Empati Kuramıyoruz

Dünyanın en zor işi bir başkasını anlamak olsa gerek. İşin yoksa şimdi anlamaya çalış, haklı çıkar insanları.
 

Denesek de bazen anlamlandıramıyoruz da. Sığ düşününce bir de zaten kapıları kapatmış oluyoruz. Bir haber yaşıyoruz birbirimizden.
 

İnsanlar içinde ne yaşar ne düşünür bilmiyoruz. Bunu bilmek için bazı şeyleri çözmemiz gerekli.  En azından empati yeteneğimizin olması gerekli.
 

Karşımızdakinin duygularına ortak olamadığımız her anda kaybediyoruz insanları. En zor zamanlarını yalnız geçiren insanlar da bir yerden sonra kimseye ihtiyaç duymuyorlar. Böyle olunca da herkes yalnızlaşıyor.
 

Hâlbuki samimi bir düşünce ve kendinizi başkalarının yerine koymanız yetecekken, genelde görmezden gelmeyi seçeriz. Durduk yere kalbimizde ağırlık olmaması için.
 

Bazen ince düşünce karşımızdakini rahatlatır, anlaşıldığını düşünür ve hayatının yolunda gitmeyen kısımlarına daha az üzülebilir.
 

Diğer yandan da anlaşıldığını düşünen herkes topluma karşı daha önyargısız olur. Belli bir güven ortamında olduğunu düşünür.  İnsanlar güvensiz olan her ortamda huzursuzdur. Önce kişiler arasında ve toplum içinde güveni aşılayabilmek gereklidir insanlara. Bu güveni sağlamak da sadece ve sadece insanları anlamakla olabilir.
 

Anlamayıp da toplumdan dışladığınız her insan, bunun acısıyla farklı suretlerde ve zarar verici şekilde geri dönecektir.
 

Her insan kabullenilmek ister. Kendine belli bir yer seçer ve orada kalmak ister. İnsanların insanlar yanında ya da toplumda bu yerde durabilmeleri için de anlaşmış olmaları gereklidir.
 

Çoğu zaman önemsemeyiz insanların ne hissettiğini, bize zararları dokunmadığı sürece de umursamayız zaten.
 

Gün içerisinde onlarca yüzlerce insanın arasından geçiyoruz ve farkında bile olmuyoruz insanların ne yaşadığından.
 

Kimleri ittik, kimleri geçtik bilmiyoruz sonuç olarak da. Çünkü kimsenin içiyle ilgilenmemişiz ve ne yaşadığını merak etmemişiz.
 

En başta empati kuramıyoruz insanlarla.