El yazımız kişiliğimizi ele mi veriyor?

El yazımızın da parmak izimiz gibi benzersiz olduğunu biliyor muydunuz? Pozitif bilimlerden sayılan yazı bilimi yani grafoloji 3000 yıllık bir geçmişe sahiptir. El yazısından yararlanarak yazı yazan kişi hakkında bilgi edinilmesini sağlayan bu bilim hakkında ilk çalışmalar Çin'de yapılmıştır. Günümüzde emniyet ve istihbarat tarafından da kullanılan yazı analizi iş dünyasında da kullanılmaktadır. Ancak sanırım dikkatimizi en çok yabancı filmlerde; katilin tespit edilmesi aşamasında çekmiştir.

Yazı biliminde veriler incelenirken tek bir dokümana bağlı kalınmaz. Tutulan günlük veya yazılan mektuplar toplu olarak incelemeye alınır. Bunun nedeni kişinin yazısının çevresel faktörlerden etkilenebileceğidir. Ayrıca mürekkepli kalemle tutulan kayıtlar özellikle silme işlemine maruz kalmayan kayıtlar dikkate alınır.

Yazılarda analiz yapılırken; yazının eğimi, kağıda uygulanan baskı, harflerin yazım şekli, noktalama işaretlerinin kullanımı ve sayfanın kullanımı dikkate alınır. Kişinin aldığı notların özenli ve titiz olması, çizgili ya da düz bir kağıt seçmesi gibi faktörlerde analiz de dikkate alınır.

Yazılarımız dik, sağa ya da sola eğimli olabilir. Dik yazı bağımsız, özgür bir ruh haline işaret ederken; hafif sağa eğim güçlü iletişim kabiliyetini gösterir. Kontrolcü kişilerin yazıları genelde sağa eğimlidir. Yazı da sağa eğim arttıkça kişinin duygusallığının da arttığı tespit edilmiştir. Yazıları sola eğimli olan bireylerin ise daha detaycı olduğu görülmektedir. Solak olmadıkları halde sola eğimli yazan bireyler mükemmeliyetçidirler.

Yazı analizlerinde harflerin büyüklükleri de önemlidir. Büyük yazanların daha sosyal ve özgüvenli olduğu görülmektedir. Yazısı küçük olan kişilerin ise parlak bir zekaya sahip olduğu görülmektedir. Bu kişilerde öne çıkan özelliklerden biri de beğenilme veya öne çıkmak gibi bir isteklerinin olmamasıdır.

Bastırarak yazı yazan kişilerin stresli bir yapıda olduğu görülmektedir. Bu kişiler genelde kolay sinirlenen, duygusal tepkileri yoğun olan kişilerdir. Yazısı silik olan bireylerin ise zarif ve kırılgan kişiler olduğu görülmektedir.

Noktalama işaretlerini sık sık kullanan kişilerin kurallara önem veren titiz insanlar olduğu; dikkat etmeyenlerin ise özensiz olduğu düşünülmektedir.

Yazı üzerinde karakter analizi yaparken en çok dikkat edilen kısım kişinin kullandığı paraf veya imzadır. İmzanın uzun olması kişinin sabırlı olduğu gösterirken, kısa imzalar pratik zekanın belirtisidir. İmzalarda yuvarlak kullanımlar liderlik vasfının, dik çizgiler ise güçlü hafızanın belirtisidir.

Yazı tarzımız parmak kaslarımızı kullanma yeteneğimizden çok beynimizi nasıl kullandığımızı gösteriyor. Bu nedenle pek çok psikolojik hastalığın teşhisinde de kullanılıyor.

Ayrıca eğitim düzeyi, yaş ve olgunluk gibi faktörler de yazı stilinin oluşmasında büyük bir etkiye sahip. Örneğin doktorların genel olarak yazılarının güç okunabilir olması tesadüfün ötesinde bir durumu gösteriyor. Biraz daha farklı açıdan bakarsak; sevdiğimiz bir kişiye yazdığımız mektupla, gelişigüzel bıraktığımız bir notta kullandığımız yazının görünürlüğü de farklı oluyor.

Türkiye'de daha çok adli tıp alanında kullanılan yazı analizi, özellikle yabancı ülkelerde ve çok uluslu şirketlerde işe alım aşamasında önemli bir yere sahip.