Epey oldu yazmayalı. Daha doğrusu yazamayalı. Yıllarca bu kadar itin, puştun, haramzadenin suret-i katiyeden görünüp de helal aşa haram katmasından kendimizi, mabadımızı koruyalım derken dünya hayatını gördüğümüz gözümüzle imtihanımız vardı. Rabbim yardım etti. Şairin dediği gibi dua ettik:
Ya bu dağı al üstümden
Ya beni büyüt
Ameliyatlar filan derken hamd olsun yeniden kandığımız yerden değil kaldığımız yerden yazmaya başlayalım dedik.
Bismillah…
Kimin hangi şart ve şeraitte cumhurbaşkanı adayı olacağı konusunda tartışma sürerken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın değimiyle baş pehlivanlık güreşine rakip olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu seçmesi sıradan bir hadise değildir.
Elbette ki Kılıçdaroğlu laiklik konusunda geleneksel kodları dominant olan CHP'nin genel başkanıdır. Her ne kadar 'helalleşme' babından mütedeyyin, dindar ve muhafazakar kesimle barış çubuğu tüttürmeye niyetlenmişse de ona Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu dışında kimseden net ve açıkça destek almamıştır. Burada Karamollaoğlu'nun temsil ettiği misyonunu sadece Milli Görüş geleneği olmadığını görmek gerekir. Karamollaoğlu'nun dini cemaatler ile irtibatının bu destek de etkili olduğunu belirtmem gerekir.
Saadet Partisi'nin CHP ile bazı kurmayları üzerinden HDP ile kurduğu irtibat ötesi işbirliği parti içinde gelişen muhalefet dip dalgasının başlıca kaynaklarından oldu. Partinin ağır toplarından Dr. Abdullah Sevim, Politik Adam programında şunları söyledi:
'Bizim bugün CHP ve HDP ile yakınlaşmamız, bugünde bize oy verecek olan kitlelerin bize şüphe ile bakmasına ve neticesinde oy verme konusunda tereddüde düşmesine sebep oluyor. CHP ve HDP ile ilgili rezervimin sebebi bu, yani maalesef gerek CHP zihniyeti olsun gerek HDP zihniyeti olsun, Müslümanlıkla ilgili konularda ciddi rezervleri var. Bizse tam tersine Müslümanlığın bizim için olmazsa olmaz olduğunu, vermekte olduğumuz mücadelenin, inandığımız gibi yaşamak mücadelesi olduğunu, daima hocamızda ifade etmiş bizde ifade ediyoruz'
Bu rezerv öylesine kuvveden file geçmiş ki Saadet Partisi Adana il başkanlığını genel merkezin adayı Musa Ahmet Kaya'nın adaylığına rağmen alternatif liste çıkaran ekibin adayı Ahmet Beyaz kazandı. Genel merkezin en önemli yenilgisi yaşanmış oldu. Genel merkez Beyaz'ı görevden alarak yerine Adana eski Bayındırlık İl Müdürü Hasan Şaybak'ı atadı. Zoraki bir helalleşme merasimiyle alternatif liste şimdilik susturuldu. Ahmet Beyaz teşkilat başkanı genel merkez adayının listesi Şaybak'ın listesinde görev aldı.
Ancak alternatif muhalif damar haline gelip akacak yolu bulmaya çalışıyor. Yeniden kongreye gidilecek.
Abdullah Sevim de kongre için ayrıca şunları söylüyor:
'Yapılan bir takım hamleler var, genel merkez bazında bilhassa Genel Başkan Yardımcıları bazında bir takım hamleler var. Bunlar şu anda Saadet Partisi'ne fayda yerine zarar veriyor. Saadet Partisi bütünlüğünü tartışılır hale getiriyor. Mesela bir Adana süreci yaşadık biz, Adana'da genel merkezin değil, Adana teşkilatının adayı, kongrede seçimleri kazandı. Genel merkez seçimleri kazanmak ve Adana teşkilatının adayının seçimleri kaybetmesi için elinden gelen bütün gayreti ortaya koymasına rağmen, Adana'da, hayatını Milli Görüş davasına vermiş olan Adanalı kardeşlerimizin gösterdiği aday kongreyi kazandı. Sonrasında Genel Merkez'den bu arkadaşlara ricada bulunuldu, bu Genel Başkan'ın prestijini de zedeliyor. Siz bundan vazgeçin dediler ve bir orta yol bulunmaya çalışıldı. Bence bu yanlış bir uygulama, yanlış bir taktik. Yani sizin kendi elinizle partinin birliğini ve bütünlüğünü tartışma haline getirmeye hakkınız yok'
Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığında din eksenli tartışma kartopu gibi büyüyerek devam edecek. Ahmet Şık'ın başlattığı tartışmayı daha önce parti içinde 'Dersimli Kemal' sözleriyle Muharrem İnce, Özgür Özel'de dillendirmişti. Saadet cenahı bu tartışmaların önünü alabilmek için Kemal Kılıçdaroğlu'nun hacı olduğunu, peygamber efendimizin silsilesinden gelen 'seyyid' olduğunu hatta umre bile yaptığını söylemişti. Bilinmelidir ki Milli Görüşü, Saadet Partisi'nin hücrelerine kadar analiz eden ve parti kurmaylarını yönlendirebilme gücüne sahip Mehmet Bekaroğlu'nu göz ardı etmek gerekir. Kemal Kılıçdaroğlu, Bekaroğlu vasıtasıyla Saadet üzerindeki etkinliğini sürdürüyor.
CHP'nin el attığı yalnızca Saadet Partisi değil. Kayyum ile yönetilen özellikle güneydoğu illerinde ve ilçelerinde Ak Parti'li belediye meclis üyelerine yapılan ziyaretler var. Şikayetleri dinleniyor, ekonomik talepleri için yönlendirmeler yapılıyor.
Bu üyelerin göz ardı edilmeyecek bir kesimi kayyum olarak atanan vali ve kaymakamlardan şikayetçi. Parti yöneticiliği yapan isimler il ve ilçelere yönelik yapılan ihalelerde öncelenmediklerini, desteklenmediklerini söylüyor, konuşuyorlar.
Cumhurbaşkanlığı ve Ak parti genel merkezine vali ve kaymakamlar hakkında gelen şikayetlerde tosladıkları duvar ise muhterem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu… Bakan… sonunu kadar vali ve kaymakamların arkasında duruyor. Son valiler kararnamesine ilişkin konuşulanlara bakılınca muhterem İçişleri Bakanı Soylu'nun ağırlığının daha arttığını belirtmek isterim.
CHP'nin el attığı ve destek istediği önemli bir kesim de dini cemaatler. Bu konuda İyi Parti'nin daha aktif ve ciddi olduğunu görmek gerekir. Özellikle Ak Parti'yi desteklemeyen cemaatlerin ve özellikle Süleymancıların yerel yönetimlerde aktif rol üstlenmesi boşuna değil.
Her ne kadar bugüne kadar Ekrem İmamoğlu tarafı yalanlanmasa da Süleymancılara ait Kur'an Kurslarında yetiştiği bilgisi artık işbirliğine dönüşmüş durumda. Son olarak Ankara Büyükşehir belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın Süleymancılar ile ilgili önemli miktarda istihdam yapması CHP'den çok İyi Parti'nin açılımına katkı sağlıyor. Demem o ki İmamoğlu'da Yavaş'da CHP'den çok İyi Parti'nin cemaat açılımına destek veriyor. Buranın altını çizin. Meral Akşener'in Cumhurbaşkanı aday listesinde iki ismin de bu işin içinde olması hiç tesadüf değil…
Vel hasılı seçimlere kadar din üzerinden siyaset, dini cemaatler üzerinden oy devşirme operasyonları devam edecek. Hani CHP ve İyi Parti açısından Özdemir Asaf'ın dizelerini şu şekilde çevirsem merhuma ayıp olur mu ?
Cemaatler aynı ölçüde siyasallaşıyordu
Bu dönem birinciliği Süleymancılara verdiler.
(Not: Cennetmekan Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerine gani gani rahmet dilerim. Merhumu bütün siyasi tartışmalardan beri kılarım. Ayrıca rahatsızlığı nedeniyle hastanede yatan İsmailağa cemaatinin şeyhi muhterem Mahmut Ustaosmanoğlu hocaefendi'ye Rabbim'den acil şifa diler, dua ederim.)