Dünyayı kurtarmak için evden çıkan kişinin çocuğu olmak...

Dünyanın başka ülkelerini bilemem ama Türkiye'de bir yerlere gelmiş, tabiri caiz ise kamuya mal edilmiş, ünü dillere destan olmuş, ya da son dönemde artan sosyal medya kullanımı ile kısa dönemde bile ün yapmış bir bireyin aile üyesi olması çok zordur. Hele ki bu şahsiyet her gün dünyayı kurtarmak için evden çıkıyor ise.

Dünyayı kurtarmak amacı ile evden çıkan kişi tekrar eve dönene kadar yolda çeşitli erdemli davranışlar sergileyerek kamunun beğenisini kazanırken, beraberinde ilgi odağı olarak istenmeyen ilgiyi de üzerine çeker. Düşman kelimesi çok ağır kaçacağından 'Dost Olmayanlar' demeyi tercih edeceğim, çünkü inanın dünyayı kurtarmak için evden çıkan kişi için 'düşman' kavramı yoktur, 'henüz beni tanımıyor, benim amacımı anlamamış' diye tanımlar niyeti iyi olmayanları; bu kişi için dünyada 'kötü' insan yoktur, 'kurtarılmaya' daha çok ihtiyacı olan insanlar vardır.

Ne doğum günleri ne mezuniyetler, özel günleri kaçırır bu kişi çünkü; bilir ki dışarıda kurtarılmaya ihtiyaç duyan daha çok insan vardır, evde onu bekleyen evladından. Dünyayı kurtarmak için evden çıkar ya, bu adam veya kadın, farkında değildir sahip olduğu gücün kudretine, yenilmezdir o herkesin gözünde, kahramandır. Dost olmayanlar dener o kişinin azmini tüketmeyi ama beceremezler, yoktur bu fedakar insanın sırtını yere getirebilecek bir vuruş ya da silah. Tek yumuşak karnı vardır o da yavrusu, o dost olmayanlar oradan saldırır.

Eğer dünyayı kurtarmak için her sabah evden çıkan bir anne veya baba veya her ikisine de sahipseniz, bilirsiniz. Sizi kimse siz olduğunuz için, sahip olduğunuz meziyetler için değil, hep o şahsiyetin çocuğu olduğunuz için başarı sahibi olduğunuzu zanneder. Yoktur sizin başarınız, hep gölgesindesinizdir sanki, tek başınıza beceremezmişsiniz gibi. Halbuki unutur o dost olmayanlar; siz de her gün evden dünyayı kurtarmak için çıkarsınız, öğrenirsiniz sırtınızı yere getirmemeyi bu ucuz numaralar ile. Bilmezler ki senelerin deneyimi vardır sizde de. Bilmezler ki evden dünyayı kurtarmak için çıkan kişinin yoluna baş koymuşsunuzdur, siz de desteklersiniz onu o küçücük yaştan itibaren. Dostunuza dikkat ederek kimi zaman, yaşıtlarınızın yaptığı özgürce davranışları sergilemezsiniz, bazen de yalnız olmayı seçersiniz kahramanınıza zarar gelmesin diye. Herkes +10'luk çalışırken siz +30'luk çalışmayı öğrenirsiniz. Kabul edersiniz çoğu adaletsizliği, çünkü bilirsiniz başkası için adalet arayışı, hak arayışı sizin için statü kullanımı diye algılanır. Söyleyemezsiniz dilinizin ucuna geleni çoğu zaman geri yutarsınız kelimelerinizi.

Bilmez o dost olmayan sizi soktuğu sıkıntıyı, sanır ki sizin hakkınızda söylediği her kötü söz, size verdiği her sıkıntı dünyayı kurtarmak için evden çıkan kişiye zarar verir. Bilmez ki siz saklarsınız çoğu durumu kendinize, 'söz gümüşse sukut altındır' diyerek. O kendi dünyasında sanır ki sizi üzerek, hakkınızda yalan haber yapıp yayarak lekeler aile adınızı.

İşte o kadarcık dardır o kişinin görüşü, o kadar ihtiyacı vardır kurtarılmaya, anlamaya dünyayı. Hepimiz bir halkasıyız dünya düzeni olan zincirin ve en güçsüz halkamız kadar güçlüyüz, kimse kendini kurtaramaz, mutlu olamaz, başarı sağlayamaz etrafını kurtarmadan, başkasını mutlu etmeden, yardımcı olmadan başkasının başarmasına. Anlayamaz ki etrafa zarar vermek kendine zarar vermektir, başkasını mutsuz etmek aslında kendini mutsuz etmek ve başkasının başarısını engellemek bir ömür boyu kendi başarısı olamaması demektir.