Çocukların dağılan dikkatlerini kontrol altına almak

Okul çocuklar için, onların deyimiyle gerçek dünyanın simülasyonudur. Dünyada yaşanan tüm gelişmeler bu küçük evrende de kendine bir gerçeklik bulur. Bahar aylarının gelmesi tüm okullarda erken bir bayram havası yarattı. Uzun süredir pandemiden dolayı sıralarından ve arkadaşlarından uzakta olan öğrenciler havaların ısınmasıyla birlikte de uzak kaldıkları bahçelerine kavuştular.

Koray Varol Okulları kurucusu Eğitim Uzmanı Koray Varol baharın gelişiyle okullarda yaşanan bayram havasını şöyle anlatıyor:

Havaların ısınması uzun sürse de çocuklar üzerindeki etkisini hızlı bir şekilde görmekteyiz. Örneğin; Artan sıcaklıklarla çocukların metabolizmaları hızlanır, enerji ve hareketlilikleri artar, duygularını daha da yoğun hissederler. Bu durumda çocuklar dikkatlerini toplamakta zorlanır; okula gitmek, derslere girmek yerine dışarıda olmayı tercih ederler. Hareket etme isteği insanın doğasında var olan bir dürtüdür. Hareket etmek, özellikle çocukların fiziksel ve duygusal gelişimlerinde olmazsa olmazlardandır. Peki bu hareketliliklerini hem destekleyerek hem de çocukların dağılan dikkatlerini kontrol altına almak mümkün mü?

Hareket çocuklar için bir yaşam şeklidir; kendilerini ifade etmek, bir şeyleri öğrenmek en önemlisi de eğlenmek için. Özellikle ilköğretim çağındaki çocukların günde yaklaşık 6-7 saat kadar harekete ihtiyacı vardır. Baharla birlikte daha da artan bu hareket ihtiyacı okuldaki masa başı faaliyetlerine olan dikkatlerini azaltacaktır. Bu nedenle, çocukla yapılan faaliyetlerde hareketliliğe özel bir önem vermek gerekir. Çocuğun hareket etmesi dikkat dağınıklığına neden olmaz, dikkatin toplanmasını kolaylaştırır.


Baharla birlikte gelen dikkat dağınıklığı, ders çalışma ve ödev yapmada aksamalara yol açabilir. Bu dönemde hormonal değişikliklerle birlikte motivasyon ve dikkatin azaldığını gözlemleyebiliriz. Önemli olan günlük çalışma yoğunluğundan öte, çalışma düzenin korunmasıdır. Büyük aksaklıklara yol açmadan yapılacak düzenlemeler, ödev yapma sürekliliğini koruyacaktır. Bu da hem dikkati geliştirecek hem de öğrenilmesi gereken konuların kaçırılmasına engel olacaktır.

Onlara hareket edebilecekleri ortamlar yaratabiliriz. Böylelikle enerjilerini atmalarına ve sosyalleşmelerine de olanak sağlamış oluruz. Şehir yaşamının getirdiği zorluklardan bir tanesi de çocukların dışarıya çıkmasına ve özgürce oyun oynamasına çok fazla ortam sağlayamamasıdır. Onlara hareket edebileceği ortamlar hazırlamak hem dijital yaşamdan uzaklaşmalarına hem de arkadaşlarıyla oyun oynarken sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Unutmayın çocuklar dikkatli olmayı ancak yaşayarak öğrenebilirler!