Milyonlarca 2000 model ve altı araç sahibinin dikkatle izlediği hurda teşviki, MHP tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunuldu. Bu teşvik, 25 yaş üstü araçların trafikten kaldırılmasını hedeflerken, aynı zamanda trafik güvenliğini artırmayı amaçlıyor. ÖTV indirimiyle yeni araç alımlarını destekleyerek ekonomik bir rahatlama sağlamayı planlayan bu düzenleme, ağır hasarlı araçların trafiğe çıkmasını önlemeyi de kapsıyor. Ayrıca, pakette esnafların ticari araç alımlarında ÖTV ve KDV muafiyetinden faydalanması da yer alıyor. Peki, hurda araç ÖTV indirimi yasası Meclis’ten geçti mi ve ne zaman yürürlüğe girecek? İşte bu konuda mevcut bilgiler…
25 YAŞ ÜSTÜ ARAÇ SAHİPLERİNE ÖTV MUAFİYETİYLE SIFIR ARAÇ İMKÂNI
25 yaş ve üzeri araçların yenilenerek ekonomiye kazandırılması, ithalatın azaltılması, akaryakıt tüketiminin düşürülmesi ve çevresel etkilerin minimize edilmesi hedefiyle yeni bir teklif hazırlandı. Gerekçe olarak, TÜİK verilerine dayanarak 2023 sonunda Türkiye’de trafiğe kayıtlı araç sayısının 28 milyon 740 bin 492 olduğu, 2024 Ağustos’unda ise bu sayının 30 milyonu aştığı belirtiliyor. Ayrıca, araçların yaş ortalaması 14,5 olarak hesaplanırken, trafiğe kayıtlı araçların yaklaşık %25’inin 21 yaş üstü olduğu vurgulanıyor.
Yaşlı araçlar, bakım ve tamir masraflarıyla sahiplerine ek yük getirirken, trafikte mal ve can kaybına yol açabilecek riskler oluşturuyor. Aynı zamanda çevre kirliliğine ve ekonomik kayıplara neden oluyor. Bu nedenle, 25 yaş üstü araçların hurdaya ayrılması, ekonomik fayda, çevresel koruma ve yol güvenliği açısından kritik önem taşıyor. Teklif kapsamında, araçlarını hurdaya teslim edenlere, bir defaya mahsus olmak üzere Türkiye’de üretilen yeni araçlarda ÖTV muafiyeti sağlanması öneriliyor; bu da önemli bir teşvik adımı olarak öne çıkıyor.
ŞOFÖR ESNAFINA ÖTV VE KDV MUAFİYETİYLE ARAÇ DESTEĞİ
Ticari araç sahiplerini ilgilendiren bir diğer kanun teklifi de TBMM’ye sunuldu. Teklifle, geçimini tek bir araçla sağlayan şoför esnafının mevcut aracını yenilemesi ve en az 10 yıl boyunca ticari faaliyetlerde kullanmak kaydıyla alacağı yeni araçlardan ÖTV muafiyeti talep ediliyor.
Gerekçede, Türkiye’de ticari araçların ithalat, ihracat ve insan taşımacılığında kritik bir rol oynadığı belirtiliyor. TÜİK verilerine göre, 30 milyonu aşan araç filosunun yaklaşık 6,5 milyonu minibüs, otobüs, kamyonet ve kamyonlardan oluşurken, 100 binden fazla ticari taksi hizmet veriyor. Türkiye Şoförler Odası’na kayıtlı yaklaşık 1,5 milyon şoför esnafı da bu ekosistemin bir parçası. Ticari araçların, kişisel araçlara kıyasla daha hızlı yıprandığı, bakım-onarım maliyetlerinin yüksek olduğu ve konfor ile güvenliğin bu nedenle ön planda tutulması gerektiği ifade ediliyor.
Yıpranmış araçların bakım masrafları esnafı zorlarken, yeni araç alma imkânları da sınırlı. Bu teklif, şoför esnafının ticari faaliyetlerini kesintisiz sürdürebilmesi ve daha güvenli bir hizmet sunabilmesi için ÖTV ile KDV muafiyetiyle destek olmayı hedefliyor.
AĞIR HASARLI ARAÇLAR TRAFİKTEN ÇEKİLSİN TEKLİFİ
Yeni bir kanun önerisinde, trafik kazaları veya doğal afetler sonucu ağır hasar alan, ekonomik ömrünü tamamlamış, yıpranmış, kaza veya yanma gibi nedenlerle kullanılamaz hale gelmiş araçların onarılıp trafiğe çıkarılması yasaklanıyor. Bu kurala uymayan gerçek veya tüzel kişilere 500 bin TL para cezası uygulanması öngörülüyor.
Ayrıca, ağır hasarlı araçların sigorta şirketleri veya yetkili kurumlarca ihaleyle satışı, yalnızca yedek parça veya hurda olarak yapılabilecek. Bu araçları başka amaçlarla satan veya trafiğe çıkaran sigorta şirketlerinin faaliyet izni 6 ay süreyle askıya alınacak.
Gerekçede, trafik güvenliğinin temel unsurlarından birinin araçların teknik yeterliliği olduğu vurgulanıyor. Araçların güvenlik donanımları ve sağlamlığı, kaza hasarlarının boyutunu ve can güvenliğini doğrudan etkiliyor. Halk arasında “pert” olarak bilinen ağır hasarlı araçların trafikte ciddi riskler oluşturduğu belirtiliyor. Bu araçların onarımı sonrası yeterliliğin tam olarak denetlenememesi, can güvenliği açısından soru işaretleri yaratıyor.
Özellikle hava yastığı, emniyet kemeri gibi hayati parçaların onarımda teknoloji suiistimaliyle işlevsiz hale getirildiği durumlar, trafikteki riskleri artırıyor. Bu nedenle, ağır hasarlı araçların trafiğe çıkmasının engellenmesi ve sigorta şirketlerinin bu süreçte sorumluluk üstlenmesiyle can güvenliğinin yükseltilmesi amaçlanıyor.