Hamili kart yakinimdir

Böyle dememiş miydi rahmete giden iki yürek adamı Yusuf Hayaloğlu, Ahmet Kaya. Biri yazdı biri söyledi zahir.

Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş,

Aynı çıtırtıyla ürperen bir serçe,

Hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu,

Birer tomurcuktuk hayatın kollarında,

Birer çiğ damlasıydık,

Bahar sabahında, gül yaprağında.

Dedim ya, hiç yoktan susturuldu şarkımız.

Yüreğim kanıyor, yüreğim kanıyor.

Bitmeseydi, bitmeseydi bizim öykümüz böyle.

Göğsüm daralıyor, yüreğim kanıyor.

Olmasaydı sonumuz böyle.

Sonumuz derken Hitler Ukrayna'yı işgal ettiğinde binlerce vagon toprak taşıdı. Ukrayna topraklarından ilk 40 santimi doldurdu vagonlara Almanya'nın topraklarını üzerine serdi. Bereketli topraklar ülkesine ait olmalıydı. Bir yandan yıkıyor, imha ediyor diğer taraftan inşaa etmek için halkını beslemek için geleceğe yatırım yapıyordu. Bir ülke milletini beslediği müddetçe devlettir. Halkı beslemek demek yurdu yurt yapmak demektir. Niye geldik Orta Asya'dan kısrak başı gibi Anadolu'ya bu nedenle değil mi ?

KGB'nin imalatı Putin'in Ukrayna'nın özellikle elektrik ve doğal göz üretimini sağladığı teknik santrallerin bulunduğu bölgeyi işgal etmesinin önemli bir nedeni Ukrayna'nın enerji akımı geçişine kapanmasıydı. Amerika'ya, Avrupa'ya mesaj buydu. Türkiye enerji koridorunun tek adresi olmalı. Böyle kalmalıydı. İran'dan sonra sıra Türkiye'ye gelirse ondan sonraki adres Rusya olacaktı. Bu neden ABD ve İsrail 15 Temmuz'u tezgahlarken Rusya an ve an Türkiye'nin yanındaydı. 1944 yılından bu yana NATO'ya endekslenen Türk Savunma kodeksi artık S400 füzeleriyle boyunduruktan kurtulmanın arifesinde. Bu başarılırsa Rusya ABD ve İngiltere'ye her türlü ambargoya karşı silahlı gücüyle direnebilecektir.

Türkiye dış politikada Rusya'nın hamili kartını şimdilik kullandığına göre KKTC'de ekonomik ve enerji bölgesi kararını rahatça verebilecektir. Yoksa yerel seçim sonrası Türkiye'de ister istemez devalüasyon alıp başını gidecektir. Hamili kart şimdilik dövizi dizginlemeye yetmiştir de yerel seçimden sonrası ne olacaktır?

Binali Yıldırım, Kemal Kılıçdaroğlu görüşmesi.

Diğer bir hamili kart meselesi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan Arjantin'de iken yaşandı. Zaten emperyalist karşıtı liderlerin ya kanserden ölmeleri ya da hapishaneye doğru gitmeleri sıradan hadise değildir. Erdoğan oradayken TBMM Başkanı Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti. 'Geçiyordum uğradım' cinsinden bir ziyaret değil. 2014 yılında Kılıçdaroğlu Yıldırım için böyle demiyor muydu:

'Binali dersek yanlış olur 'Milyon Ali' dememiz lazım buna', 'Milyon Ali devreye giriyor, herkesten 10 bin, 20 bin değil milyonlar istiyor', 'Niye Milyon Ali diyoruz? İşte bunun için. Salmayı salıyor', 'Hepiniz bu paraları vereceksiniz', 'Sen neymişsin be Milyon Ali, haberimiz bile yokmuş senden!', 'Milyon Ali sen İzmir'in sokaklarında hangi yüzle gezeceksin', 'Binali Yıldırım'ın koordinatörlüğünde para toplanıyor Sabah ve ATV için', 'Havuz Medyası, Milyon Ali'nin başkanlığında oluşturulan Havuz Medyası vardı. 630 milyon dolarlık paranın nasıl toplanacağı görüşülüyordu.'

Birden bire 'Bin Ali, milyon Ali', nasıl da 'Can Ali' olabildi. Bunda bir iş var mı yok mu? Erdoğan Arjantin'de olduğu için görüşme gerçekleşti. Gerçekleşebildi. Konu elbette İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri…1989-1994 seçimlerinde SHP adına İstanbul'da iktidara gelen sol 1994 yılından bu yana kazanma yüzü görmüyor. Belki bir anlamda 24 Haziran seçimlerinden Muharrem İnce rüzgarıyla İstanbul'u alma ihtimali (elbette bu HDP ve İyi Parti desteğiyle olabilir) varken ille de 'Ekrem İmamoğlu' demenin bir anlamı var mı ? Hele hele 2019'da genel başkanlığa veda etmeye hazırlanan Kılıçdaroğlu'nun tarihin bu noktasında yaptığı tarihi kıyak veya tarihi fedakarlık inşallah Türkiye içindir. Bu durumda Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu CHP'nin adayı olunca Binali Yıldırım rahat ama rahat bir nefes aldı. Elbette ki AK Parti'de…

Ankara'da Mehmet Özhaseki aday olmadan önce Kayseri kökenli Ankara'da faaliyet gösteren bir iş adamı aracılığıyla Melih Gökçek'e haber gönderdi. 'Desteği olmazsa aday olmayacağım'. Gökçek desteğinin tam olduğunu belirtince bir de buna yüz yüze görüşme eklenince Özhaseki adaylığa 'evet' dedi. Ancak halen Ankara'yı kaybetme riski var. Gökçek gibi aurasıolan bir aday olmayınca AK Parti'nin işi zor. Bu muhalefetin iştahını kabartıyor. Çünkü 2002 yılından bu yana kazanmaya endeksli bir siyasi partinin kalesinde gedik açmak ancak mümkün olabilir.

Hatırlar mısınız FETÖ operasyonu iki yerde kendini göstermedi. Biri siyasette diğeri ise YSK'da…Haşa kimseyi suçlamıyorum. Bu koruma mıdır, yoksa kollama mıdır? Bu nedenle yalnızca yerel seçimlerin kaderinin belirlenmesinde değil Türkiye'nin kaderinin belirlenmesinde YSK'nın adalet kılıcı kılı kırk yaracak, ak kılı ak sütten ayıracaktır.

2019 yerel seçimleri gelecek yılların siyaset vizyonunu 2023 yılının siyasi aktörlerini hazırlayacak bir seçimdir. Bu nedenle Erdoğan bin düşünüyor bir yapıyor. Onun yeniden dizaynı için adayları var. Hamili kartını yazıp illere gönderiyor. Ankara Altındağ için Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Asım Balcı, İstanbul Zeytinburnu için Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ömer Arısoy aday yapıldı. Beykoz gibi Ak Parti'nin kalesi bir ilçede belediye başkanlığının icraatına karşı yükselen muhalefete yine parti içinden Remzi Şen gibi adaylarla yol yürümeye çalışıyor. Aynı Bakırköy'e efsane isim Ali Talip Özdemir'i düşündüğü gibi. Şunu söyleyeyim. Erdoğan sürprizlerine hazırlıklı olun. Ne yapıp ne edip kazanmak zorunda. Bu nedenle ilan edilen adaylar bile değişebilir. Çünkü Erdoğan'ın kalesinde gedik açtırmaya ne niyeti var ne de müsaadesi. Neden mi ? 'Göğsüm daralıyor, yüreğim kanıyor. Olmasaydı sonumuz böyle.' diye.