Yeni bir hükümetin kurulması sorunu ülkenin en önemli meselesi haline gelmiştir.
Milletimiz, TBMMde oluşan ve siyasi partilerimize düşen milletvekili dağılımına göre hiçbir siyasi partiye tek başına hükümet kurma yetkisi vermemiştir. Milli irade koalisyonda karar kılmıştır. Bunun gereğini yerine getirme görevi de siyasi partilerimize düşmektedir.
Birden fazla parti uzlaşarak koalisyon ya da bir siyasi partiye diğer partiler destek olmakla bir azınlık hükümeti kurulabilir. Destek, kurulan hükümetin güven oylamasına katılmamak veya katılarak kabul oyu vermek şeklinde olabilir.
Parlamentoyu oluşturan 550 milletvekilin tamamının güven oylaması toplantısına katılacağı varsayımından hareket edildiği takdirde, en az 276 milletvekilinin kabul oyu gerekli görülmektedir. Hiçbir siyasi parti bu sayıya ulaşamadığı için tek başına hükümet kuramamaktadır.
Anayasamızda ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde hükümetin göreve başlarken güven oylaması için özel bir toplantı ve karar yetersayısı öngörülmemiştir.(Anayasa md: 110, İçt:124)
Görev sırasında hükümetin güven isteminde bulunması halinde yapılacak oylamada 276 milletvekili güvensizlik oyu kullandığı takdirde Bakanlar Kurulu düşmüş olacaktır.
Bu sayıya ulaşılamadığı sürece hükümet görevine devam edebilecektir.
İçtüzüğün bugün mevcut olmayan 105 inci maddesinde göreve başlayan hükümet için Güvenoyu verenlerin sayısı, güvensizlik oyu verenlerden fazlaysa Bakanlar Kurulu güvenoyu almış sayılır.hükmü yer almaktaydı. Bugün böyle bir hüküm bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, kurulacak hükümetin parlamentodan güvenoyu alabilmesi için toplantıya katılan milletvekillerinin salt çoğunluğunun oyu yeterli olacaktır. Salt çoğunluk, toplantıya katılanların yarısının bir fazlası olan çoğunluktur.
Güvenoyu toplantısına en az 184 en çok 550 milletvekilinin katıldığı bir toplantıda Anayasamızın 96 ıncı maddesine göre hükümetin güvenoyu alabilmesi için karar yetersayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamayacağından 139 veya 276 kabul oyu gereklidir.
1996 da Mesut Yılmaz hükümeti güven oylamasında 207 red, 80 çekimser oya karşı 257 kabul oyu almış, bu sonuca göre de Meclisçe Bakanlar Kuruluna güvenoyu verildiği belirtilmiştir. Çekimser oyların değerlendirilmesi ile ilgili ne Anayasamızda ne İçtüzükte bir hüküm bulunmamaktadır. TBMMnin o güne kadarki uygulaması, çekimser oylarla iptal edilmiş oyların, peşin olarak ne lehte nede aleyhte oy farz etmemek, bunların sahiplerinin sadece lehte veya aleyhteki oylardan hangisinin miktarı fazla ise o istikamette Genel Kurul kararı alınmış olmasına peşin olarak rıza ifade ettiklerini kabul suretiyle karar yetersayısına dahil saymak şeklindeydi. Böyle düşünüldüğünde kabul oylarının sayısı ve çekimserlerin toplamı 337 ye ulaşmakta, Anayasanın 96 ncı maddesinde öngördüğü 273 sayısı da aşılmaktadır.
Ana muhalefet partisi olan Refah Partisi adına Anayasa Mahkemesine açılan konu ile ilgili iptal davasında Mahkeme, Bakanlar Kurulunun güvenoyu aldığına ilişkin dava konusu karar, oylamaya katılan 544 milletvekilinin salt çoğunluğu olan 273 kabul oyuna ulaşamadığı için Anayasanın 96 ncı maddesine aykırı bulunmuş ve iptal edilmiştir.(Anayasa Mahkemesi E:1996/19, K:1996/13. RG:6.6.1996)
Mahkeme, bu kararında kabul, red ve çekimser oyların toplamının yarısından bir fazla oyun salt çoğunluğun kararı olduğunu belirtmiştir.
Başbakanın Atanması
Yüksek Seçim Kurulu bugüne kadar kesin sonuçları seçimden sonra genel olarak 6 veya 10 gün içinde ilan etmiştir. İlan, 16 Haziranda yapılırsa TBMM ilk toplantısını 21 Haziranda yapacaktır.
Cumhurbaşkanı büyük olasılıkla AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlunu hükümeti kurmakla görevlendirecektir. Bu görevlendirmenin Meclisin ilk toplantısından sonraki bir veya iki gün içinde olması tahmin edilmektedir.
Davutoğlu, hükümeti oluşturabilmek için gerekli girişimlerde bulunacak, uzlaşı sağlayıp güvenoyu alabileceğine kanaat getirdiği takdirde, Bakanlar Kurulu listesini Cumhurbaşkanına sunacaktır. Bu girişimlerin süresi ile ilgili Anayasamızda bir kural bulunmamaktadır. Bugüne kadarki uygulamalar ve makul süre göz önünde bulundurulması gerekir.
Girişim başarısız olursa sırasıyla diğer genel başkanlara bu görev verilerek hükümetin kurulması için bütün koşulların zorlanması ülke ve millet menfaatleri bakımından en uygun yoldur.
Seçimlerin Yenilenmesi
Erken bir seçime gidilebilmesi için 45 günlük sürenin başlama tarihi için Anayasamız iki koşul öngörmektedir.
Hallerinde Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
TBMM Başkanlık Divanını Başkan hariç diğer üyelerin seçimini gerektiği takdirde geciktirebilir. Hükümet programının okunması veya görüşülmesi sırasında geçici katiplerin görev yapması olanaklıdır.
Bakanlar Kurulunun kuruluş tarihi, Anayasanın 110 uncu maddesine göre Cumhurbaşkanının Bakanlar Kurulunu atama tarihidir.
Görevlendirilen başbakanların hükümet kurma girişimleri 45 günlük sürenin başlangıcı olmayıp süreye dahil değildir.
Böylece, sonuç olarak yeni bir seçime gidilebilmesi için hükümetin parlamentodan güvenoyu alamaması veya Divanın oluşumundan itibaren 45 gün içinde bir hükümet kurulamaması durumunda Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar verebilecektir.
Cumhurbaşkanı bu konuda geniş bir takdir yetkisine sahip bulunmaktadır. Anayasadaki bu sürelerin aşılmasına Cumhurbaşkanına büyük bir olanak tanınmaktadır.
Cumhurbaşkanının bu olanakları değerlendirerek erken seçim değil, bir hükümetin kurulması yönünde takdir yetkisini kullanması milletimizin ve ülkenin yararınadır.
Son zamanlarda STKlerin hükümetin kurulması ile ilgili görüşlerini yüksek sesle dinlendirmeleri yeni bir dönemin işareti olarak demokrasimiz adına sevinç vericidir.