İşsizliğin Rotası

0

Türkiye İstatistik Kurumu’nun(TÜİK) 15 Mayıs 2015 tarihinde açıkladığı; Şubat 2015 İşgücü İstatistiklerine bakıldığında, geçen yılın aynı dönemine göre görünen tablo şöyledir: Ülkemiz genelindeki 15 ve daha yukarı yaştaki işsizlik oranı 1 puanlık artışla % 11,2 (Erkek:%10,3-Kadın:%13,2), tarım dışı işsizlik oranı 1,1 puanlık artışla % 13,2 (Erkek:%11,6-Kadın:%17,3), işgücüne katılma oranı 1 puanlık artışla % 50,1 (Erkek:%70,6-Kadın:%30,0), istihdam oranı 0,3 puanlık artışla % 44,4 (Erkek:%63,3-Kadın:%26,0), 15-64 yaş grubundaki işsizlik oranı 1,1 puan artışla % 11,4, (Erkek:%10,5-Kadın:%13,5), 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı ise 3 puanlık artışla % 20 (Erkek:%18,1-Kadın:%23,6) olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, sektörlerin istihdam içindeki payına bakıldığında; geçen yılın aynı dönemine göre hizmet sektörünün 2,7 puan artarak % 54, sanayi sektörünün 0,5 puan azalarak % 20,9, tarım sektörünün 1,5 puan azalarak % 18,7, inşaat sektörünün ise 0,6 puan azalarak % 6,4 oranında bir paya sahip olduğu görülmektedir. Bu veriler işsizlikle ilgili kronik sorunun devam ettiğini ve geleceğe ilişkin olumlu sinyaller vermediğini göstermektedir.

Dünyada ve Ülkemizde temel ekonomik sorunların en önemlilerinden biri olan işsizlik; küresel ve bölgesel krizlerde ağırlığını daha da artırmakta, diğer zamanlarda ise genelde kronik ve dalgalı yapısıyla Ülkemizde olduğu gibi hem ekonomik alanda hem de sosyal alanda olumsuz etkilerini hissettirmektedir.          

Gerek ekonomistlerin gerekse kurumsal yapıların yıllardan beri istihdam alanında çalışmalarına ve önerilerini yapmalarına rağmen konunun pratiğe dönüştürülmesinde genelde başarıya ulaşılamamış ve evrensel ekonomik bir sorun olarak gündemde yerini almıştır. Kentsel yaşama geçişin artmasıyla birlikte tarım sektöründe aile içi istihdam modelinden uzaklaşılmış, eğitimin düşük seviyesi istihdamı daha da zorlaştırmış, üretim- istihdam- eğitim arasındaki planlamada ortaya çıkan eşgüdüm sıkıntıları, katma değer yaratacak yatırımların seçimindeki isabetsizlik ve finansman yetersizliği sorunun boyutlarını daha da artırmıştır.

İşsizliğin ekonomik boyutunun yanı sıra toplumun temellerini sarsacak tahribatlarını da görmezden gelmemiz mümkün değildir. Özellikle toplumsal yaşama yansımalarını ve bu kapsamda; kişilerin psikolojisine, aile içi huzura, insanların sağlığına, ahlaki normlara, ticari hayata ve asayişe olan etkisini dikkate almak zorundayız.

Yıllardan beri her siyasi iktidarın işsizliği azaltmaya yönelik tedbirleri ve girişimleri olmakla birlikte, bu konuda başarıya ulaşılamamaktadır. Ülkemizin 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine hazırlandığı bu süreçte de siyasi partilerin işsizlikle ilgili vaatleri ve projeksiyonları gündemde yerini alarak önemini ortaya koymuştur. Ayrıca sosyal yardımlar da bu vaatler arasında önemli bir yer tutmuştur. Asıl olan; çalışabilecek durumdakilere uygun iş bulmak, sosyal yardımları ise bunların dışındakilere yaygınlaştırmaktır.

Ülkemizde; “yatırım-üretim ve istihdam arasında uyumlu bir planlamanın yapılamaması ve bunlarla uygun bir eğitim modelinin kurulamaması, istihdam sağlamaya yönelik girişimlere bir vergi ve prim kaynağı olarak bakılması, istihdamı artırmaya yönelik girişimlerin ve önerilerin teşvikindeki yetersizlik, yabancı işçilerin istihdamı, istihdam yoğun yatırımların yetersizliği, tarımı sanayiyle buluşturmadaki sıkıntılar, turizm sektöründeki istihdam süresinin kısalığı, özelleştirilen kuruluşların istihdama katkısının azalması, iş arayanlarla açık işlerin buluşturulmasındaki mekanizmaların yavaşlığı, uluslararası rekabete açık-yüksek teknolojili ve işgücü verimliliği yüksek bir ekonomi yaratma konusundaki hedeflere ulaşmanın önündeki yapısal sorunların aşılamaması.” işsizliğin azaltılmasındaki en önemli engeller olarak dikkati çekmektedir. İşsizliğin kanıksanmış rotasını değiştirebilmek için; sıraladığımız bu hususları küçümsememeli, gereken duyarlılığı göstermeli, başta devlet ve özel sektör olmak üzere toplumun tüm kesimleri olarak bu ulusal ekonomik sorunu aşmak için çaba göstermeliyiz.