Eğitim alanında Türkiye nasıl bir üs haline getirilebilir?

Küreselleşen dünyada eğitim; sürekli öğrenmeyi, bilgi ile yaşamayı sağlıyor. Günümüz dünyasında bilgi ve iletişim teknolojisi önemli bir yer alıyor. Eğitim kurumlarının ve eğitimcilerin bilgiyi ve yeni iletişim teknolojilerini daha etkin kullanması gerekiyor. Eğitim üssü olmak için; okulların gelişen teknolojiyle birlikte eğitim programlarında değişiklik yapması önem kazanıyor. Küresel düşünen, sorumluluk alan öğrencilerin yetiştirilmesi ön plana çıkıyor.

Ülkemizin sosyoekonomik ve kültürel açıdan bulunduğu coğrafyada tam bir cazibe merkezi olduğunun altını çizen Netkent Akdeniz Araştırma ve Bilim Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Ali Eşkinat, 'Bu coğrafya en değerli eğitim üssü haline gelmek için tüm altyapı, birikim ve insan kaynaklarına sahip. Türkiye ve KKTC'de birçok üniversitemizin bu konuda faaliyetlerini memnuniyetle görüyorum. Üniversitemizin kuruluş ideallerin başında da seçtiğimiz eğitim metodolojisinin doğal katkısıyla evrensel yükseköğretimi tüm paydaşlarımızla birlikte sınır tanımaksızın en etkin şekilde uluslararası boyuta taşıma hedefi bulunuyor. Bu çalışmalar aynı zamanda günümüz dünyasında etkin bir kültürel diplomasi ile ülkemizin bu alanda önemli bir yumuşak güç olmasını sağlayacak' dedi.

Eğitim sektöründeki gözlemlerini aktarmaya devam eden Ali Eşkinat sözlerine şu şekilde devam etti:

'1990'ların sonunda İngiltere'deki yüksek lisans eğitimim esnasında çok ciddi bir global eğitim üssü olduklarını ve farklı kültürlerden gelen insanların ciddi bir eğitim donanımıyla yetiştirildiklerine şahit oldum. Yabancı öğrenciler ile sadece ekonomik olarak değil, özellikle kültürel diplomasi çerçevesinde de önemli kazanım sağladıklarını fark ettim. Türkiye de her şeyden önce tarihsel açıdan önemli bir uygarlık. Bugün dünya konjonktüründe saygın bir devlet. Ülke olarak mevcut potansiyelimizi iyi kullanarak eğitim üssü haline gelmemiz mümkün.'

Eşkinat, Türkiye'nin eğitim üssü olabilmesi için önümüzdeki dönemde dikkat edilmesi gereken 3 önemli maddeyi şu şekilde sıraladı:

1- Üniversite 4.0 kavramının getirdiği dijital dönüşümün 2030 sonrasında yükseköğretimine etkilerini de iyi analiz ederek, tüm dünyanın artık bir kampüs ve iş alanı olduğu çağda; eğitmenin akademik kalitesinin merkezde tutularak aktarılan multidisipliner bilgiyi global dünyada etkin olarak kullanabilmek,

2- Alacakları eğitimin yaratacağı değer ve iş imkanlarına büyük önem veren, zaman kavramını en efektif şekilde kullanan ve teknolojiyi hayatının her alanında yaşayan Z Kuşağının beklentilerini global perspektifte çok iyi anlamak,

3- Dünyadaki yükseköğretim trendlerini gözeterek tüm dünyayı hedefleyen etkin bir global tanıtım stratejisi geliştirmek gerekiyor.