Milletvekili Genel Seçimlerinin yapıldığı 7 Haziran 2015 tarihinden bu yana Ülkemizin bir numaralı gündem maddesi olan 'seçim sonuçlarının analizi ve yeni hükümetin oluşumu' ile ilgili olarak değişik senaryolar dile getirilmiş ve bu kapsamda çeşitli koalisyon ihtimalleri, azınlık hükümeti kurulması veya erken seçime gidilmesi seçenekleri üzerine yapılan spekülasyonlar ve yorumlar hararetli bir şekilde tartışılmış ve günümüze gelinmiştir. Bu süreçte; yankıları halen devam eden Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Başkanı seçimi yapılmış ve Cumhurbaşkanı tarafından yeni hükümetin kurulması yönünde adım atılmış ve ilk görevlendirme yapılmıştır.
Ülkemizin siyasi nabzına bakıldığında; özellikle erken seçim seçeneğinin de ihtimaller arasında öne çıktığı, uzak bir ihtimal olmadığı ve halen TBMM'de temsil edilen dört siyasi partinin son günlerde, değişik nedenlerden dolayı (parti içi güç dengeleri, oyunu artırma, stratejik davranarak koalisyonda güçlü olabilme ve seçimden çekinilmediği), söylemlerinde farklı dozlarda da olsa erken seçim seçeneğine yer verdikleri, bu kapsamda Kasım ayının telaffuz edildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere, Anayasamızın 'Bütçenin görüşülmesi' başlıklı 162. maddesinde; 'Bakanlar Kurulu, merkezî yönetim bütçe tasarısı ile milli bütçe tahminlerini gösteren raporu, mali yıl başından en az yetmiş beş gün önce, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar…….Bütçe Komisyonunun elli beş gün içinde kabul edeceği metin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve mali yıl başına kadar karara bağlanır.' hükümleri yer almıştır. Dolayısıyla, normal süreçte 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının hazırlanıp, en geç 17 Ekim 2015 tarihine kadar TBMM'ye sunulması ve Tasarının görüşülerek, 2016 yılından önce kanunlaşması gerekmektedir. TBMM'nin erken seçim nedeniyle tatile girmesi halinde, doğal olarak 2016 yılı bütçe tasarısının görüşülmesi mümkün olmayacak ve 2016 yılı için geçici bütçe gündeme gelecektir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun, 'Merkezî yönetim bütçe kanun tasarısının görüşülmesi' başlıklı 19.maddesinde; 'Zorunlu nedenlerle merkezî yönetim bütçe kanununun süresinde yürürlüğe konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe ödenekleri, bir önceki yıl bütçe başlangıç ödeneklerinin belirli bir oranı esas alınarak belirlenir. Geçici bütçe uygulaması altı ayı geçemez. Cari yıl bütçesinin yürürlüğe girmesiyle geçici bütçe uygulaması sona erer ve o tarihe kadar yapılan harcamalar ve girişilen yüklenmeler ile tahsil olunan gelirler cari yıl bütçesine dahil edilir.' denilmektedir.
Geçmişte de Ülkemizde geçici bütçe uygulamalarını yaşamıştık. En son olarak 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan Milletvekili Erken Genel Seçimleri nedeniyle; 57.Hükümet tarafından TBMM'ye sunulmasına rağmen, 2003 Mali Yılı Bütçe Kanunu Tasarıları kanunlaşamamış ve seçimden sonra kurulan 58.Hükümet tarafından 2003 yılının ilk üç aylık(Ocak- Mart) dönemini kapsayan geçici bütçe kanunu çıkarılmış (26.12.2002 tarihli ve 4776 sayılı 2003 Mali Yılı Genel ve Katma Bütçeleri Kanunlaşıncaya Kadar Devlet Harcamalarının Yapılmasına ve Devlet Gelirlerinin Tahsiline Yetki Verilmesine Dair Kanun), daha sonra 2003 yılı içinde hem 2003 hem de 2004 Yılı Bütçe Kanun Tasarıları TBMM' de görüşülerek kanunlaşmış ve böylece 2003 yılı, Hükümet ve TBMM açısından yoğun bütçe gündemli bir yıl olarak belleğimizde yer edinmişti.
Dolayısıyla, 2015 yılında bir erken seçim ihtimalinin gerçekleşmesi halinde, bu yıl içinde geçici bütçe kanununun, 2016 yılında ise 2016 ve 2017 yılları bütçe kanunlarının çıkarılması gerekmektedir. Bu durumda, yeni kurulacak hükümetin ve TBMM'nin 2016 yılındaki mesailerinin önemli bir kısmını bütçe görüşmelerine ayıracağı anlaşılmaktadır. Böyle bir süreçte; yeni kurulacak hükümetin, öngördüğü ekonomik hedeflere ve sosyal politikalara yönelik zaman kısıtlığı yaşaması ve özellikle 2016 yılının ilk aylarında asıl bütçenin uygulamada olmaması nedeniyle yeni projelere başlama açısından bir zafiyetin ortaya çıkma ihtimali bulunmaktadır. Ayrıca, yılın ilk aylarında ekonomik hedeflerin tam anlamıyla öngörüsünün mümkün olamaması nedeniyle, ekonomik yaşamda bir ihtiyat ve bekleme evresinin hakim olma olasılığı yüksektir. Dolayısıyla, bütün bu ve benzeri ihtimallerin oluşturacağı risklerin asgariye indirilmesi için, olası bir erken seçim öncesinde gerekli tedbirlerin şimdiden düşünülmesinde ve hazırlıkların buna göre yapılmasında, ayrıca kamu oyunun da bu çerçevede bilgilenmesinde fayda vardır.