Ekonomi yönetiminin yolculuğu

0

Başbakan Yıldırım'ın 65.Hükümeti oluşturan başbakan yardımcılarını ve bakanları açıklamasıyla birlikte, yeni Kabineyle ilgili meraklı bekleyiş sona ermiş ve kimlerin kabineden gideceği, kimlerin yerini koruyacağı ve kimlerin ise kabineye gireceğine ilişkin siyasi ve teknik yorum ile tahminlerin bazılarının gerçekleştiği, bazılarında ise sürprizler yaşandığı görülmüştür.

Bu gibi konularda hiç bir tahmin yapmazsanız kesinlikle yanılmazsınız. Kaldı ki Kabine listesine son şeklini veren Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın bile son ana kadar istişare yaptıkları, konuya sadece atanan bakanların bilgi ve deneyimlerinin atanılan bakanlıklarla örtüşmesi açısından bakılmadığı, siyasi ve bölgesel dengelerin gözetildiği, kamu oyundaki bazı tepkilerin dikkate alındığı ve bazı mesajların ise ilgili çevrelere verilmek istendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, bu gibi listeleri oluşturanların; bazı sürprizler yaparak, her söylentinin gerçekleşmeyeceğini kanıtlamak gibi bir refleksleri olduğunu da unutmamak gerekmektedir. Dolayısıyla, böyle bir çok işlev yüklenmek istenen listelerin tahmininde zorluklar yaşanması da doğaldır.

Değerli okurlar, ben de bu bağlamda 64.Hükümetin ekonomi yönetimine ilişkin bazı teknik değerlendirmeler yapmış ve Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın yeni Kabinede yerini koruyacağını, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş'ın Partisi tarafından kendisine verilen her türlü görevi faal olarak yapması nedeniyle Kabinede kalmasının da Kabineden gitmesinin de sürpriz olmayacağını belirtmiştim. Ekonomi yönetiminin patronu olan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in ise, söylemlerinde; ekonomimize ilişkin olumlu yorumlarının yanı sıra bazı eleştiriler ve uyarılar yaptığını ama vermek istediği mesajın doğru olarak algılanması ve mesajın muhatabının kimliği açısından bazı tereddütler yaşandığını ifade etmiş, bu tarzın kabinedeki görüş farklılıklarını vurgulamayı mı yoksa Kabinedeki görevinin devamını öngören bir strateji mi olduğunun zaman içinde öğrenileceği, ancak Sayın Şimşek'in yeni Kabinede yer bulamama seçeneğine kendisini şimdiden hazırladığını ve bu durumun son konuşmalarından anlaşıldığını ifade etmiştim. 65.Hükümetin ekonomi yönetimine ve ardından yapılan görev dağılımına bakıldığında; bu konuda ara bir çözüm bulunduğu ve dış ekonomik çevreleri ve piyasaları tedirgin edecek bir tarzda ekonomi yönetiminin tamamen değiştirilmesinden kaçınıldığı ancak, 64.Hükümette ekonomik konularda genel koordinasyon görevi verilen Sayın Şimşek'in bu görevinin yeni Hükümette Başbakana verildiği ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu'na sadece Başbakan'ın bulunmadığı toplantılarda başkanlık edeceği, Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulu'ndaki görevinin sona erdirildiği ve kendisine bağlı on kurum ve kuruluşun sayısının ise altıya indirildiği, Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığının ise devam ettiği görülmüştür.

Diğer bir sürpriz ise Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan'ın, Kalkınma Bakanı olarak yeni Kabinede yer alması olmuştur. Ben de bu konuya ilişkin yaptığım yorumda; Devlet Planlama Teşkilatı kökenli Sayın Elvan'ın, Başbakan Davutoğlu'na olan yakınlığı nedeniyle; kamu deneyimleri ve birikimlerine rağmen, Kabine dışı kalacağı yolunda yapılan yorumların gerçekleşebileceğini aktarmıştım.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'ın da, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in Kabine dışında kalması olasılığının yüksek olması nedeniyle; Devlet Planlama Teşkilatı kökenli olması, birikimi, uyumu ve ekonomi yönetiminin deneyimlerini yeni Kabineye aktarması açısından Kabinedeki yerini koruma şansının bulunduğunu belirtmiştim. Ancak, Sayın Şimşek kabinede kalınca; ekonominin eski patronu Sayın Babacan'ın birlikte ekonomiyi yönettiği ekipten olan Sayın Yılmaz Kabine dışı kalmıştır. Ekonomi Bakanlığı'na ise tekrar Nihat Zeybekci geri döndürülerek, oluşturulmak istenen yeni ekonomi kadrosunun omurgası son aşamaya getirilmiştir.

Diğer bir önemli gelişme de Başbakan Yardımcılığına; Maliye Bakanlığı kökenli Nurettin Canikli'nin getirilmesidir. Özellikle SPK, BDDK ve TMSF'nin, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'ten alınıp Sayın Canikli'ye bağlanması, Savunma Sanayii Yüksek Koordinasyon Kurulunda Sayın Şimşek'in yerine görevlendirilmesi ve ayrıca Para-Kredi ve Koordinasyon Kurulu'nda görevlendirilmesinin yanı sıra Reformların Koordinasyonu ve Yatırımların İzlenmesi Kurulu'na başkanlık edeceği de dikkate alındığında, bundan sonra ekonominin yönetiminde artık bir değil iki başbakan yardımcısının etkin konumda olacağını göreceğiz. Ayrıca, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın Özelleştirme Yüksek Kurulu'nda ve Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda ilk defa görevlendirilmesi de dikkate alındığında; gelecekte ekonomi dümeninde yer alması muhtemel alternatif isimlerin sinyalinin şimdiden alındığını söylemek abartılı bir yorum olmayacaktır.

Sonuç itibariyle, 65.Hükümetin kuruluşunda Adalet ve Kalkınma Partisi kökenli geniş bir küskünler grubu yaratmamak düşüncesiyle siyasi reflekslerin ve duyguların biraz frenlendiği, Parti yönetiminde ve Kabinede bu amaçla bazı değişiklikler yapıldığı, özellikle ekonomi yönetiminde yapılması düşünülen değişikliklerin tedirginlik yaratmadan ve kademe kademe gerçekleştirildiği görülmektedir.

Öte yandan, yeni Kabinenin açıklanmasından bir gün sonra ise 65.Hükümet Programının TBMM'de okunması; bu kapsamlı metne, yeni Kabinede yer alan bakanların fiilen katkılarının imkansız olduğunu göstermiş ve bu konuda acele edilerek; anılan Programa olan güvenin ve icracı bakanların motivasyonlarının olumsuz etkilenme olasılığı ile bu durumun kamu oyu tarafından nasıl algılanacağı hususu ihmal edilmiştir.

Ekonomi yönetiminde ve dümeninde değişikliklerin de yaşandığı bu yolculukta; Kabine içindeki teknik görüş ayrılıklarının krize yol açıp açmayacağını, siyasi ağırlıkları fazla olan Cumhurbaşkanlığı ekonomi danışmanları ile fiilen ekonominin yönetiminden sorumlu olanlar arasındaki diyalogun nasıl gelişeceğini, referandum ve seçim söylentilerinin ekonomimizi nasıl etkileyeceğini ve bu yolculuğun biz yolculara nasıl yansıyacağını zaman bizlere gösterecektir.