ERZURUM LİSESİ AYRANAŞI BULUŞMASI

1972-73 YILI ERZURUM LİSESİ MEZUNLARININ 50. YIL BULUŞMASI,

GENİŞ BİR KATILIMLA, LİSE BİNASINDA, TÖRENLERLE KUTLANDI.

50. Yıl Buluşmasını, aynı dönem mezunlardan eğitimci yazar Mehmet Dağıstanlı gazetemiz için kaleme aldı.

Dağıstanlı önce Erzurum'un ve Erzurum Lisesi'nin tarihi geçmişini anlattıktan sonra Türk Milli Eğitim tarihi için çok önemli olan tarihi buluşmayı dile getirdi:

Öğretmenlerimiz ve mezun arkadaşlarımızla her beş yılda bir yaptığımız buluşmayı bu sene mezun olduğumuz lisede gerçekleştirdik. Tertiplenmesi zor bir buluşmaydı. Ülkenin her köşesine dağılmış, yaşları 65- 70 olan, 70 kuşağının yetişkin insanlarını bir araya getirmek kolay bir iş değildi; ama Sağlık Bakanlığı Daire Başkanlığından emekli olan Yücel Amil arkadaşımız bu zor işi başardı. Mezun arkadaşlarımızdan Erzurum Sanayi Odası eski başkanı Muammer Cındıllı, Erzurumlu iş adamı Mürsel Meral, Palan Oteli eski müdürü Leyla Mutlutürk, 21. Dönem Erzurum Milletvekili Mücahit Himoğlu, öğretmenimiz Yaşar Aydın, TEVDAK yönetim kurulu üyesi Adnan Okur, okul müdürü Taner Aykut ile birlikte üç günlük 'Ayranaşı' buluşmasını hazırladılar. Bu seneki buluşmanın en önemli yanı Erzurum Lisesi'nin de üye olduğu TEVDAK 'Türk Eğitim Vakıfları Dayanışma Konseyi' nin de katılmasıydı. Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanımız Prof. Dr. Adnan Okur'un davetiyle şehrimize gelen TEVDAK Yönetim Kurulu Başkanı Erol Demirdöven, Genel Sekreter Dr. Sakin Öner, Denetim Kurulu Üyesi Av. İbrahim Taşkan, Eğitim Komisyonu üyelerinden Mehmet Ata Tansuğ, İsmail Özsürücüve Kenan Sürbahan ile eski Beşiktaş İlçe Milli Eğitim Müdürü ve halen Burdur İl Milli Eğitim Müdürü Nesrin Kakırman buluşmaya ayrı bir anlam kattı.

TEVDAK Kongre Binasını ziyaret etti

Havalimanında buluştuğumuz emekli hakim Kenan Gül, Türk Halk müziğinin önemli ismi Adnan Çakıllı, Palandöken futbol takımının eski oyuncusu Köksal Özturan ile şehir merkezine doğru giderken kentsel dönüşüme açılmış yemyeşil, bereketli ovadan geçtik. Karşımızda Anadolu coğrafyasında bir marka gibi duran Palandöken dağları ve zirvede henüz erimemiş kar bizleri çocukluğumuza ve gençliğimize götürdü. Aklıma ilk gelen ise değerli şair İsmail Bingöl'ün dizeleri oldu:

'Bu şehrin

Sokağı… Caddesi… Çarşısı…

Destansı bir geçmişten

Bize tarihi mirastır.'


Evet, bu miras Türk tarihinin mirasıydı. Tarihin kalbi burada atıyordu. Palandöken, Kargapazarı dağları, Tabyalarla kaplı çevremizdeki yürek atışını şair Fahrettin Tüzün'ün:


'Bu serhat ilinin son zafer takı

Başı dik vakarla duran tabyalar

Dadaşın namusu, şeref yüz akı


Tarihe destanlar yazan tabyalar' dörtlüğü ve arkasından mırıldandığımız Nazım Hikmet'in:


'Erzurum'un kışı zorludur balam,

Tandırında tezek yakar Erzurum,

Buz tutar yiğitlerinin bıyığı

Ve geceleyin karlı ovada


Kaskatı katılaşmış, donmuş görürsün karanlığı.' dizeleri nasıl bir coğrafyanın insanı olduğumuzu hatırlatmaya yetti. Erzurum kolay bir şehir değildir: zor bir şehirdir. Dünyanın en kanlı savaşlarını yaşamış, ordusundan önce düşmana hücum etmiş, göç etmiş, sahipsiz kalmış; ama yine de Cumhuriyeti kurmuş bir şehirdir. Rahmetli Faruk Kaleli Hocamızın derlediği:


'Mızıka çalındı düğün mü sandın

Al yeşil bayrağı gelin mi sandın

Yemene gideni gelir mi sandın

Tez gel ağam tez gel dayanamiram

Uyku gaflet basmış uyanamiram

Ağam öldüğüne inanamiram.'

anonim ağıtı bu yüzden hepimizin yüreğinde bir kor olmuştur. Milli kahramanımız Sıtkı Dursunoğlu ise tüm dünyaya şu eşsiz muştuyu haykırır:


'Tarihler ağlar vatan yanarken,

Eller öz vatanda nara atarken,

Ufukta ümidin nuru batarken,

İlk sesi haykıran yüce Erzurum!'


Bu duygularla doğduğumuz şehre girdik ve soluğu okulumuzda aldık. Okulun kapısı kutsal mekanımızdı. Acı tatlı binlerce hatırayı bu kapının arkasında bırakıp yurt köşelerine dağıldığımız ulu kapı…

Sizlere, okulumuzun ve şehrimizin tarihini kısaca bahsetmeden geçemeyeceğim.

1889 yılında kurulan Anadolu'nun en eski okullarından biri olan lisemizin tarihi de tıpkı Roma'ya eş değer Erzurum'un tarihi gibi köklüydü. Şu tespiti bütün içtenliğimle söyleyebilirim ki kültür mirası kimliğiyle Erzurum, gerek Anadolu'da olsun gerekse tüm dünyada olsun tarihi, coğrafi, kültürel, ekonomik ve askeri yönden çok önemli bir merkezdir. Erzurum yaşayan bir kent olup, zamanla gelişip büyümüş ve değişime uğramıştır. Bu doğal süreç içerisinde çeşitli uygarlıklara da ev sahipliği yapmış; fakat şehir modernleşme dayatması ve eklektizmin etkisiyle değişime direnememiş, yenilmiştir. Erzurum kimliğini taşıyan mahalleler yavaş yavaş yok olurken, tüm şehirlerde ortak olan konutların meydana getirdiği mahalleler şehre hakim olmuştur. Bu değişim sosyal yapıyı da değiştirmiştir. Kentsel büyüme şehri genişletirken mahalleler ve eski binaların özgün onarımları yapılmadığı için hepsi hastalanmış ve son nefesini herkesin gözleri önünde vermiştir. O mahallelerin, o sokakların ve o eski binaların etrafında, içinde Erzurum'un işgal günlerinde Erzurum'un milislerinin solukları, gölgeleri hatta akıttıkları kanlar vardı. Biz bu hatıraların hepsini sildik, yok ettik ne yazık ki. Ünlü şehir bilimcisi Shaukland'ın dediği gibi: 'Eski binaları olmayan bir kentte yeterince kimlikte yoktur. Kimlik yoksunluğu yeni oluşan kentlerin sorunudur!'



Erzurum Lisesini ve böylesine bir kültürel mirası sinesinde saklayan Erzurum, gerçekten ülkemizde ve dünyada hak ettiği yerde midir? Kim bilir belki bir gün bir yönetici Erzurum'un Roma gibi zengin geçmişini de müzeye taşır ve dünya gezginlerine yeni kapılar açar. Bu güne kadar 50 binden fazla mezun veren Erzurum Lisesi bir taraftan eğitime, bilme ve tarihe ışık tutarken diğer taraftan da ekonomiye, hukuka, spora ve Türk siyasetine yön vermiştir. Bizler bu bilinçle 133. Yıla ulaştık. Bu cümleden hareketle tarihi, coğrafi, kültürel, ekonomik ve askeri özelliklerinin tüm dünyaya tanıtılması gereken Erzurum şehrini, şüphesiz ki eğitim yönünden de ele almak gerekir. Erzurum, Osmanlı Devletinin önemli merkezlerinden biri olmasına rağmen eğitim yönünden yatırım alamamıştır. 2. Abdülhamit Han döneminde ise, tam da bu yıllarda, başta Amerikanlı misyonerler olmak üzere birçok yabancı misyoner, Osmanlı topraklarının her köşesinde istedikleri okulları açmışlardır. Amerikalı misyonerlerin en çok okul açtığı şehirlerden biri de Erzurum olmuştur. 1901 tarihli Ermeni Milli Nizamnamesi Tedrisat Komisyonunun raporuna göre Erzurum da 3134 kız ve erkek öğrencinin eğitim gördüğü, 27 Ermeni okulu bulunmaktadır. Bu Protestan okullar Amerikalılara ait olup, erkek okulu 1897 yılına kadar orta ve lise seviyesinde eğitim vermiş, 1898 yılında erkek lisesi olarak eğitimine devam etmiştir. Bu tarihlere kadar acaba Türkler, çocuklarını hangi okullarda okutuyor hangi meslekleri edinmelerini sağlıyordu? Bizlerin de mezun olduğu Erzurum Lisesi ise Sultan 2. Abdülhamit tarafından 1889'da 'Erzurum İdadisi' adı ile kurulmuştur. Bölgenin tamamına hitap eden İdadi 'Parasız Yatılı' bir okul olarak açılmış ve değişik binalarda eğitimini sürdürmüştür. Şu andaki Erzurum Lisesi Binası, erken Cumhuriyet dönemi eseridir. Cumhuriyetin eğitim anlayışına uygun olarak yurdumuzun birçok yerinde eğitim kurumları açılmıştır. Erzurum Lisesi binası da bunlardan biridir. Binanın inşaatına 1930 yılında başlanmış, 1939 yılında bitirilmiştir. Erzurum Valisi Haşim İşcan zamanında, İzmirli müteahhit- mühendis İsmail Hakkı Bey'e yaptırılmıştır. Lise binası ile ilgili önemli bir not daha eklemek isterim: okul bahçesine ilk kez Atatürk Büstü yaptırılmış, şehirde bütün kutlama ve anma törenleri, Atatürk Anıtı yapılıncaya dek, Lisemizin bahçesindeki büstün önünde yapılmıştır.

Erzurum Lisesi hem Erzurum için hem de Türk Milli Eğitimi için önemli bir bilim yuvasıdır, irfan yuvasıdır. Okulun her köşesi masraftan kaçınmadan aslına uygun olarak zaman içerisinde yenilenmelidir. Tıpkı İngiltere'de olduğu gibi tıpkı Fransa'da olduğu gibi. Mezunların buluşmasındaki önem de aslında bu olmalıdır: Türkiye'nin dikkati böylesine okullara çekilmelidir.

1889 yılında kurulan lisemizin 133. Yıl kutlamaları, 27 Mayıs Cuma günü saat 14.00'te Lisenin bahçesinde yaptığımız törenle başladı. Konuklar arasında Erzurum Vali yardımcısı, Büyükşehir Belediye temsilcisi, Milli Eğitim müdürü, yerel basın temsilcileri, Erzurum eşrafından temsilciler ve bu sene mezun olan öğrencilerimiz velileriyle birlikte tören alanını doldurmuştu. Saygı duruşunda bulunduk ve hep bir ağızdan İstiklal Marşımızı okuduk. Okul Müdürümüz Taner Aykut, TEVDAK Yönetim Kurulu Başkanı Erol Demirdöven, Erzurum Lisesi Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Prof. Dr. Adnan Okur, 50 Yıllık mezunlar adına iş adamı Muammer Cındıllı ve Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz birer konuşma yaptı. 133. Yıl okul birincisi, 'Yaş Kütüğü'ne isim levhasını çaktı. Büyükşehir Belediyesi Mehteran Takımının gösterisinden sonra genç barcılardan oluşan Erzurum Bar Ekibinin gösterisi hepimizi çok heyecanlandırdı. Mahalli sanatçılarımızdan Naci Cinisli'nin müzik ziyafetinden sonra, ülkemizde sadece Erzurum'a has olan 'Ayranaşı' ikramına geçtik. 50 yıl önceki yemekhanede yemeğimizi yedik. Sırada okul müzesinin gezmek vardı.

Okul Müzesi sıradan bir müze değildi elbette. Gezerken doğunun, Erzurum'un ve Erzurum Lisesinin tarihi derinliği gözlerimizin önünde canlandı. Dünyada eşi benzeri olmayan kemandan, Cumhuriyetimizin o yok günlerde bizlere bulup getirdiği laboratuar araç gereçlerine, nadide halı ve kilimlerden, 50 yıl önce kullandığımız amfi, teksir, projeksiyon makinelerine, Sultan Ahmet Camisi'nin özgün çizimlerinden, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın okulumuzda öğretmen olarak çalıştığı kayıtlara varıncaya kadar tümünü inceleme fırsatı bulduk. Böylesine bir müze bütün milli eğitim camiası tarafından mutlaka gezilmelidir.

50. Yıl buluşmasını sağlayan arkadaşlarımız, tüm mezunlara ve TEVDAK grubuna 3 günlük kültür gezisi düzenlemişti. Dünyada eşi benzeri olmayan Tortum şelalesi gezimizin önemli adımıydı. Bu harika coğrafyayı mutlaka tüm dünya gezginlerinin görmesini isterim. Aynı gün Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz, TEVDAK heyeti onuruna bir yemek verdi. 28 Mayıs Cumartesi akşamı ise iş insanı Muammer Cındıllı'nın, TEVDAK heyetine ve 50 Yıllık mezunlara yemek ikram etti. Müzik ve söyleşilerin yanı sıra TEVDAK adına Genel Sekreter Dr. Sakin Öner bir konuşma yaptı. 29 Mayıs Pazar günü ise iş insanı Mürsel Meral'in kendi çiftliğinde cağ kebabı ikramı vardı.

Tortum Şelalesi

Erzurum Lisesi Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Prof. Dr. Adnan Okur ve Başkan Yardımcısı Halis Özsoy, TEVDAK heyetine, her tarafı tarih kokan Erzurum'un merkezinde ve çevresinde bulunan tarihi eserleri gezdirdi. Yaklaşık 900 yıllık zaman dilimine yayılan eserlerde Kongre Binası, Aziziye Tabyaları, Çifte Minareli Medrese ve Yakutiye Medresesi, Taşhan, Palandöken Kayak Tesisleri, Nene Hatun Evi ve Abdurrahman Gazi türbesi, Erzurum Garı, Atatürk Üniversitesi Yerleşkesi, Tortum Gölü ve Tortum Şelalesi, Öşki Gürcü Manastırı misafirlere belgesel tadında bir heyecan sundu. Bu ziyarete ülke çapında değer katan TEVDAK'ın katılması, bünyesindeki Ankara Atatürk Lisesi, Beyoğlu Kız Anadolu Lisesi, Edirne Lisesi, Ankara Atatürk Lisesi, Erzurum Lisesi, Eyüp Anadolu Lisesi, Galatasaray Lisesi, Haydarpaşa Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, İzmir Atatürk Lisesi, İzmir Karşıyaka Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Kadıköy Anadolu Lisesi, Nişantaşı Anadolu Lisesi, Pertevniyal Lisesi, Vefa Lisesi, Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi ve temsilcilerinin de konuk olması bizim için çok önemliydi; çünkü hem TEVDAK'ın hem de Erzurum Lisesi'nin tanıtımına katkısı oldu düşüncesindeyiz.


Erzurum Lisesi'nin kuruluşunun 133. Yılında, 1972- 73 yılı mezunlarının 50. Yıl buluşmasında en önemli an buluşma günü ve ayrılma günüydü.

Buluşma gününde birbirlerini 50 yıl sonra tekrar görmenin unutulmaz heyecanı yaşandı. 17 yaşlarında ayrılıp 50 yıl sonra buluşmak sevgiyi, heyecanı, şaşkınlığı, hüznü bir araya getirdi. Unutulan isimler, değişen çehreler, ağaran ve dökülen saçlar geçen yılların ne kadar acımasız olduğunu bir kere daha gösterdi. Buluşmada öne çıkan elbette ki öğretmenlerimizdi. Ancak her buluşmamızda kaybettiğimiz öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımızı aramızda görememenin hüznünü tarif etmemiz mümkün değildi; ama hayatın acımasızlığı da buydu. Kabullenmek zorundaydık. Ayrılma gününe geldiğimizde bu sefer bir başka hüzün yaşadık: Bir sonra ki buluşma 5 yıl sonra olacaktı! Kim bilebilir, kim kestirebilir 5 yıl sonrasını? Bu gülen yüzler, bu kalabalık 5 yıl sonra nerde ve kimle olacak? Bir bilinmez de buydu! Biz, buna rağmen 5 yıl sonrasının randevusunu verdik.

Helalleştik ama yine de 5 yıl sonra okulda buluşmak üzere söz verdik.


2022 yılı buluşması bizim için geçmişimize ışık tutan, hatırlatan bir hafıza oldu. Bu hafızayı saklamalıyız. Kimliğimiz bu hafızada saklı çünkü. Erzurum Lisesi mezunları olarak okuldan ve her biri branşında usta olan öğretmenlerimizden aldığımız bilgi birikimi, kültür, sanat, paylaşım, arkadaşlık, dürüstlük, yardımlaşma o hafıza dediğimiz kimliğimizi oluşturdu. Biz bu kimlikle büyüdük. İşimizde aşımızda bu kimliği ön plana çıkardık. Bizim kimliğimize vatan sevdalısı gençler yazıldı. Cumhuriyetin değerleri bizim kimliğimizin olmazsa olmazıydı. Biz, Milli Mücadelenin her anını hissederek büyüdük. Biz, Milli Mücadelenin eşsiz kahramanı Mustafa Kemal Atatürk'ün, Cumhuriyetin ilk temellerini attığı Erzurum şehrinin ayazını yiyerek büyüdük. Erzurum Liseli olmak bu eşsiz değerlerle yetişmek demekti. Bizim yetiştiğimiz değerler de buydu.


Erzurum Lisesi 50. yıl buluşması için son söz:


Bu güzel organizasyonu başından itibaren sabırla planlayan, emek veren, olağanüstü gayret sarfeden Yücel Amilbaşta olmak üzere, maddi ve manevi katkıları olan Muammer Cındıllı ve Mürsel Meral'e, Leyla Mutlutürk'e, Mücahit Himoğlu'na ve okul müdürü Taner Aykut'a, ayrıca buluşmamızın başından sonuna kadara yüreğindeki iyimser enerjisini bizlerle paylaşan ve tüm fotoğrafları kendi imkanlarıyla çeken ve bizlere ulaştıran Dr. Yılmaz Bay'a tüm mezun arkadaşlarım adına şükranlarımı sunmak istiyorum.

------------------------

(1) Cumhuriyetin Ellinci Yılında Erzurum, 1973 İl Yıllığı, Erzurum 1974, s.25.