2017 yılını bugün geride bırakıyoruz. 2017 yılına başlarken ilk yazım 'Zorlu yeni yıla girerken' başlığı altında 'Ekonomi rotadan çıkmış, nereye doğru seyrettiği belirsiz. Dış politikada ABD ile Rusya karşı karşıya geldi. Türkiye ABD ve Rusya arasında kaldı, tercihte bulunmak zorunda kalabilir.'giriş spotu ile özetlenmişti.
Yazıda 2016 yılından devreden rotadan çıkmış ekonominin belirsizliğine ve dış politikada ABD-Rusya ikilemine dikkati çekerek bu iki temel sorunun 2017 yılında belirleyici olacağına dikkati çekmiştim.
Sözünü ettiğim ilk yazıyı aktarıp 2017 yılının analizini yapmadan önce yılın ilk yazısına bakmak yararlı olacaktır:
'Ekonomik, sosyal ve politik zorluklarla geçen bir yılı (2016 yılı) geride bıraktık. Yaşanan darbe girişimi ve bu girişimin ortaya koyduğu devlet yapısındaki yozlaşma diğer alanlardaki zorlukların da derecesini artırmıştır. Milli bilincin ve milli çıkarların devlet erkini kullanan askeri ve sivil bürokratlar tarafından yok edilmeye çalışıldığı ortaya çıktı.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanlık seçimini TRUMP'ın kazanmasıyla birlikte para piyasalarında yaşanan dalgalanmalar, Orta Doğu'da yaşanan düşük yoğunluktaki savaş sonucunda Türk Lirası geçen yıla göre yüzde 20 civarında değer kaybetti. Bunun sonucunda 'yaşam enflasyonunun' ciddi boyutlarda artmasına neden oldu.
Dış politikada Rusya ile yaşanan sıkıntılardan ekonomi olumsuz etkilendi. Suriye nedeniyle Rusya ile karşı karşıya gelindi, çatışmadan dönüldü. Rusya ile ihtilaflar çözülürken ortaya çıkan yakınlaşma, ABD ile ilişkilerin bozulmasına neden olurken ABD-Türkiye müttefikliği tartışılmaya başlandı. Bu arada ABD'nin PYD'yi dolayısıyla PKK'yı desteklediği söylemi dillenmeye başlandı.
İçte terör nedeniyle verilen şehit sayısı artarken Kıbrıs Barış Hareketi'nden sonra ilk kez yurt dışı çatışmalarda şehit vermeye başladık. Gazilerimizin de sayısı artmaya başladı.
Ekonomi rotadan çıkmış, nereye doğru seyrettiği belirsiz. Dış politikada ABD ile Rusya karşı karşıya geldi. Türkiye ABD ve Rusya arasında kaldı, tercihte bulunmak zorunda kalabilir.
Böylesi bir yıldan zorlukları sırtlanarak yeni bir yıla, 2017 yılına giriyoruz. Yeni yıldan beklenen, yaşanan huzur ve güven endişesini ortadan kaldıracak politikaların üretilmesi ve eyleme sokulmasıdır. İşimiz zor. Türkiye yaşayacağımız yegane ülke. Tuzu kuru, parası bol olanların 'Türkiye'de yaşanmaz' felsefesi halkın aklından bile geçmiyor. Ama halk huzur ve güven istiyor. Halkımız, yoksullaşmaya yol açan politikalardan vazgeçilerek, halkın gelir politikalarının oluşturulmasını ve geliştirilerek uygulanmasını bekliyor.
Yeni yılda, geçen yıldan devr alınan zorlukları aşmak ve halkın beklentilerini karşılayacak sağlıklı oluşumlar için birlik ve beraberlik şart. Birlik ve beraberlik; yeni yılda yaşanacak yenilenmenin, yani dönüşümün kontrol edilmesini sağlayacaktır.'
Yazıda görüldüğü gibi 2017 yılına zorluklar içinde girildiğine dikkati çekilerek zorlukları aşmak için birlik ve beraberliğin sağlanarak yenilenmeyi sağlayacak dönüşümün kontrol edilebileceğini belirtmiştim.
2017 yılında siyaset arenasında ve kurumsal ilişkilerde birlik ve beraberlik sağlanamadı. Fetö ile mücadele ediliyor denilerek yapılan düzenlemeler kutuplaştırmayı ve ötekileştirmeyi derinleştiren bir yapıda olduğu apaçık ortada.
ABD'nin getirdiği vize sınırlamaları ile başlayan AB ülkeleri zaman zaman ortaya çıkan farklı yaklaşımları Türkiye'nin dış politik konumu yanı sıra ekonomiyi de olumsuz etkilemiştir. Özellikle TL yabancı paralar karşısında hızlı bir şekilde yüksek oranda değer kaybetti. TL'nin değer kaybetmesi üretim girdilerinin özellikle petrol ürünleri ve doğal gazın fiyatının artmasına neden oldu. Diğer taraftan artık gıda malları ithalatçısı durumuna gelen Türkiye'de enflasyonun artmasına neden oldu,
ABD ile gergin ilişkiler Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasına yol açtı. Bu yakınlık Kudüs konusunda önemli adımlar atılmasını sağladı. Rusya'dan füze alımı Türkiye dış politikasında bir eksen kaymasının işareti olarak yorumlanmaya başladı.
Üçüncü çeyrek büyümesindeki artış halka yansımadığı gibi inandırıcı olmadı. Enflasyon yükselme eğilimini gösterdi. Piyasada satışlar düşmeye başladı. Nakit darlığı had safhada yaşanıyor. Bireylerin gelirleri artmadığı gibi reel olarak azaldı. Buna karşılık vergi ve harçlar ile köprü ve otoyollara yapılan zamların getirdiği oranda memurların maaşına zam yapılmadı.
Geride bıraktığımız 2017 yılı 2016 yılından devraldığı zorlukların olumsuz etkisi altında çok zorlu geçti. Sevindirici haber iki gün önce Cuma günü kamuya yansıdı. ABD ile karşılıklı olarak vize sınırlandırma kararları kaldırıldı. Bu haber 2018 yılına ABD ile ilişkilerin düzelme işaretiyle giriyoruz. Ancak ekonomik belirsizlik ve kriz olasılığı gündemde devam ediyor. İnşallah geride kalan 2017 yılının zorlukları gelecekte yaşanmaz.