Son zamanlarda e-haciz uygulamaları nedeniyle vergi borcu olan kimselerin banka hesaplarına neredeyse her gün sık sık elektronik haciz tatbik edilmektedir. Elektronik hacizler mükellefleri adeta canından bezdirmektedir. Gün içersinde her gün veya iki kez e-haciz uygulaması nedeniyle mükelleflerin kredi notları olumsuz olarak sonuçlanmaktadır. Vergi mükelleflerinin banka çalışmaları ve kredi talepleri e-haciz dolayısıyla geri çevrilmektedir.
Bilindiği gibi, borçlu mükellefler için uygulanması gereken e-hacizlerde dikkat edilmesi gereken önemli hususlar bulunmaktadır.
1) Amme borçlusu asıl vergi mükellefine ödeme emri tebliğ edilmeden e-haciz yapılamaz. Aynı şekilde ödeme emri kesinleştirilmeden, haciz varakası düzenlenmeden asıl amme borçlusu mükellefin banka hesaplarına e-haciz uygulanamaz. Özellikle geleceğe yönelik kalıcı e-haciz yapılarak mükellefler sonsuza kadar e-haciz tehdidi altında bırakılmamalıdır. Bazı bankalar, günlük konulan e-hacizleri ertesi gün kaldırmayıp, sürekli e-haciz uygulayarak geleceğe matuf e-haciz uygulamaktadırlar. Böyle bir uygulama hem 6183 sayılı yasaya ve hem de Seri:A Sıra No:1 Tahsilat Genel Tebliğine aykırılık oluşturmaktadır.
2) Asıl amme borçlusu bir limited şirketin tüzel kişiliğine tebligat yapılmadan, ödeme emri tebliğ edilmeden veya ödeme emri kesinleşmeden veya haciz varakası düzenlenmeden limited şirket müdürünün kişisel banka hesaplarına haciz konulamaz. Aynı şekilde, limited şirket açısından ödeme emri kesinleştirilmeden, tüzel kişiliğin banka hesaplarına e-haciz uygulanamaz.
3) Asıl amme borçlusu adına ödeme emri tebliğ edilmeden veya tebliğ edilen ödeme emri kesinleştirilmeden ikincil amme borçluları hakkında e-haciz uygulaması yapılamaz.
4) Bir şirket hakkında amme borcu kesinleştirilmeden bu şirketin YMM veya 3568 sayılı yasaya göre unvan almış SMMM'si veya SM'si hakkında sorumluluk dolayısıyla meslek mensubunun kişisel banka hesaplarına e-haciz yürütülemez. Aynı şekilde, benzeri sorumluluklar nedeniyle ikincil kamusal borçlular hakkında da e-haciz yürütülemez.
5) Gün içerisinde sık sık yürütülen e-hacizler dolayısıyla adeta vergi dairelerinin 'icra memurlarının' görevleri ve gerekleri ortadan kaybolmuştur. Vergi daireleri, icra memurlarını istihdam etmelerine lüzum kalmamıştır. Gelinen noktada müstakil vergi daireleri, adeta 'tahsilat' birimi halinde dönüşmüştür. Vergi dairelerinin klasik tanımı: mükellefi tespit eden, vergiyi tarh eden, tebliğ eden, tahakkuk ettiren tahsil daireleri adeta salt tahsil dairesi haline gelmiştir. Sık sık e-hacizler yaşayan vergi mükellefleri kayıt dışına çıkarak, başkalarının adına bankalarda hesap açmak mecburiyetine düşmüştür.
6) Maliye Bakanlığı'nın stratejik planları gereği kayıt dışı ile mücadele stratejileri gereği planlanan hedeflere varılabilmesi için e-hacizlerin her gün yapılmaması, amme borçlularının borçlarını tecil ve taksitlendirme uygulamaları ile kolaylaştırılması gerekmektedir. Özellikle, KDV borçlarının 6183 sayılı yasanın 48. maddesine göre 'tecil ve taksitlendirme' kapsamına alınarak vergi dairelerinin ve amme borçlusu mükelleflerin rahatlatılması sağlanmalıdır.