Türk ekonomisi kendi kaynaklarına dayanarak, kriz çukuruna saplanmamaya çalışıyor. 2018 yılının Temmuz ayından bu yana dış unsurların ekonomik kuşatmasından sıyrılmak için yapılan çalışmalarda sahip olunan kaynakların süreç içinde erimemesi için büyük bir mücadele veriliyor. Bu mücadele sürecinde, geçmişe yönelik getirilen imar ve vergi aflarıyla kaynak yaratılmaya çalışılıyor. Bu çalışma sürecinde, aflardan yararlanmak isteyenlerin zorunlu tasarruf olarak, devlete yaptıkları ödemeler ile vergi, harç ve cezaların artması dolayısıyla piyasada nakit daralması yaşanıyor.
Ekonomide dengelenme, değişim ve disiplin politikalarıyla istikrar sağlanmaya çalışılırken piyasada ortaya çıkan nakit sıkıntısının giderilmesi için bazı adımların atılması gerekiyor. Bu adımların başında, piyasaya nakit enjekte etmek gelir. Bu konuda yapılan bazı düzenlemeler ve çıkarılan kanunlarla adım atılsa da yeterli değildir. Şu ana kadar atılan adımların en ilginç olanı ve belki de olumlu etki yaratacak olanı; yeni iş kuranlara ve yatırımlara getirilen vergi avantajları ile önümüzdeki üç ay için istihdamı güçlendirmek için sosyal güvenlik yükümlülükleri için getirilen destekler gelir.
Bütün bunlar yeterli değildir. Şimdilik kredilerin yeniden yapılandırılması ve vatandaşların kredi kartı borçlarının ertelenmesi bir rahatlama getirse de; bu rahatlama gelir yaratılmadığı için geçicidir.
Bu konuda getirilecek en kalıcı çözüm, vergi yükümlülüklerinde indirim yapmaktır. Hatta yeni iş alanlarını teşvik etmek için bir yılı aşkın süre için vergi desteği sağlanmalıdır. Diğer taraftan emeklilere yapılacak ödemeler ve özellikle hala inatla çiftçilik yapmaya devam edenlere yapılacak nakdi destekler, hem piyasada paranın bollanmasını sağlayacak hem de gıda fiyatlarının düşmesi sonucunda enflasyon da kontrol altına alınacaktır. Ticari faaliyetlerin artması sonucu dolaysız vergiler, yani KDV ve ÖTV'de ciddi artış elde edilecektir.
Şu anda uluslararası arenada rekabet, vergi avantajlarıyla sağlanmaktadır. ABD'de Trump'ın seçildiği günden bu yana popülaritesini muhafaza etmesi, vergi oranlarında yapmayı taahhüt ettiği indirimlerden kaynaklanmaktadır. Türkiye'de de ekonomik çözüm arayışında, verginin ekonomiye engel olmasına neden olan düzenlemelerin ve uygulamaların törpülenmesi gerekmektedir. Bu konuda geliştirilecek politika sonucunda, Türk Vergi Sistemine egemen olan dolaylı vergilerin yüksekliği nedeniyle bir taraftan vergi gelirlerinde düşüş olmayacak diğer taraftan ise piyasada nakit artacaktır.
Ancak bu politikalarla hedefe ulaşmanın yolu, cari açığın büyümesine neden olacak ithalatın artmasını engellemek için döviz kurunun düşmesine müsaade etmemektir. Bu politika gerçekleşirse piyasada bollanan nakitle ortaya çıkacak talep, ithalat yerine milli üretimin artmasıyla karşılanacaktır. Bu da istihdamın artmasına ve işsizliğin azalmasına neden olacaktır. Ekonomide çıkış için vergi politikalarının elden geçirilmesi gerekir.