Taşınmaz veya iştirak hissesi satışı ile ilgili giderlerin ve satıştan doğan zararların durumu
KVK'nın 5/3 maddesi uyarınca istisna kazançlara ilişkin giderler kurum kazancından indirilemeyeceğinden dolayı, taşınmaz ve iştirak hissesi satış kazancı istisnasına ilişkin giderlerin de istisna kazanca isabet eden kısmı kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır. Burada dikkate dilmesi gereken nokta, elde edilen kazancın %7 nin KKEG olarak değerlendirilmesi gerektiğidir.
Örneğin:
(A) kurumu , 10/03/2011 tarihinde 200.000 TL bedelle satın almış olduğu arsayı, 600.000 TL bedelle 24/07/2017 tarihinde müteahhit bay (b) ye satmıştır. Satış bedelinin 300.000 TL lik kısmı şirketin müteahhit bay (b)ye olan borcuna mahsup edilmiştir. Kalan 300.000 TL için ise bay (B)den 1 yıl vadeli alacak senedi alınmıştır.
Arsanın devir işlemi için şirket tarafından 12.000 TL tapu harcı ödenmiş ve kayıtlara gider olarak intikal ettirilmiştir.
Yukarıdaki verilere göre ;
Satış karı = 600.000 – 200.000= 400.000 TL
İstisna tutarı = 400.000 x %75 =300.000 TL
İstisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanacağı için 300.000 TL lik istisna 2017 hesap dönemi kurum kazancından düşülebilecektir. Daha önce belirtildiği gibi, satış bedelinin borca mahsup edilmesi işlemi istisna uygulamasına engel değildir.
Öte yandan satış işlemi ile ilgili olarak kurum tarafından 12.000 TL tutarında gider yapılmıştır. Bu giderin istisna kazanca isabet eden kısmı (%75'i) olan 9.000 TL ile ilgili hesap döneminde KKEG(689) olarak dikkate alınmalıdır.
Taşınmaz ve iştirak Hissesi Satışlarından Kaynaklanan Zararın Kurum Kazancının Tespitinde Dikkate Alınıp Alınamayacağı Konusu
Yukarıda da belirtildiği üzere, KVK'nın 5/3. Maddesine göre; istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararların istisna dışı kurum kazancından indirilmesi mümkün değildir. Dikkat edileceği üzere kanun maddesinde, oluşan bir zararın bu kapsamda kurumlar vergisi matrahından indirilememesi bu zararın, istisna kapsamındaki faaliyetlerden kaynaklanmasına bağlanmıştır. Örneğin, serbest bölgelerde yürütülen faaliyetler, teknoloji geliştirme bölgelerinde yürütülen Ar-Ge ve yazılım faaliyetleri, yurtdışında yapılan inşaat, onarım faaliyetlerinden kaynaklanan zararlar bu kapsamda istisna dışı kurum kazancından indirilemeyecektir.
Taşınmaz veya iştirak hissesi satışından kaynaklanan zararların kurum kazancının tespitinde dikkate alınıp alınamayacağı konusunda bu yönü ile bakıldığında, öncelikle söz konusu işlemin istisna kapsamında bir faaliyet olup olmadığının ortaya konması gerekecektir. İstisna uygulamasına konu olabilecek bir taşınmaz veya iştirak hissesi satışı istisna kapsamındaki bir faaliyet değil, bir işlemdir. İstisna edilen kazanç, kurumların taşınmaz veya iştirak hissesi satış faaliyetlerinden elde edilen kazanç değil arızi olarak gerçekleştirdikleri satışlardan elde ettikleri kazançlardır. Kaldı ki, taşınmaz ve menkul kıymet satışı faaliyetlerinde bulunan kurumların bu istisnadan yararlanmasına olanak yoktur. Dolayısıyla, bu satış işleminden kaynaklanan zararın, istisna kapsamındaki faaliyetlerden kaynaklanan bir zarar olduğunu kabul etmek mümkün değildir.
Öte yandan, söz konusu istisnanın uygulanması belli şartla bağlanmış olup, mükellefler bu şartları sağlamaları halinde ihtiyari olarak istisnadan yararlanacaklardır. Örneğin, satıştan doğan kazancın %75 lik kısmı özel bir fon hesabına alınmadığı takdirde istisna uygulanması söz konusu olmayacaktır. Veyahut satıştan doğan kazancın %75 i değil de daha düşük bir kısmı özel bir fon hesabına alındığı takdirde, fon hesabına alınmayan kısım için istisna uygulanmayacaktır. Bir başka ifade ile istisna uygulaması mükelleflerin satıştan elde ettikleri kazancı özel fon hesabına aktarıp aktarmamalarına bağlıdır. Mükellefler çeşitli sebeplerle, satıştan doğan kazancı kısmen veya tamamen özel fon hesabına aktarmayarak istisna uygulamasından da kısmen veya tamamen faydalanmayabilirler.
Gerek taşınmaz ve iştirak hisselerinin satışından kaynaklanan zararların'' istisna faaliyetlerden doğan zararlar '' tanımına girmemesi; gerekse, istisna uygulamasının mükelleflerin ihtiyarında olan bir takım şartlara bağlanmış olması hususları göz önünde bulundurulduğunda, taşınmaz ve iştirak hissesi satış işlemlerinden kaynaklanan zararların kurum kazancının tespitinde dikkate alınabileceği görüşündeyiz.
Ancak hemen belirtmek gerekir ki konu hakkında vergi idaresinin görüşü aksi yöndedir. Her ne kadar söz konusu zararların indirilebileceğine dair daha önce verilmiş olan özelgeler olsa da(1) özellikle son dönemlerde verilen özelgelerde konu hakkındaki görüş netleştirilerek bu zararların %75 lik kısmının kurum kazancının tespitinde dikkate alınamayacağı şeklinde görüş bildirilmiştir.(2)
Örneğin, konu ile ilgili olarak İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığınca verilen 09/06/2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01- KVK 5-683 sayılı özelgede aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir.
''Bu açıklamalara göre, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. Maddesinin 1. Fıkrasının (e) bendi uyarınca istisna kapsamında bulunan taşınmazın satışı durumunda taşınmaz satışından kazanç doğmaması halinde, bu satışa ilişkin zararların (giderlerin) %75 inin, kanunen kabul edilmeyen gider sayılarak şirketinizin diğer faaliyetlerinden doğan kazançlarından indirilmesi mümkün olmayacaktır. Kalan %25 inin ise kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınabilmesi mümkün bulunmaktadır.''
(1) Gelir İdaresi Başkanlığının 23/08/2017 tarih ve B.07.1.GİB.0.03.50/5014-353-074720 sayılı özelgesi
(2) YILDIZ Murat- VURAL İrfan, Vergi Kurumları Dergisi, Nisan -2018