Yaşanan Covid-19 salgını (pandemi) dünyanın ekonomisini ve sosyal yaşamını olumsuz etkilemiş yaşanan ekonomik krizin her geçen gün daha derinleşmesine yol açmaya devam ediyor. Küresel düzeni yönetenler, hakimiyetlerini tahkim ederek fazla kazanç elde etmek amacıyla yürüttükleri faaliyetlerini sürdürüyorlar.
Hükümetler ise ülkelerinde bozulan ekonomik ve sosyal yaşamda olumsuz etkilenen halkın tepkisinin iktidarlarına başkaldırıya dönüşmemesi için çeşitli önlemlere başvurmaktadırlar. Bu nedenle Hükümetlerin liderleri sosyal mesafe gerekçesiyle güvenlik önlemlerini sıklaştırırken ülkeler arası çatışmalara neden olacak söylemlerle ve özellikle din ya da bölgesel güç odaklı tartışmalara girişiyorlar.
Aslında dünyanın büyük bir felaketle karşı karşıya kaldığı; büyüklüğü ve niteliği tahmin edilemeyen bir değişimin yaşanacağı beklentisi aklı başında bağımsız çalışan kurumlar ve kanaat önderleri tarafından değerlendirilerek bazı önerileri işin başlangıçta tüm ülkelerin ve toplumların dikkatlerine sundular.
Beklenen küresel krizi önlemek amaçlı alınan önlemlerin başında vergisel olanları gelmektedir. Vergi zorunlu tasarruf olup zorda kalındığında kitlesel olarak başkaldırılan ya da ödenmekten kaçınılan bir yapıdadır. Bu nedenle OECD bünyesinde pandeminin başlangıcında yapılan çalışmalarda kararlaştırılan önlemler tüm ülkelere önerilmiştir. Ancak bu öneriler diğer ekonomik öneriler ve diğer maliye politikalarına ilişkin önerilerle ahenkleştirilerek uygulanmadığı için bir taraftan ekonomik kriz derinleşirken diğer taraftan yeni sorunlar ortaya çıkmaktadır.