Anne ve babaların çocukları için en çok önemsediği konulardan biri de onların alacağı eğitim ve ilerde sahip olacakları meslekleridir. Bu konuda çocuğun yaşı ne kadar ilerlerse ilerlesin aileler kendilerinde her zaman bir sorumluluk hissederler. Çocuğun gittiği okul, kazandığı üniversite, sahip olduğu meslek bazen kendisinden çok ailesinin başarısı ya da başarısızlığı olarak algılanır. Tam tersi olarak gidemediği okul, kazanamadığı üniversite ve sahip olamadığı meslek de.
Bir çocuğun, bütüne bakıldığında ise bir ailenin hayatında bu kadar önemli olan eğitimde eşitlik var mı?
Eğitim sistemimizin pamuk ipliğine bağlı olduğunu hepimiz pandemide çok net gördük. Ne yazık ki 1 yıllık süreçte devlet okulları özel okulların gerisinde kaldı.
Peki devlet okulu – özel okul ayrımı hariç tutalım desek çocuklarımız eğitimde yine de eşitler mi?
Ne yazık ki Hayır…
- Ülkemizde halen okulu olmayan köylerimiz, birleştirilmiş sınıflarda eğitim alan çocuklarımız var. Yaşadığı yerden taşımalı sistemle uzun yollar kat ederek okula gitmek zorunda olan öğrencilerimiz bulunuyor. Bazı okullarda sınıf ortamı, ders araç-gereci, öğretmen sayısı olarak yetersizlikler yaşanıyor.
- Bazı aileler çocuklarını çalıştıkları, eve maddi destek sağladıkları için okula göndermek istemiyorlar. Kız çocuklarını okutmanın gereksiz olduğunu düşünen aileler sayıları geçmişe göre azalsa da hala var.
- Bunun dışında bazı çocukların sahip oldukları psikolojik veya fiziksel engeller dolayısıyla okula gönderilmemesi ya da yaşanılan çevrede bu çocuklar için uygun eğitim kurumlarının olmaması eğitim almalarını engelliyor.
- Eğitim sisteminde, özellikle de sınav sisteminde yapılan değişiklikler çocukların gelecek planlamaları bozuyor, kaygılarını arttırıyor, pek çok kararın sil baştan alınmasına neden oluyor.
Bireyin geleceğini şekillendiren eğitim gibi önemli bir konu için sosyal devlet anlayışında yapılması gerekenler ise;
Daha çok kamu harcaması ve yatırım,
Ekonomik olarak dezavantajlı olan ailelerin çocukları için eğitim ve destekleme,
Okul öncesi eğitimin geliştirilmesi,
Özel okulların sosyal sorumluluk projesi kapsamında burslu öğrenci sayılarını arttırmaları olmalıdır.
Unutulmamalıdır ki eğitim bir insanı özgür kılar. Başkalarına bağımlı olmadan hayatlarını yönetebilme becerisi verir. Eğitimli insanlardan oluşan toplumlar varlıklarını sürdürebilirler. Refah düzeyleri yüksek olur. Hurafelerle uğraşmazlar. Bilime, teknolojiye, üretime önem verirler. Çağın gerisinde kalmaz, çağa öncülük ederler.
Son olarak yazımı Albert Einstein'nın harika bir sözüyle bitirmek istiyorum.
Bir ülkenin geleceği o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır.