören bu sisteme 'Akıllı Fatura Sistemi' diyoruz.

Önerdiğimiz sistemin mahiyetini kısaca şu şekilde açıklayabiliriz:

Daha önce de belirttiğimiz üzere, öncelikle fatura vb. belge bastırmak isteyenler, bağlı bulundukları yerel vergi dairelerine müracaatla, hangi cinsten kaç adet belge bastırmak istediklerine dair taleplerini ilettiklerinde; yerel vergi daireleri, mükelleflerin TC veya vergi kimlik numaralarını baz alarak, merkezi sistemden alacakları seri numaraları, talepte bulunan mükelleflere tahsis edeceklerdir. Belgelerin seri numara tahsislerini, merkezi olarak, tüm Ülke'de silsile halinde takip edecek şekilde, İdare yapmalıdır.

Bu sisteme geçişle birlikte mükellefler, birer aylık süre içerisindeki hasılatları için düzenlemiş olacakları 'akıllı belge'leri, muhasebecileri aracılığıyla elektronik ortamda, ertesi ayın ilk 10 günü içersinde 'hasılat beyanı' diye, teker teker beyan edecek; aynı dönemdeki masraflarına ait belgeleri ise, yine teker teker olacak şekilde, ama hasılat beyanından sonraki 10 günlük süre içerisinde, 'gider beyanı' diye bildireceklerdir. Takip eden 10 günlük periyotlarda ise, mükellefler, beyanlarını düzeltip eksikliklerini giderebilirler, örneğin.

Mükellefler, sadece, düzenleyicileri tarafından, süresinde 'hasılat' olarak beyan edilmiş belgeleri vergi matrahlarından indirim konusu yapabileceklerdir.

Sistem, önceden 'hasılat' olarak beyan edilmemiş 1 kuruşluk bir belgenin bile indirimine izin vermeyeceği için, mükellefler, sistemin kabul etmediği belgelerin düzenleyicilerini (yani kendilerine mal/hizmet satmış olan kişi veya firmaları) kendileri arayıp bulacak ve yakalarına yapışarak, sistemin reddettiği belgelerin hesabını ticari ve hukuki kurallar çerçevesinde sormak durumunda kalacaklardır.

Böylece, belgelerin düzenlenip beyan edilmesinin sağlanması yükü çok büyük ölçüde, Mali İdareden, söz konusu belgeleri alış-gider vesikası olarak kullanacak olan milyonlarca kişi ve firma arasında dağılmış olacaktır.

Belgelerin çapraz denetimini ise, inceleme elemanları değil, şaşmaz ve kayırmaz bir çalışma prensibine sahip olan bilgisayar sistemi gerçekleştirecek; üstelik, belgelerin henüz beyan edildikleri sırada, yani geriye doğru ve iş işten geçtikten sonra değil.

Hasılat ve gider belgeleri e-beyannamenin ekine, asgari bazı bilgiler itibariyle basit usul ve ikinci sınıf tüccarlarla serbest meslek erbabı dahil herkes tarafından teker teker girilsin.

Hatta sadece vergi mükellefleri değil, fatura karşılığında piyasadan mal/hizmet satın alan her türlü bütçeli kamu kurumları da aynı şekilde bu yeni esasa göre gider beyanında bulunmalıdırlar. Böylelikle, kendilerinden alım yaptıkları kişi ve firmaları Maliye'ye bir nevi bildirmiş olurlar.

Ocak 2016 vergilendirme dönemi için örneğin:

- 1-10 Şubat 2016 arası Genel Hasılat Beyanı dönemi,

- 11-20 Şubat 2016 arası Genel Gider Beyanı dönemi,

- 21 ila takvim ayının son gününe kadarki süre ise Kontrol ve Düzeltim Dönemi olsun.

Buna göre, takvim ayı esasına göre, Şubat'ın son günü itibariyle, düzenleyicisi tarafından hasılat diye beyan edilmemiş belgeler, bunları gider olarak beyan edenlerin elinde, karşılıksız çeklerde olduğu gibi, tabiri caizse patlayacak ve sistem, ilgili mükelleflerin vergi matrahlarını, söz konusu gider belgelerini dikkate almaksızın Ocak 2016 vergisini hasılatların toplam tutarı ile sistem tarafından kabul edilen giderlerin toplamı arasındaki farka göre tahakkuk ettirecektir.

Açıkta kalan, yani sistemin kabul etmediği herhangi bir gider belgesi; ilgili takvim yılının son gününe kadar ya da mevzuatın uygun bulması halinde, daha uzun bir müddet içerisinde düzenleyicisi tarafından usulüne uygun şekilde beyan edilmesi durumunda, karşı tarafça gider olarak beyan edilmelidir.

Mükelleflerin defterlerini tutan mali müşavirler yasal defter kaydı yaparken mükelleflerine ait belgelerin tarihi, no'su, tutarı, cinsi, KDV'si ile düzenleyicinin adı-ünvanı, vergi numarası ve vergi dairesi gibi bilgileri zaten giriyorlar.

Hasıl-ı kelam, öngördüğümüz sistemde, meslek mensuplarının bunlara ilave olarak yapacakları bir iş olmayacak; uygulama, mükelleflere olduğu gibi, meslek mensuplarında da herhangi ilave bir iş yükü ya da maddi külfet getirmeyecektir, diye düşünüyoruz.

**

Çemberin kalan son halkası ise sonraya kaldı ne yazık ki.

Görüşmek dileğiyle…