1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle bilim insanları çeşitli açıklamalarda ve etkinliklerde bulunarak, kanser konusunda vatandaşlar uyarıldı.
Kanser konusunda uyarılarıyla farkındalık yaratan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Başkanı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz yaptığı açıklamada, kanserin giderek yaygınlaştığını, küresel bazda 19,3 milyon yeni kanser teşhisi konduğunu belirtti ve 'Yaşam tarzındaki değişiklikler ve tütünle mücadele sayesinde kanserler yüzde 50'ye varan oranda önlenebilir' uyarısı yaptı.
Kanser içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük sağlık sorunlarının başında geliyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2021 yılı verilerine göre kansere bağlı 10 milyon ölüm gerçekleşirken, küresel bazda 19,3 milyon yeni kanser vakası saptandı. Yılmaz, kanserin çok yaygınlaştığına dikkat çekerek, dünya genelinde her 5 kişiden birinde hayatları boyunca kanser gelişmesinin beklendiği, her 8 erkekten birinin, her 11 kadından birinin ise kanser sebebiyle hayatını kaybedeceğinin öngörüldüğünü aktardı.
Tüm kanserlerin yüzde 90 oranında çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı olarak geliştiğini belirten Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, 'Yaşam tarzı faktörleri, akciğer, kolorektal, prostat ve meme kanseri gibi dünya genelinde yaygın olanlar dahil olmak üzere çeşitli kötü huylu tümörlerle ilişkilendiriliyor. Dünya çapındaki verilere göre; sigara, alkol kullanımı, düşük meyve ve sebze diyeti, aşırı kilo, hareketsizlik, güvenli olmayan cinsel ilişki, kentsel hava kirliliği, katı yakıt kullanımı gibi sebeplerle kanser ölümlerinde benzer risk artışı meydana geldi. Yapılan çalışmalar, yaşam tarzı faktörlerinin kanser riskini azaltmadaki faydasını doğruluyor. Tütünden kaçınmak, fiziksel aktiviteyi artırmak, sağlıklı kiloda kalmak, kırmızı et ve işlenmiş et oranı düşük, meyve, sebze ve kepekli tahıllar açısından zengin bir diyet uygulamak, alkolü sınırlamak veya tamamen bırakmak ve güneşten korunmak gibi tedbirlerle günümüzde yüzde 30- 50 oranında kanser önlenebiliyor' dedi.
Hem tarama hem de önleme sayesinde birçok kanserden ölüm oranının azaltılabileceğini belirten Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, şu bilgileri aktardı: 'Tarama, anormallikleri klinik olarak belirgin hale gelmeden önce tespit eder ve kanser gelişmeden önce veya tedavinin çoğu zaman etkili olduğu erken bir aşamada müdahaleye izin verir. Önleme stratejileri ise kansere neden olan çevresel ve yaşam tarzı risk faktörlerini değiştirmeye odaklanır. Akciğer kanseri başta olmak üzere tüm kanserlerin erken evrede tanılanması ve gerekli önlemlerin hemen alınması, hastalıktan ölüm oranlarını azaltıyor. Ancak halen etkileri devam eden COVID-19 pandemisi nedeniyle tüm dünyada kanser tanısı ve tedavisinde ciddi aksamalar oldu. Ne yazık ki pandemi nedeniyle daha az insan teşhis için hastanelere başvurdu ve bu nedenle tanıda gecikmeler yaşandı.'
Tütünle etkin mücadelenin kanserin önlenmesindeki rolünü de bir kez daha hatırlatan Yılmaz, tütün kullanımının dünya çapındaki kanser ölümlerinin yüzde 21'inden, ABD'de de ise tüm kanser ölümlerinin yüzde 30'undan sorumlu olduğunu aktarırken, şu önemli verileri paylaştı:
• Tütün kullanımı kanserin en önemli önlenebilir nedeni.
• Sigara içenlerin yaklaşık yarısı tütüne bağlı bir hastalıktan ölüyor ve yetişkin sigara içenler tütün kullanımı nedeniyle ortalama 13 yılını kaybediyor.
• Sigara içmek akciğer kanseri için en güçlü risk faktörü ve riski 10 ila 20 kat artırıyor.
• Sigara içmek ayrıca ağız boşluğu, burun boşluğu, paranazal sinüsler, nazofarenks, gırtlak, yemek borusu, pankreas, karaciğer, mide, serviks, böbrek, kalın bağırsak ve mesane kanserlerinin yanı sıra lösemiye neden oluyor.
• Tütünün tehlikeleri en yaygın olarak sigara içimi ile ilişkili gibi görülse de puro, pipo, dumansız tütün ve çevresel (ikinci el) tütün dumanına maruz kalma ile de ortaya çıkıyor.'