“Cami Duvarlarına Yolsuzluk Haramdır” Diye Yazmak

'Zaman ne çabuk geçiyor Roza' der ya şair; gerçekten zaman ne çabuk geçiyor.

Çocukluğumda İmam Hatip yıllarında bir yandan Akıncıların bir yandan da Ülkücülerin slogan atarak yürüdüğü yollarda bir marş kulağıma çalınırdı:

Kör dünyanın göbeğine

Tek yol İslam yazacağız

Kuşların göz bebeğine

Tek yol İslam yazacağız

Kimileri 'tek yol İslam' sözünü, 'Hak yol İslam' diye değiştirse de bu temenni bu niyet gençlerin bir dava uğruna yetişmesinde önemli bir slogan oldu.

'Kör dünyanın göbeğine,

Tek yol İslam yazacağız'

Bu marşın ilgi çeken diğer bir yanı ise merhum Abdürrahim Karakoç'un kaleme aldığı bu dizeler Türkiye'nin İslami siyaset anlayışında ilk deneyimi olan Milli Nizam Partisi'nin kapatılmasına neden olmasıydı. Üstelik şiiri Milli Nizam Partisi'nin genel merkezi değil İzmir MNP gençlik kolları bir broşür de yayınlamış ve böylelikle kapatılma davası dosyasına girmişti. Şimdilerde arka perdeden yazılarında gözlemlerini belirten Fehmi Koru o dönem İzmir Gençlik Kolları başkanıydı.

Şimdi 'kör dünyanın göbeğine tek yol İslam yazacağız' diyen kadroların savrulmasını dağılmasını ve üstüne üstlük yaşadığı gibi inanması gibi trajikomik bir haldeyiz. Bırakın kör dünyanın göbeğine; ailesine iş yerine, sokaklara, caddelere, üniversite amfilerine hatta cami duvarlarına bile bu slogan yazılmıyor. İnadına inadına (buna ben geri çekilme demiyorum) buna kuantum fiziği gibi İslami muhafazakar, ülkücü çevrelerin başka bir yörüngeye atlayıp orada döndüklerini görüyorum. Dile kolay 'dön baba dönelim'

Vallahi dönelim… Mevlevi ile Bektaşi'nin konuşmasını hatırlarsınız. Biri der ki 'Biz Allah deyip döneriz' diğeri de der ki; 'Biz Allah Deriz ama dönmeyiz'

'Allah' deyip köşe dönenlerin şimdi 'Allah' deyip İslam'a dönmeyi unutanların hesap verme günleri teker teker başlıyor. Geçen hafta sonu millet İttifakı'nın içinde bulunmasından dolayı meşruiyet kazanması ile beraber dindar çevrelerin oyları konusunda da rahatlamasını sağlayan Saadet Partisi'nde genel idare kurulu toplantısı vardı. Hani hatırlarsınız Oğuzhan Asiltürk ün açıklamasıyla 'fabrika kodlarına geri dönmeye' çağırdığı Saadet camiası Temel Karamollaoğlu'nun başkanlığında toplandı. Ancak toplantıya yüksek istişare kurulu başkanı Oğuzhan Asiltürk katılmadı. Epey bir süredir Asiltürk ve diğer kurmaylar genel idare kurulu, il başkanları, il müfettişleri toplantılarına katılmıyor. Asiltürk'ün açıklamalarını gündeme getiren il başkanları oldu. Serzenişlerini belirtiler. Ama konunun muhatabı toplantıda olmadığı için konuşulanlar makes bulmadı.

Peki, Oğuzhan Asiltürk neredeydi?

Anadolu Gençlik Derneği kadınlar komisyonunun toplantısında… Yazımın başında anlattığım savrulmaya karşı 'öz kimlikte' durmanın 'öz kimliğe' geri dönmenin hem teorisini hem de pratiklerini anlattı.

Gündelik siyasetin dışında ancak aktüel olayların içinde ve tribünden seyretme noktasında olan gençlerin gelecek muhayyelesiniz süsleyen sloganla karşı karşıyalar.

Kör dünyanın göbeğine

Tek yol İslam yazacağız

Bu anlamda bu sloganı en çok dinlendiren ve 312'den mahkûmiyet aldığı davada hakimin yüzüne karşı bu davayı açtıranların gıyabında 'Benim referansım İslam' diyen Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası değildir.

Aradan geçen yıllar 'Kör dünyanın göbeğine, tek yol İslam yazacağız' sloganını unutmuş, görmezlikten gelen ve bu sloganın uğruna bir ömür sarf edenlerin devre dışı, oyun dışı, saha dışı bırakıldıkları bir mekanizmaya dönüşü vermişti.

Hatırlarsınız geçen hafta AK Parti Keçiören Belediyesi'nde meclis üyesi olan, ülkücü camianın iki önemli isminin birdenbire İyi Parti saflarına geçtiğini yazmıştım.

AK Parti iktidarlarının alışa gelmediği ve görmediği bu transferin nedenini sizler gibi en çok merak eden de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dı. Duyumlarıma göre partisinin Ankara il başkanını çağırıp bunun nedenini sorduğunda belki de Cumhur İttifakı'nı sorgulatacak bir cevapla karşı karşıya geldi:

-Efendim zaten o arkadaşlar bizden değildi. Ülkücüydü…

'Hayda' dediğinizi duyar gibiyim… İşin garip tarafı, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine AK Parti'den daha fazla tahkimat yapan şartsız Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında arkasında duran Türkmen Bey'i Devlet Bahçeli'nin emeklerine yazık değil mi? Bu bile savrulmanın ne noktaya geldiğini göster miyor mu? Hani diyecektik ya:

Kör dünyanın göbeğine

Tek yol İslam yazacağız

Şimdi gelinen bu noktada; davayı, dava adamını davaya sadakati anlatmanın izah etmenin yeniden ayağa kaldırabilmenin güçlüğünü herkes biliyor. Çünkü ne kadrolar, ne de kadroların hitap ettiği taban aynı yerde durmuyor. İslam'ın, milli değerlerin, Türk töresinin gereğinin uygulanması bir hayat anlayışı olarak yaşanabilmesi karşısında ifade edilenlerin değil de ifade edenlerin zorlandığı bir konu haline geldi. Olan biteni gördüğümüzü, konuştuğumuzu yazdığımızı ve yazamadıklarmızı oturup muhasebe ettiğimizde geldiğimiz noktayı daha iyi analiz etmiş olacağız.

İsmet Özel 'Hak yemek, sol elle yemek kadar dikkat çekmedi bu ülkede' diyor ya bizim de 'Tek yol, Hak yol İslam yazacağız' diyenlere söyleyeceklerimiz var. Olmalıdır da…

Kul hakkından, beyt'ül maldan, tüyü bitmemiş yetimin hakkından dem vuran, bu uğurda hayatını verecek kadar sadakatli olan 'Kör dünyanın göbeğine, Tek yol İslam yazacağız' kitlelere tarihi olduğu kadar vicdani bir sorumluluk olarak şu çağrıyı yapmak durumundayım:

Bırakın kör dünyanın göbeğine, askerlerin miğferine kağnıların tekerine yazmayı 'Cami duvarlarına yolsuzluk haramdır' diye yazmaya var mısınız?