Günümüzde emzirme ve anne sütünün gereksimine yeterli önem verilmiyor. Oysa ki çağımızda çok önemli olan anne sütü ve emzirme yurdumuzda da bazı kurum ve kuruluşlarca kamuoyu aydınlatması şeklinde ele alınıyor. Bu bağlamda yapılan etkinliklerden birisi de geçtiğimiz günlerde Ankara'da, Hacettepe Üniversitesi ile Emzirme ve Anne Sütü Gönüllüleri Derneği tarafından '1'inci Uluslararası Emzirme Gerçeği Kongresi'ydi.
Sempozyuma anneler ve anne adayları büyük ilgi gösterdi. Emzirmeye ilişkin bilinen doğrular ve yanlışların masaya yatırıldığı sempozyum boyunca emzirmenin önemine değinildi ve bebeğe bir kez bile mama vermenin, emzirme süreci açısından olumsuz etkileri olabileceği vurgulandı.
Prof. Dr. Songül Yalçın, Prof. Dr. Canan Türkyılmaz, Dr. Tomris Cesuroğlu, Uzm. Hemş. Melek Kılıç, Diyetisyen Şule Elitaş gibi alanında uzman isimlerin konuşmacı olduğu sempozyumda, Meme İle İlgili Sorunlar, Yapay Beslenmenin Zararları, Emzirmeyi Sürdürmek ve Annelik Kaygıları, Bebek Dostu Hastanelerden Neler Bekliyoruz, Emzirmenin Önemi gibi başlıklar ele alındı.
Prof. Dr. Canan Türkyılmaz, emzirmenin hem anneye hem de bebeğe yönelik önemini vurguladı.
Emen bebeğin lösemiye yakalanma ihtimalinin ya da kanser hastalıklarına yakalanma ihtimalinin düşük olduğuna dikkat çekerek, emziren annenin de meme kanseri, yumurtalık kanseri gibi hastalılara yakalanma ihtimalinin düştüğünü ifade etti. Anne sütünün maliyetsiz bir gıda olduğuna vurgu yapan Türkyılmaz, emzirmek kadar emzirmeyi sürdürmenin de önemli olduğunu belirtti.
Dr. Tomris Cesuroğlu Türkiye'deki emzirme konusundaki sorunlara bakıldığında temelde 2 sorun olduğunu bunlardan birincisinin, annede emzirme isteğinin çok yüksek başlaması fakat bunun sürdürülebilirliği noktasında istenilen sonuca ulaşılmaması; ikincisinin ise mama reklamları olduğunu vurguladı.
Anne sütünün yarım saat içinde mideyi terk edip, bağırsaklara geçtiğini anlatan Cesuroğlu, bebeğin meme emmek için kullandığı teknik ile biberon emmek için kullandığı tekniğin de farklı olduğunu, bebeklerin doğduklarında refleks olarak emmeyi bildiklerini söyledi.
Diyetisyen Şule Elitaş ise görevli olduğu yeni doğan yoğun bakım ünitesinde anneleri belli bir miktar sütü gelmedikçe taburcu etmediklerini ifade etti.
Elitaş, 'Bebek yoğun bakımda yatarken anne taburcu olana kadar elle sütünü sağmasını öğretiyoruz, elle sağmak mümkün olmadığında da makine ile sağmayı öğretiyoruz' dedi.