Deprem bölgesi yerinde dönüşümde KDV büyük maliyet oluşturuyor

Yeminli Mali Müşavir (mba@mbaymm.com)

06.Şubat.2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerle yaşanan süreç sadece depremin şiddeti ile değil hem kapsadığı alan hem de bölgede yaşayan nüfus yoğunluğu itibariyle tam bir felakettir. Bu depremlerin yaratmış olduğu fiziki yıkımın olumsuzluklarının yıllar süren bir zaman dilimi içinde ancak giderileceğini bugünden görmekteyiz.

Depremlerin yaşandığı ilk günlerden itibaren biz bu yıkımın boyutunun tahmin edilenden daha derin olduğunu sadece devletin destek ve katkısı ile bunun üzerinden kalkınmasının mümkün olmadığını belirttik. Bunun içinde vatandaşın kendi imkanları ile yaraların sarılması ve öncelikli olarak barınma sorunu başta olmak üzere yerinde dönüşüm kapsamında yapılacak inşaatlar için vergisel desteklerin ve finans desteğinin sağlanmasının gerektiğini belirtmiştik.
 

Depremin ilk günlerinde barınma amaçlı konteyner teslimlerinde KDV indirimi sağlanması bu konuda örnek bir uygulamaydı. Yine yaşanan bu deprem nedeniyle afet bölgesi ilan edilen yerlerde afetzedelere bağışlanacak konutların inşası dolayısıyla kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına yapılan teslim ve hizmetler, 31/12/2024 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesna edilmiştir. 
 

Fakat üzülerek belirtmek isterim ki bunun dışında yıkılan binaların yeniden inşası veya güçlendirilmesinin vatandaşa maliyetinin düşürülmesi konusunda özellikle KDV indirimi veya istisnası yönünden bir düzenleme yapılmadı.
 

Bilindiği üzere mevcut uygulamada 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde yapılan konutların net alanının 150 m2'ye kadar olan kısmı ile belediyeler, il özel idareleri, TOKİ Başkanlığı ve bunların işletmeleri tarafından konut yapılmak üzere projelendirilmiş arsaların net alanı 150 m2'nin altındaki konutlara isabet eden kısmı, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde taşınmaz maliklerine ait mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanında yapılacak olan konutlara ilişkin inşaat taahhüt işleri yüzde 1 KDV’ye tabidir.
 

Bu düzenleme kısıtlı ve sınırlı bir çerçevede olup özellikle Malatya, Adıyaman, Hatay ve Kahramanmaraş illerinde depremin yarattığı yıkımın yeniden inşası için yeterli olmayacaktır.
 

Deprem bölgesinin Cumhurbaşkanlığınca yayınlanacak bir kararla 6306 sayılı kanun kapsamında özel riskli alan olarak kabul edilmesi ve özellikle yerinde dönüşüm kapsamında taşınmaz maliklerince kendileri tarafından yapılacak olan yeni inşaatların yanı sıra uygulamanın kapsamının deprem ve afet bölgesi için konut alanları ile birlikte ticari alanlarında dahil edilerek genişletilmesi, Ayrıca depremin yıktığı ve hasar verdiği binaların güçlendirilmesine ve yenileme dönüşüm projeleri kapsamında yapılacak inşaatların her türlü vergi resim ve harçtan muaf tutulması bölgenin yeniden inşasına ve hak sahiplerinin düşük maliyetle zararlarının karşılanmasına katkı sağlayacaktır.
 

Bu konuda deprem bölgesi büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere tüm belediyelerimizin bir an önce bir araya gelerek yapılacak saha çalışması sonuçları ile birlikte kentsel dönüşüm sürecinde riskli yapı şerhinin kesinleşmesi, taşınmazın yıkımı, taşınmazın yeniden inşası işlemlerinin 6306 Sayılı Kanun kapsamında, inşa edilecek taşınmaz için sahipleri bakımından KDV başta olmak üzere her türlü vergi resim ve harçtan muaf tutulması hususunda Hazine ve Maliye Bakanlığı nezdinde girişimde bulunulması ihtiyaç olmaktan çıkmış bir zorunluluk olmuştur.
 

Çünkü; %20 KDV önemli bir maliyet oluşturmaktadır.
 

Çünkü; Geçtiğimiz mart ayında Gelir İdaresi Başkanlığından Adıyaman Valiliğine (Defterdarlığı) gönderilen 01.03.2024 tarih ve E-50169878-200.03.01[6720)-18355 sayılı özelgede KDV kanunda yerinde dönüşüm kapsamındaki işlemler için özel bir düzenlemenin bulunmadığı ve yüzde yirmi Katma Değer Vergisine tabi olduğu yönünde görüş verilmiştir.
 

Deprem nedeniyle evleri yıkılan bu nedenle il dışında yaşamak zorunda kalan binlerce depremzede yıkılan evlerinin yeniden inşası konusunda oluşan yüksek inşaat maliyetinin düşürülmesi beklentisi içinde olduğunu görüyoruz.
 

Bu konu belediyelerimizin aslı gündemi olmalıdır! Bu konuda belediye bünyesinde kurulacak özel büro vasıtasıyla tüm iş ve işlemler için vatandaşa danışmanlık hizmeti sunulmalıdır.
 

Depremin üzerinden yaklaşık 18 ay geçmesine rağmen bu şehri yöneten yetkili ve sorumluların şehri ekonomiden sosyal yaşama tüm unsurları ve etkileri ile değerlendirmeleri gerekmiyor mu? Deve kuşu misali kafaları artık kumdan çıkarma vakti geldi de geçiyor. Daha neyi bekliyorlar? Sorunlarımızı üzerine toprak atarak değil. Depremin enkazını kaldırarak çözebiliriz.

--------------------

Kaynak; https://www.alomaliye.com/