İşletmeler büyüyerek gün geçtikçe karmaşık bir yapıya dönüşmektedir. Bu durum işletmelerden çıkar bekleyen grupların kendi çıkarları doğrultusunda karar almalarını etkilemektedir. Karar alma işlevi kuşkusuz geleceği etkiler. Oysa gelecek risk ve belirsizliklerle doludur. Risk ve belirsizlik altında alınan kararların etkinliği, kararın alınmasında yararlanılan bilgilerin etkinliğine ve güvenirliliğine bağlıdır. İnsan unsurunun var olduğu her organizasyonda (kuruluş ya da işletme) ve her yerde planlanan ve beklenen amaçlara ulaşmak için yürütülen işlerin tamamlanması sürecinde hedeflenen finansal ve operasyonel işlerin gerçekleşmesini engelleyecek bir takım riskler varlığını sürdürmektedir.

Risklerin neden olduğu değişim; işletmelerde görev yapan iç ve dış denetçiler ve diğer muhasebe meslek mensuplarının faaliyetlerinin daha sağlıklı ve daha güvenli olması konusunda büyük bir talep yaratmaktadır. Özellikle denetim bağlamında kamu yararını gözetmek, kamu güvenini sağlamak ve yüksek kalitede denetim gerçekleştirerek amaca yönelik bilginin sunulmasını sağlamak büyük önem kazanmaktadır. Bunun başarıyla gerçekleşmesi ve bir denetçinin ben bunu gerçekleştiririm diye meydan okuması için donanımlı olması ve genel kabul gören bir felsefi bakışla belirlenmiş bir stratejiye dayanılarak denetim plan ve programının oluşturulması, kullanılacak belgelerin ve yapılacak işlerin belirlenmesi gerekmektedir. Böylesi bir yaklaşım denetimi talep edenlere yüksek kalitede hizmet sağlanmasına yardımcı olacağı gibi denetçilerin de kamu nezdinde güvenilen kişiler olarak tanınmalarını sağlar.

İşletmelerden çıkar bekleyen grupların, finansal tablolar aracılığı ile sunulan finansal bilgilerin doğrudan kaynağına inerek doğruluğunu test etme olanakları bulunmadığından, şirket yönetimi tarafından hazırlanan söz konusu bilgilerin doğru olduğunun kabul edilmesi ve finansal tablolarda yer alan bilgilerdeki yanlışlıklara ilişkin riskin olabildiğince azaltılması gerekmektedir.

İşletmelerin faaliyet sonuçlarıyla ilgili olan çıkar gruplarını oluşturan paydaşlar, geniş anlamda kamu kavramı ile tanımlanırlar. Kamuyu oluşturan bu çıkar kesimleri ilgili oldukları işletmelerin faaliyetleri hakkında bilgi edinme hakkına sahiptirler. İşletmelerin faaliyet sonuçlarından, işletmenin büyüklüğüne ve iştigal konusuna, işletme sahipliğinin yapısına, işletmenin finansal yapısına, ülke ekonomisinin yapılanma biçimine kadar uzanan nedenlerle işletmeden çıkar bekleyen bu gruplar, işletmelerin ürettiği finansal bilgiler ve bu bilgileri kapsayan finansal tablolarla ilgilidirler. İşletmelerden çıkar bekleyen bu grupların kimliği ve niteliği ülkeden ülkeye ve işletmeden işletmeye farklılık göstermektedirler.