Bir çocuğun iştahsız olması; anne babayı özellikle ergenlik öncesi dönemde zorlayan konulardan biri. Onların sağlıklı büyüyebilmeleri, gelişimlerinde sorun yaşamamaları için yeterli ve dengeli beslenmelerinin önemli olduğunu bilmek aileleri bu konuda baskı altında hissettiriyor. Çocuğun verilen yemeyi reddetmesi, seçici olması, tek yönlü beslenmesi zamanla bazı sağlık sorunlarının yaşanmasına da yol açabiliyor. Bu durum nedeniyle hissedilen kaygının sonucu zorlayıcı davranılması ise çocuğun tepkisel davranmasına, duygu durum bozuklukları yaşamasına neden olabiliyor.
Hayatımızın devam etmesi için dokularımızın enerji üretmesi gerekiyor. Enerji üretimi içinde vitamin ve minerallerin besinler yoluyla alınmasına ihtiyacımız var. Özellikle çocukluk döneminde alınan besinler vücudumuzun yapıtaşlarının oluşumu için kullanılmakta. Gelişme ve büyüme için sağlıklı yaşam, sağlıklı bir yaşam için de yeterli ve dengeli beslenme önemlidir.
İştah merkezinin baskılanması yani iştahsızlık adını verdiğimiz durum ise sitokin adı verilen kimyasalın salgılanmasına bağlı olarak görülebilir. Bu durum enfeksiyonel bir durumdur. Bazen iştahsızlığa neden olan hormonların salgılanmasının artışı, bazen de mide-bağırsak hastalıklarına bağlı olarak iştahsızlık görülebilir.
Çocuklar yaklaşık olarak 1 ila 1,5 yaş arasında besinlerde seçicilik eğilimi göstermeye başlarlar. Bu dönem çocuğun hareketlerinin arttığı – yürümeye başladığı döneme denk geldiğinden kilo alımında azalma görülebilir. Bunun dışında bazı sağlık sorunları da yeme isteğinin azalmasına neden olabilir. İştahsızlığın bir sağlık sorunu olup olmadığını anlamak için bulantı ve kusma olması, yüksek ateş, çarpıntı ve kalp hızında artış, halsizlik gibi durumlar dikkatle değerlendirilmelidir. Vücudun ciddi olarak vitamin ve mineralsiz kalması hayati tehlikeye yol açar.
Çocuğun herhangi bir sağlık sorununa bağlı olmaksızın yemek yememe gibi bir alışkanlık geliştirmesi durumunda ise beslenme küçük porsiyonlarla sık sık yapılmalıdır. Aralarda meyve suyu, atıştırmalık gibi yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Yemek yeme süresi maksimum 30 dakika olmalıdır. Yemek konusu bir ödüllendirme veya cezaya tabi tutulmamalı, çocuğun yemeğini kendisinin yemesine izin verilmelidir. Yemek zamanında televizyon, tablet, telefon ve oyuncak gibi dikkat dağıtıcı materyaller bulunmamalıdır. Çocuğun tokluk hissedinceye kadar yemesine müsaade edilmeli, çatışma ortamından uzak durulmalıdır. Ancak herkesin yemeği bitene kadar masada kalmasının sağlanması önemlidir.